Güncelleme Tarihi:
Başkan Ahmet Çakır çocuklarla birlikte Coca Cola Mutluluk Bandosu’nda bateri çaldı. Konferans Vagonu’nda yaptığı konuşmada tren projesi için Hürriyet’e teşekkür eden Çakar, “Birçok konuyu ve aktiviteyi içeren güzel bir proje. Çevreye duyarlılığın, çocuk ve kadın haklarının ele alınması çok önemli, hepimizin üzerinde durması gereken konular. Tabii ki bizlere de görevler düşüyor. Sosyal boyutu ihmal ediyorsanız haliyle mutlu toplumu imar edemezsiniz” diye konuştu.Treni öğleden sonra da Malatya Valisi Doç. Dr. Ulvi Saran ziyaret etti. Öğrenciler hem treni gezdi, hem de tüm aktivitelere katıldılar.
Babalar bu akşam Gaziantep’te
Hürriyet Hakkımızdır Konserleri’nin üçüncüsü bu akşam Gaziantep İstasyon Meydanı’nda gerçekleşiyor. Bu yıl 30. yılını kutlayan Yeni Türkü ile Grup Gündoğarken, saat 19.00’dan itibaren sevenleriyle buluşacak. Ücretsiz konsere tüm Gaziantepliler davetli.
Sevgi Evleri her yerde olsun
Zeynep BİLGEHAN
Malatya Sevgi Evleri, şehir merkezine 10 kilometre uzaklıkta, 16 villa tipi binadan oluşan küçük bir mahalle. Yeşil alanları, resim atölyeleri, spor sahaları, amfitiyatrosuyla bir sayfiye kasabasından farkı yok. Yerleşimcileriyse, çeşitli sebeplerden koruma altına alınmış 100 çocukla onların öğretmen ve bakıcıları...
Malatya İşadamları Derneği ile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün işbirliğiyle kurulan bu yaşama alanı, bir yıl önce hizmete açıldı. “Ev sistemi” olarak adlandırılan Sevgi Evleri’nin her birinde Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişim Bölümü mezunu öğretmenlerle beraber çeşitli yaş gruplarından dokuz çocuğa sıcak bir aile ortamı sunuluyor.
0-2 yaş grubu evler yeni doğmuş bebek kokuyor. Burada onlara bakan genç anneler var. Daha büyük yaş grubu evleri bir üniversite kampusünden farksız.
Malatya Sosyal Hizmetler İl Müdürü Murat Konan, bu yeni “ev sistemi”nden kendilerinin de, çocukların da memnun olduğunu söylüyor. Bu, sosyalleşen, kendi hataları olmayan sebeplerden zor durumda kalmalarına rağmen hayata tutunan çocukların yüzlerinden de belli.
Bu modelin tüm şehirlerde yaygınlaşması, olması gerektiği şekilde, “çocuk gibi” büyüme şansını hak eden ama elde edemeyen diğer çocukların da buna kavuşması için, Malatya örneğindeki Devlet-sivil toplum ve vatandaş işbirliğinin artırılması şart görünüyor.
Seni seviyorum diyebilen şehir
Malatya’yı geçen yıldan şöyle hatırlıyorum; o zamanki Vali İbrahim Daşöz, bir proje nedeniyle şehrin her yanına “Seni Seviyorum” yazdırmıştı. Ama Malatya, insan hakları konusundaki şikayetlerde Türkiye’de beşincisiydi. Aile içi şiddet başvurusu ise almadıklarını söylemişti yetkililer. İl Sosyal Hizmetler Müdürü Murat Konan şiddet gören kadınlar için Malatya’da bir ilk adım istasyonu olduğunu ve sığınma evi talep edenleri başka bir şehire gönderdiklerini anlatmış, “Mahkemeye sadece 5 töre cinayeti yansıdı. Burada çok fazla şiddete rastlamıyoruz” demişti, alışık olduğumuz şekilde.
