GeriSeyahat Lavanta tarlaları burnumu koyları gözlerimi sevindirdi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Lavanta tarlaları burnumu koyları gözlerimi sevindirdi

Lavanta tarlaları burnumu koyları gözlerimi sevindirdi

İstanbullu banka müfettişi Murat Ayrancıoğlu (26), sinema, müzik ve adrenalin içeren aktivitelerin yanı sıra seyahat etmeye ilgi duyuyor. Ayda bir yurtiçi veya yurtdışında yolculuğa çıkıyor. Ayrancıoğlu, Adriyatik Denizi’ndeki Hırvatistan’a bağlı Hvar Adası’nı anlatırken “En büyük özelliği lavanta tarlaları ve bağlar. Lavanta kokusu gezi boyunca bize eşlik etti. Berrak denizine, tarihi yapılarına, renkli gece hayatına da bayıldım” diyor.

Daha önce nerelere seyahat ettiniz?
- Avrupa’da 18 ülke gördüm. Ayrıca Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayland, Singapur, ABD’ye gittim.

Hvar Adası’na nasıl, ne zaman gittiniz, ne kadar kaldınız?
- İki yıl önce Split, Hvar, Mostar ve Dubrovnik’i içeren altı günlük gezi sırasında gittim. İlk durağımız kalesiyle meşhur, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Split şehriydi. Split’de güzel bir gün ve gece geçirdikten sonra Hvar’a geçtik. Yolculuk, İstanbul’dakilere benzeyen, her biri bir Victoria’s Secret modelinin ismini taşıyan deniz otobüsleriyle bir saat sürüyor. Adada deniz, güneş, eğlence ve dinlence dolu iki gün geçirdik.

GRAPPA ENERJİ VERDİ

Adayı nasıl buldunuz?
- Ada doğusundan batısına 80 kilometre. Kartpostal güzelliğindeki Hvar adanın batı ucunda, diğer yerleşimlere karayoluyla bağlanıyor. Daha önce Hvar Adası için “Hırvatistan’ın Bodrum’u” şeklinde değerlendirmeler duymuştum. Bence doğru değil. İlk günümüzde Hvar Kalesi’ne çıktık. Kalenin yapımı 6’ncı yüzyıla dayanıyor. Bugünkü halini, 1282 yılında Venedik yönetimi sırasında başlayan, uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda almış. 19 Ağustos 1571’de Osmanlı donanması saldırdığında halk sığınak olarak kullanmış. Bundan sekiz yıl sonra barut deposuna düşen yıldırımla büyük hasar görmüş. Kale 19’uncu yüzyıla kadar stratejik önemini korumuş. Bugün adadaki birçok nadide eser arasında en önemlilerden biri.

Orada ne gibi etkinlikler yapılabilir, gezip görülecek yerlerini anlatır mısınız?
- Kaleden kıyıya doğru daracık, dik merdivenlerden inerken bu sevimli adanın beyaz taş binaları arasından esen lavanta kokusunu içimize çektik. Hvar’ın en önemli özelliklerinden biri, büyük bölümünü kaplayan üzüm bağları ve lavanta tarlaları. Bağ ve tarlalar yakın çevremizde irili ufaklı bulunsa da görme ve koklama duyusunu doyasıya tatmin etmek için adanın doğusuna doğru, motor kiralayarak seyahat edebilirsiniz. Bu seyahatin ödülünü Hvar size yol üzerindeki eşsiz koy manzaraları ile veriyor. Kıyıya indikten sonra sahildeki kafelerden birinde ufak bir mola verdik ve “grappa” içtik. “Grappa” Hırvatistan’ın karşısındaki İtalya’ya has çok sert bir içecek olsa da burada da fazlasıyla tüketiliyor. Tadının acılığı ve sertliği daha fazla gezmek için gerekli olan enerjiyi toplamamızı sağladı. Birazcık limandan uzaklaşıp genel manzaraya bakınca ada dünya sosyetesinin ana duraklarından St. Tropez’i andırıyor. Yürüyüşümüze devam edince 15’inci yüzyılda inşa edilmiş Fransisken Manastırı’nı karşımızda bulduk. Bu manastır içinde bir sanat galerisini de barındırıyor. Buna ek olarak içinde veya bahçesinde zaman zaman müzik etkinlikleri düzenleniyor. Öğleden sonra dinlenip denize girmeye karar verdik. Adanın her tarafında su o kadar temiz ve berrak ki çok fazla yürümeden muhteşem Fransisken Manastırı’nın tam önündeki taşlık koya attık kendimizi. Güneş burada tam karşımızdan gözden kaybolurken biz de kendimizi güzel bir geceye hazırladık.

