GeriSeyahat İnsanlığın tuzlu tarihi...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İnsanlığın tuzlu tarihi...

İnsanlığın tuzlu tarihi...

Canlı hayatının vazgeçilmez maddelerinden olan tuz, tarih boyunca insanoğlunu peşinden koşturdu. Doğada saf olarak fazla bulunmayan bu ''kutsal madde'' için savaşlar bile yapan insanoğlu, zaman içinde tuz elde etmek için akıl almaz yollar denedi. Mark Kurlansky'nin insanlığın binlerce yıllık tuz macerasını anlattığı ''Tuz-İnsanlığın Tuzlu Tarihi'' adlı kitap Aykırı Yayınları'ndan piyasaya çıktı. Kitapta, hiçbir canlı türünün onsuz yaşayamayacağı, ''bir asidin bazla tepkimesinden doğan'' tuzun, insanlık tarihindeki yeri dile getiriliyor.   Kitaba göre, insanın yediği bilinen ''tek kaya türü'' olan tuzun, günümüzde ilaç üretiminden, buz tutan yolların trafiğe açılmasına, suyun yumuşatılmasından sabun üretimine kadar 14 bin çeşit kullanım alanı bulunuyor.  Modern yer biliminin sağladığı bilgilerden önce tuzun nerede bulunduğunu bilmeyen insanoğlu, 20. yüzyıla kadar umutsuz bir biçimde tuzun peşinde koştu. Tarih boyunca tuz o kadar değerliydi ki, bazı ülkelerde asker ve işçiler maaşlarını tuz olarak alıyordu. Büyük Roma yollarından ilki, tuzu sadece Roma'ya değil yarımadanın iç kesimlerinede taşımak için inşa edilmişti.   Çinliler, Romalılar, Fransızlar, Venedikliler, Habsburglar ve diğer bir çok yönetim, savaşlar için para bulmak üzere tuz vergisi koymuştu. Çin'de tuz üretimine ilişkin en eski yazılı kaynak, İ.Ö. 800'e aitti. Belgede, Xia Hanedanlığı sırasında bin yıl önceki deniz tuzu üretimi ve ticaretinden söz ediliyordu. Çin yönetimleri yüzyıllarca tuzu, devletin bir gelir kaynağı olarak görmüşlerdi. Çin'de İ.Ö. 12. yüzyılda tuz vergisinden söz eden metinler bulundu. Yazar Kurlansky, et ve balığı tuzlayarak saklayan ilk uygarlığın Mısırlılar olabileceğini belirterek, balığı tuzda saklamaya ilişkin eneski Çin belgelerinin İ.Ö. 2 bine tarihlenirken, çok daha eski tarihlerden kalan mısır mezarlarında tuzlanmış balık ve kuş eti bulunduğuna dikkati çekti. Araştırmalara göre, Mısırlılar Nil deltasında deniz suyunu buharlaştırarak tuz üretiyorlardı.       ROMALILAR'DA TUZUN ÖNEMİ      Tarihte Roma devleti de Çinliler gibi tuz satışları üzerinde tekel kurmamakla birlikte, zorunlu gördüğünde tuz fiyatlarını kontrol etmekten geri kalmadı. Roma devletinin tuz fiyatlarına ilk müdahalesinin belgeleri, İ.Ö. 506 yılına aitti. Buna karşılık Roma devleti zaman zaman tuz fiyatlarını sübvanse etmişti.   Öte yandan büyük Roma yollarından ilki, tuzu sadece Roma'ya değil,yarımadanın iç kesimlerine de taşımak için inşa edildi.   Roma ordusunda da bazen askerler maaşlarını tuz olarak alıyordu. Romalılar için tuz, imparatorluk kurmanın zorunlu bir parçasıydı. Yayıldıkları dünyada tuzlaları geliştirip deniz kıyılarına, bataklıklara ve tüm İtalya yarımadasındaki tuzlu su kaynaklarına tuzlalar kurdular. Roma İmparatorluğunda 60'da fazla tuzla belirlenmişti.   İÇLERİ TUZ DOLU VAZOLAR     Ortaçağ ve Rönesans'ta sofraya tuz koymak zenginlerin lüksüydü. Budönemde Fransız krallıklarında, kral sofraları mücevherlerle kaplı ve içleri tuz dolu vazolarla donatılırdı.   Özellikle İtalyan eşyalarının moda olduğu 16. yüzyılda ''büyük tuz'' adı verilen şık tuzluğun dışında, değişen yemeklerle beraber sofraya konulan küçük tuzluklar da bulunurdu. Büyük tuz, yemek boyuncabüyük efendinin, davet sahibinin ya da şeref misafirinin yanında bulundurulurdu. Parmakla tuza dokunmak kaba bir davranış, hatta bazen talihsizlik olarak görülürdü. Bazı ortaçağ ve rönesans tabaklarında tuz konulması için küçük bir oyuk bulunurdu.   17. yüzyılda Fransa'da tuz vergisi önemli sıkıntılara yol açmıştı.Tuz vergisi toplayıcılarından nefret ediliyordu. Tuz vergisi toplayıcıları, özellikle kadınlardan kuşkulanır ve onlara karşı kötü davranırdı. Kadınlar bazen, vücutlarının çeşitli yerlerine sakladığı tuz torbalarıyla yakalanırdı. Kadınlar aranmayacaklarını düşündükleri göğüslerinde, korselerinde tuz saklarlardı.   18. yüzyılın sonlarında tuz vergisine karşı işlenen suçlardan dolayı her yıl üç binden fazla Fransız erkek, kadın ve hatta çocuk ölüm cezasına çarptırılıyordu.        SAĞLIKLI MI SAĞLIKSIZ MI?  Yetişkin bir insanda üç ya da dört tuzluk dolusu yani yaklaşık 250gr. tuz bulunuyor. Tuzsuzluk insanda baş ağrısı ve zayıflığa ardından sersemlik ve mide bulantısına neden olurken, vücudun uzun süre tuzsuz kalması ölümle sonuçlanıyor. Öte yandan çok sayıda araştırma, yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıkları ile çok tuz tüketimi arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.     
False