Murat Konan, dün sabah bizi Malatya Garı’nda ilk karşılayanlar arasındaydı. Yüzü gülüyordu ve bize iyi haberleri vardı.
Meğer gerekliymiş!
Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanya Koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu, geçen yıl çeşitli şehirlerde gerçekleştirdiğimiz Kurumlararası İşbirliği Semineri için Malatya’ya da gelmiş, tüm kurum temsilcileriyle iki gün boyunca çalışmıştı. Şimdi Hürriyet Treni’nde iki saatlik özet versiyonunu yaptığı bu çalışma Malatya’ya çok iyi gelmiş, belli. Sosyal Hizmetler Müdürü Konan da bunu doğruluyor:
“Biz bu eğitime kadar Malatya’da şiddet gören kadınları bir iki gün istasyonda barındırır, başka şehirlere gönderirdik. Bunun yeterli olduğunu düşünüyorduk. Meğer kadınlar başka şehre gitmek istemez, o yüzden de başvurmazlarmış. Dolayısıyla şiddet gördükleri ortama geri dönmek zorunda kalıyorlardı. Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanyası’nın eğitimini aldıktan sonra, bir sığınma evi açmamızın şart olduğunu anladık. Sığınma evimiz açılalı dört beş ay oldu, bugüne kadar 35 kadın ve çocuğa hizmet verdik.”
Malatya Sosyal Hizmetler bunu yaparken kurumlararası işbirliğini de çok güzel gerçekleştirmiş. Belediye ile “tarafların yükümlülüğünü” iyice netleştiren bir protokol imzalamışlar; Belediye evin elektrik, su, araç gibi ihtiyaçlarını karşılıyor, bina ve personeli ise Sosyal Hizmetler sağlamış. Üstelik özel bir güvenlik şirketiyle de anlaşarak 24 saat güvenlik sağlamışlar. Halk Eğitim Merkezi’yle de işbirliği yapıp, meslek edindirme çalışmalarına girmişler.
Konan, “sadece istasyon varken üç dört kişi kalırdı sadece. Sığınma evimiz açıldıktan sonra başvurular arttı, şimdi günde 10 kişinin altına düşmüyor kapasite” diye devam ediyor. Doğrusu o kadar havaya girmiş ki, eve “kış bahçesi” yaptırmaktan bile söz ediyordu dün... Mağdur kadınların sürekli yaşayacakları bir yer değil sığınma evi. Şiddetten bir süreliğine güvenli bir şekilde uzak kalmasını, durup düşünmesini, o arada kendi ayakları üzerinde durabilene kadar psikolojik, hukuki destek almasını sağlasın yeter. Tabii bütün bunları kış bahçeli bir ortamda da yapabilirler, neden olmasın!
Ve Malatyalı çocuklar
Malatya’yı geçen yıldan bir de şöyle hatırlıyorum: Birkaç yıl önce görevliler onları acımasız bir şekilde döverken görüntülenen ve günlerce Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Çocuk Yuvası çocukları, güler yüzleriyle gelmişlerdi gara. Bu skandal, Malatya’da “Sevgi Evleri” projesini doğmasına yol açmıştı. Çocuklar, Malatya Valiliği, İşadamları Derneği ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa çabasıyla açılan 16 Sevgi Evi’nde, aile ortamında kalıyorlardı artık.
Çocuklar diyorum, çünkü Sosyal Hizmetler Genel Müdürü İsmail Barış, her fırsatta bu uyarıyı yapıyor; çocuklarına “kimsesiz çocuk”, “korunmaya muhtaç çocuk” dedirtmiyor. Böylece onları ötekileştirilmekten korumaya çalışıyor.
Biz bu uyarıyı çok dikkate aldık; yolculuğumuzun başından bu yana trenimizi hep “çocuklar” ziyaret etti; ama anne babasının olduğu “aile” ortamında şiddet gören çocuklar, ama annesiz babasız bir evde sevgiyle büyütülen çocuklar... Size de tavsiye ederiz.