SABAHA KADAR EĞLENCE

Gece hayatı nasıldı?
- Hvar’da gece hayatı saat 22.00’den itibaren başlıyor. En popüler kulüp Carpe Diem. Çok çılgın bir parti mekanı olduğunu duymuştum. Fakat gidip görünce anladım ki aslında güzel müzikler çalınan, rahatlıkla sohbet edilebilen, içki tarifesi biraz yüksek bir mekan. Açıkcası, bu hali daha güzeldi. Bunun dışında limanda denize sıfır ufak tefek birçok bar bulunuyor. Eğer kendinize güveniyorsanız dükkandan bozma kumarhanelerde şansınızı deneyebilirsiniz. Son olarak limanın sağ tarafında ormanlık alan içerisinde Fortica isminde bir kulüp bulunuyor. Burada eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.

Yemekler nasıldı?
- Hırvat mutfağı daha çok deniz ürünleri ağırlıklı. Çoğu bizim tanıdığımız balıklar. Elbette yerel balıklar da var. Bizim tercihimiz popüler yerlerde turistlerin gittikleri değil, ara sokaklarda Hırvat’ların tercih ettiği balık lokantaları oldu. Aslında balık lokantası demek doğru olmaz çünkü orada bizdeki gibi balık lokantası kültürü yok. Hemen hemen her lokantada hem et hem de balık bulunuyor. Balığın yanında Türk şaraplarına göre alkol oranı daha yüksek ve sert olan Hırvat şaraplarını tadabilirsiniz.

Konaklama seçeneklerinden bahseder misiniz?
- Hvar’ın ana geçim kaynakları turizm ve balıkçılık. Bu nedenle lüks otellerin yanı sıra irili ufaklı çok sayıda pansiyon ve hostel bulunuyor. Biz sahilin biraz yukarısında, merkeze oldukça yakın bir hostelde kaldık. Hostel, hem gittiğiniz yeri daha hızlı tanımak hem de başkalarıyla tanışmak için ideal bir tercih. Adada turistleri seviyorlar. Kaldığımız hostelin sahibi bizimle sanki oğullarıymışız gibi ilgilendi. Tavsiyem, kesinlikle hostel veya pansiyonların tercih edilmesi.

OTOMOBİL KİRALAYIN ADA TURUNA ÇIKIN

Oraya gitmek isteyenlere neler önerirsiniz?
- Hvar mutlaka görülmesi gereken bir ada. Gidenlerin otomobil, motosiklet ya da bisiklet kiralayıp mutlaka ada turuna çıkmasını, her yerini görmesini öneririm. Adanın limanında 50 ile 200 Hırvat Kunası (15-65 TL) arasında fiyatlara kalenin karşısında görülen bol koylu adalara tekne turları var.

Bu mevsim oraya gitmek için iyi bir zaman mı?
- Hava, deniz koşulları açısından ada ekim ayına kadar müsait. Temmuz ve ağustosta kalabalık oluyor. Eğer sadece kafa dinlemek için tatil yapacaksanız haziran ve eylül aylarında gitmenizi tavsiye ederim. Çünkü aradaki dönemde adada yoğunluk artıyor.

False