Yılmaz: Etibank onay yazısıyla satıldı

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz: Etibank onay yazısıyla satıldı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2004 00:00

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, ”çeşitli yöntemlerle Etibank'ı zarara uğratmak”la suçlanan bankanın eski sahibi Dinç Bilgin'in de aralarında bulunduğu 23 sanıklı dava kapsamında “tanık” sıfatıyla ifade verdi. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Ferhat Yeğingilioğlu ile Ayşe Hande Güven katıldı. Diğer 21 tutuksuz sanık ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, “tanık” olarak dinlenilen eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, o tarihte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun görevde bulunmadığını hatırlattı. Bankanın özelleştirilmesi işlemlerinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca Hazine Müsteşarlığı'nın görüşleri doğrultusunda yapıldığını belirten Yılmaz, İpek Grubu'nun banka için verdiği ilk teklife Hazine Müsteşarlığı'nın grubun diğer bankasının Bankalar Kanunu 64. maddesi kapsamında olması nedeniyle olumlu bakmadığını anlattı. Daha sonra İpek Grubu'nun Medya Grubu ile yeni bir teklif getirdiğini ve Hazine Müsteşarlığı'nın da bu konuda olumlu görüş bildirdiğini belirten Yılmaz, “Birinci toplantımızda Hazine Müsteşarlığı'nın yazıları doğrultusunda nasıl onay vermemişsek, ikinci toplantıda da yine Hazine Müsteşarlığı'nın yazısı doğrultusunda bankanın satışına onay verdik” dedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Mustafa Akın'ın, Dinç Bilgin ya da Cavit Çağlar ile ihale sırasında görüşmesi olup olmadığını sorduğu Yılmaz, ”Hayır. Hiçbir görüşme olmadı” diye konuştu. “HAYIR” CEVABININ TUTANAĞA GEÇİŞİBaşkan Akın'ın, bankanın, içinin boşaltılması amacıyla alındığı, buna ilişkin çete oluşturulduğu konusunda bir bilgisi olup olmadığını sorduğu Yılmaz, “Hayır” yanıtını verdi. Başkan Akın, Yılmaz'ın cevabını tutanağa, “Bankayı alma amaçlarının kurdukları suç örgütünün bir faaliyeti olarak gerçekleştirdiklerini daha doğrusu bankayı hortumlamak niyetiyle aldıklarına dair herhangi bir bilgim ve duyumum olmamıştır. Bu alım, banka alımı nedeniyle çete oluşturulduğunu bilmiyorum. Bu nedenle çetenin başı ve üyeleri ve yetkilileri kimlerdir bilmiyorum. Yani çete olup olmadığı yönünde bir bilgim yoktur” şeklinde geçirdi. Bunun üzerine söz alan Dinç Bilgin'in avukatı Mehmet Asım İplikçi, sanığın beyan etmediği bazı şeylerin tutanağa geçirildiğini söyleyerek, aynı sorunun “iddianamede çete oluşturulduğu öne sürülüyor. Bu konuda bir duyumunuz oldu mu” şeklinde sorulmasını talep etti. Yılmaz, bu soruya da, “Böyle bir şüphemiz olsa onaylamazdık” diye cevap verdi. Heyet Başkanı Akın, Güneş Taner'in “devlet sırrı olduğu gerekçesiyle tanıklıktan çekindiğini” hatırlatarak, bu konuda devlet sırrı olup olmadığını sorduğu Yılmaz, “Benim bilgim yok” diye cevapladı. Müşteki avukatı Erdal Koyuncuoğlu'nun, “Hazine Müsteşarlığı'nın teminat mektubu alınmasını istediğini” hatırlatarak, “sadece neden taahhütname ile yetinildiğini” sorduğu Yılmaz, bankanın satışının Hazine Müsteşarlığı ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında yapılan görüşmeler sonucunda yapıldığını söyledi.Yılmaz, ifadesini tamamladıktan sonra adliyeden ayrıldı.GÜNEŞ TANER İÇİN CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN İZİNMahkeme Heyeti Başkanı Akın, “devlet sırrı” olduğu gerekçesiyle tanıklıktan çekinen eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in tanık olarak dinlenilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı'ndan istenen iznin, 3 Kasım 2004 tarihli yazıyla verildiğini tutanağa geçirdi. Dava dosyasının incelenmek üzere verildiği bilirkişilerden Doç. Dr. İzzet Özgencin'in bilirkişilikten çekilme talebinin reddedildiğini söyleyen Başkan Akın, Işın Çelebi'in tanık sıfatıyla ifadesinin alınması için yazılan talimata cevap verilmediğini tutanağa yazdırdı. Güneş Taner'in, “meşruatlı davetiye” ile yeniden tanık olarak dinlenmek üzere duruşmaya çağrılmasına, bankanın özelleştirmesine ilişkin bilgileri bulunduğu belirtilen Yener Dinçmen, Osman Tunaboylu ve Adnan Yaylacı'nın da tanık olarak dinlenilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.Dava dosyasında yer alan 3 ayrı iddianamede, Dinç Bilgin, Cavit Çağlar, Mehmet Nail Keçili, Şükrü Karahasanoğlu, Önay Şevket Bilgin, Mustafa Çağlar ve Türker İnanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 23 sanığın, çeşitli suçlamalardan dolayı 3.5 ile 33 yıl arasında değişen çeşitli ağır hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!