GeriSeyahat Mercedes Salih
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Mercedes Salih

Mercedes Salih

Babadan kalma 72 model Mercedes'iyle Hilton Taksi'de çalışan uluslararası bir şoför

Salih karakoç 41 yaşında, 22 yıldır babadan kalma Mercedes'iyle İstanbul trafiğinde direksiyon sallıyor. Hilton Taksi'ye bağlı olarak çalışan Karakoç'un en büyük özelliği 15 ayrı ülkeden üst düzey müşterileri olması ve onlarla kurduğu dostluk ilişikisi. Mercedes Salih'e işin sırrını sorduk.

34 TDL 55. İstanbul'da hizmet veren ticari taksilerden biri. Hilton Oteli'nin taksi durağına bağlı. 72 model bir Mercedes. İlerlemiş yaşına rağmen fiyakasından birşey kaybetmemiş. Mercedes taksinin sahibi Salih Karakoç. 22 yıldır İstanbul tarafiğinde aynı arabada direksiyon sallıyor.

Giresunlu. 41 yaşında. 1969 yılında ortaokulu terkedip İstanbul'a gelmiş. Küçük yaşta şoför olmayı kafasına koymuş. Baba yadigarı Mercedes'in direksiyonuna ancak askerlik dönüşü geçmiş. O gün bugündür taksicilik yapıyor. Arabasından memnun: ‘‘İstanbul'da sadece yedi kişide Mercedes taksi var. Benimkisi en eski olanı. Bu araba ailemizin ekmek teknesi. Baba yadiga*rı. Almanya'da uzun yıllar çalışıp dönüşte bu arabayı ve plakayı alabildi. 22 yıldır kullanıyorum. Şimdiye kadar bir sorun çıkarmadı. Gözüm gibi bakıyor ve sakınıyorum. Motoru durana kadar da kullanmaya devam edeceğim.’’ diyor.

Karakoç'u İstanbul'daki binlerce taksiciden farklı kılan özelliği arabasının eski bir Mercedes olması değil. O, 15 ülkeden müşterisi olan, uluslarası bir taksici. Müşterileri arasında kimler yok ki. Malta Tarım Bakanı'ndan eski ABD Başkan adaylarından Bill Bredly'e kadar birçok ünlü kişi Karakoç'un müşterisi. ABD, İngiltere, İspanya, Malezya, Kanada, Japonya, Endonozya, Birleşik Arap Emirlikleri Salih Bey'in müşterilerinin bulunduğu ülkelerden bazıları.

Müşterileri arasında uluslarası bir banka olan Jepe Morgan da var. Jepe Morgan'ın Genel Müdürü Tom Sutherlant, Salih Karakoç'un yakın dostu. Yıllar önce ikisi arasında kurulan sıkı dostluk daha sonra meyvesini vermeye başlamış. Jepe Morgan'ın değişik ülkelerdeki müdürlerinin tümü İstanbul'a geldiklerinde Salih Karakoç'un Mercedes'iyle gezmeye başlamışlar. Karakoç, yabancı dostuyla ilgili şunları söylüyor: ‘‘Tom Bey'in referanslarıyla dünyaya açıldım. Tom Bey bana babamdan sonra babalık yapan bir kişidir. Onun refaranslarıyla bugün dünya çapında birçok insana hizmet veriyorum.’’

Araaraaraara

ABD Başkan adaylarından Bill Bredly'i de Sutherlant göndermiş. Bu insanların güvenini nasıl kazandınız, sorusuna şu cevabı veriyor Salih Karakoç: ‘‘Bir insanın kendisine saygısı varsa herşeye saygısı var demektir. Arabama binen her insana anneme, babama gösterdiğim saygıyı gösteriyorum.’’ Karakoç, başarısının sırlarını da şöyle açıklıyor: ‘‘Temizlik ve titizlik önceliğimdir. Yaptığım işi seviyorum ve saygı duyuyorum. Arabamı temiz tutarım, bakımını hiç aksatmam. İnsanlarla sohbet etmeyi severim. İngilizceyi de böyle öğrendim. Müşterilerime güler yüz gösterir hal-hatırlarının sorarım. Sabah sekiz buçukta işe gelir akşam beş buçukta bırakırım. Arabam gece çalışmaz. Şoföre vermem. Pazar günleri çok önemli bir konuğum gelmezse işe çıkmam. Haftanın bir gününü çocuklarımla geçiririm. Her yıl Ağustos ayında memleketime gider çocuklarımla tatil yaparım. Hayatı ve insanları seven kişilerin her zaman başarılı olacaklarına inandım. İşimde başarılıyım. Başarımı işime duyduğum saygıya, eşime ve çocuklarıma borçluyum.''

Araaraaraara

Salih Karakoç, İstanbul'un beş yıldızlı otellerinde ve lüks restoranlarında ‘‘Mercedes Salih’’ olarak tanınıyor. Bir haftalığına ya da on günlüğüne ağırladığı müşterileriyle geçen bir gününü de şöyle anlatıyor: ‘‘Türkiye'ye gelmeden önce bana fax çekip randevu alırlar. Müşterimi havaalanında karşılarım. Oteline götürürüm. Küçük bir kent turu atarız. İstanbul'a yeni gelmişse bildiğim kadarıyla kenti tanıtmaya çalışırım. Müşterilerimi emanet ve arkadaş gibi görürüm. Kaliteli ve temiz yerlere götürürüm onları. Hizmette kusur etmem.’’

Mercedes Salih, müşterileriyle sıkı dostluklar da kuruyor. Mutlaka telefon ve adres alıyor. Onlara kartvizit veriyor. Hangi dilden, hangi dinden olursa olsun tüm müşterilerinin doğum günlerini, kutsal günlerini defterine not ediyor ve onlara tebrik kartı yolluyor. Ya da müşterisinin gönlünü alan birkaç satırlık bir fax metni. ‘‘Yılbaşı öncesi iki gün çalışmam. Yurtdışındaki birçok müşterime - dost demek daha doğru olur- tebrik kartı atarım, mektup gönderirim. Zaman zaman bana telefon açıp hal-hatır sorarlar. Kendi ülkelerine davet ederler.’’

Salih Bey, on yıldır randevuyla müşteri taşıdığını söylüyor. Yurtdışından aynı tarihte birkaç müşteri birden gelirse onları güvendiği taksici arkadaşlarına yolluyor. Jepe Morgan Bank'ın müdürleri Salih Bey'le İstanbul'da gezerken elini cebine atmıyor. Müşterisi İstanbul'da kaldığı sürece tüm masrafları Salih Karakoç karşılıyor. Müşterisini uğurladıktan sonra bankanın Londra şubesine masrafı bildiriyor. Banka parayı Salih Bey'in hesabına yatırıyor. ‘‘Müşterilerimle aramda büyük bir güven var. Batılılar insana insan olduğu için değer veriyorlar. Siz dürüst olup, fırsatçılık yapmazsanız çok güzel ilişkiler kuruluyor. Yaptığım işin bana haz veren yönü bu’’ diyor.

Bugüne kadar başından herhangi bir kaza bela geçmemiş Salih Karakoç'un. Müşterileriyle hiçbir sorun yaşamadığına dikkat çekiyor. 22 yıllık taksicilik yaşamında başına gelen tek tatsız olayı da şöyle anlatıyor: ‘‘Bir Filistinli'yi bir hafta boyunca gezdirdim. Otel ve yemek masraflarını üstlendim. Çok inandırıcı biriydi. Sırra kadem bastı. Ortadan kayboldu. Bana 200 milyona maloldu.’’

False