Dijital CEO'lar geliyor

Dijital dönüşüm, nesnelerin interneti, büyük veri gibi olgular artık çok ön planda. Bunun yanında, dijitalleşme, kurumların organizasyon yapısına giderek daha çok yerleşiyor. Çağımızda, hangi sektörden olursa olsun dijitalleşmeye ayak uyduramayan şirketler tökezlemeye başlıyor. Bunun yanında, artık iş dünyasında ‘dijital darwinizm’den söz ediliyor. Ya bu dijitalleşme ortamına ayak uydurursun ya da yok olur gidersin anlamına geliyor. Örneğin, internet üzerinden satışa başlayan firmalar, rekabette bu sistemi uygulamayan firmaların önüne geçiyor.

Merkez hedef koyuyor
Şirketler de artık bu durumun farkındalar. Bu nedenle bazı global şirketler, yabancı dil bilme şartı koyar gibi, ülke yöneticilerine

dijitalleşme konusundaki becerilerini geliştirme hedefi koyuyorlar. Şirketlerin bu hedefleri CEO’lara vermesindeki asıl amaç şirketin dijitalleşmesi. Pazarlama, satış, operasyon iletişim gibi departmanların bilgi-iletişim tabanlı bir platforma oturtulması ve iş sürecinin zaman-mekândan bağımsız hale getirilmesi. Bunun da ilk başlaması gereken yer en tepedeki yöneticiler. Çünkü değişim tepeden olmazsa tüm iş süreçlerinin değişmesinde sorun çıkıyor.

Dijitalliği öğreniyorlar
Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü akademisyenlerinden İsmail Hakkı Polat, dijital dönüşüme ayak uydurma konusunda CEO’lara yardımcı oluyor. Polat, bunu ‘dijital dönüşüm koçluğu’ olarak tanımlıyor. Öncelikle, bire bir yaptığı görüşmelerde CEO’lara dijitalleşme konusunda temel bilgiler veriyor. Daha sonra, bu konuda gelişmek isteyen kişinin ihtiyaçlarına göre bir program oluşturuluyor. Polat, yöneticinin bireysel olarak gelişmesi ve bağlı bulunduğu kurumun dijital stratejilerinin oluşturulması konusunda danışmanlık yapıyor.

Polat, şu ana kadar kendisine FMCG (hızlı tüketim ürünleri) sektörü ve tekstil sektöründen başvuruların geldiğini belirtiyor. Özellikle perakende, FMCG, otomobil, ilaç ve medya sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler dijitalleşmeye daha çok ihtiyaç duyuyor.

Dijitalleşme ihtiyacını belirlemek
CEO’ların, şirketlerinin dijitalleşmeye ihtiyaç olup olmadığını anlamaları için firmanın röntgenini çekmeleri gerekiyor. Önce sektördeki diğer şirketlere bakıp, dijitalleşme evresine giren var mı, bu konuda rakipleri ne durumda, bunu anlamaları gerekli. Daha sonra kendi iç yapılarına bakıp ne kadar dijitalleştiklerini görmeleri şart. İş süreçlerinde bilgi iletişim teknolojilerini ne kadar kullandıklarını, hedefledikleri müşteri kitleleriyle ilgili kendilerine ulaşan verileri analiz edip edemediklerini bilmeleri gerekiyor. CEO’nun da kendisinin bu konulara ne kadar hâkim olduğunu anlaması lazım.

Ayrıca, sosyal ilişkiler ve kriz anında kullanılan uygulamalar da dijital danışmanlığa ihtiyaç olup olmadığını belirlerken devreye giriyor. Gençlerle doğru ilişkiler kurabilmek, artık Y kuşağının iş dünyasında devreye girmesiyle beraber hem özel hem de iş hayatında daha çok önem kazandı. Kriz durumlarında ise, dijital iş yapış süreçlerinin geleneksel yöntemlerden daha etkin olup olmadığını bilmek, müşteri tepkilerini ölçebilmek ve buna uygun yol çizebilmek için sosyal medyanın kullanılıp kullanılmadığına bakmak gerekiyor.

Direk temas kurmak daha etkili
Dijitalleşmenin çok önemli bir sonucunun da etkileşim olduğunu belirten Polat, CEO’ların sosyal medyayı kullanmasının kitlelere daha sıcak geldiğini söylüyor. Eskiden medya önüne çıkıp insanlarla tek yönlü iletişim kuruluyordu. Günümüzde ise sosyal medya aracılığıyla çift taraflı bir etkileşim söz konusu. Bu noktada, sosyal medyanın doğru kullanılması, karşı tarafın verilen mesajı doğru algılaması çok önemli. Bu sırf CEO’lar için değil, büyük kitlelere ulaşabilen siyasetçiler veya ünlüler için de geçerli. Bu nedenle de dijital dünyayı daha iyi tanıyan yöneticiler günümüzde etkileşim anlamında çok daha avantajlı oluyor.