‘Köraliler’in ‘Feride’si...

Güncelleme Tarihi:

‘Köraliler’in ‘Feride’si...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2023 07:00

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde genç ve idealist bir ‘çalıkuşu’nun yuvasına konuk olduk. Gaziantep Köraliler mezrasında eski, bakımsız, tek derslikli köy okulunu yeniden tasarlayan 26  yaşındaki Gizem öğretmen, 14 öğrencisinin hayallerini nasıl gerçekleştirdiğini anlattı...

Haberin Devamı

Reşat Nuri Güntekin’in Feride’si İstanbul’dan Anadolu’ya uçtuğundan beri eğitim meşalesini Türkiye’nin uzak kasabalarına, köylerine taşıyan her kadın öğretmen Çalıkuşu diye anılır oldu. Çünkü Feride öğretmenin lakabı ve romanın adı Çalıkuşu’ydu. İşte o çalıkuşlarından biri şimdi Gaziantep’in Karakesek Mhallesi’ne bağlı Köraliler Mezrası’nda görev yapıyor. Adı Gizem Şahin, 26 yaşında ve bir buçuk yıldır öğretmenlik mesleğinde.  Görev yaptığı okulun hem tek öğretmeni, hem idarecisi, hem hizmetlisi. İlkokul birden dörde kadar farklı yaşlarda 14 öğrencisi var. Hepsine kendi sınıflarının müfredatı doğrultusunda ayrı ayrı ama aynı sınıfta ders veriyor. Zaten okulun da tek bir dersliği var. Ama Gizem öğretmen o tek dersliğe 14 öğrencisinin hayallerini sığdırmış.

‘Köraliler’in ‘Feride’si...
Gaziantep’in Karakesek köyüne bağlı 34 haneli Köraliler mezrasındaki ilkokulda 14 öğrencisinin hayallerini dinleyip tam onların istediği gibi bir eğitim ortamı kuran, Gizem Şahin, bir öğretmenin dokunduğu yeri nasıl değiştirip güzelleştirebileceğinin en güzel örneklerinden birini sergiliyor. Gizem öğretmen bir buçuk yıl önce atnadığında bu okul eski ve bakımsızdı. Ama o bir buçuk yıl burada çok şeyi değiştirdi.  Sınıfta, tahta masaların, renksiz duvarların, kırık panoların yerini; salıncak, oyun evi, bolca oyuncak, özel etkinlik köşeleri ve rengarenk duvarlar aldı. Ama Gizem öğretmenin dokunuşu okul binasıyla sınırlı kalmadı. Okulun öğrencileri de o dokunuştan bol bol faydalandı. 

Haberin Devamı

Gizem öğretmen, Konya Akşehir’de doğup büyüdü.  Babası memur, annesi ev hanımıydı. Şimdi kendisi gibi öğretmen olan bir kızkardeşi vardı. Öğretmen olmak liseden beri hayaliydi. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nde tamamlayan Şahin, sonrasında ilk görev yeri olan en yakın köye 10 kilometre uzaklıktaki Köraliler İlkokulun’a atandı.. Birleştirilmiş sınıf öğretmeni Şahin, sıra dışı bir öğretmen olmayı mesleğin ilk gününde aklına koymuştu.

Haberin Devamı

‘Köraliler’in ‘Feride’si...

Sınıfın eski hali

‘Köraliler’in ‘Feride’si...

Sınıfın yeni hali

İLK GÖREVİM HAYALLERİNE İNANDIRMAKTI
Öğretmenliğe başladığı gün, “İlk görevim çocukları hayallerinin gerçek olabileceğine inandırmaktı” diyen Gizem öğretmen görev başladığı günden bu yana yaptıklarını  şöyle anlattı: “İlk önce öğrencilerimle birlikte sınıfı temizleyip tamamen boşalttık. O gün onlardan sınıfın boş duvarlarına bakarak onları mutlu edecek okulu hayal etmelerini istedim. Masum ve tatlı hayallerini dinledim. Tek sorun bunları nasıl yapacağımdı, zor oldu ama onların isteklerinin yaşadığı bir okul ortamı oluşturmayı başardım. Şu an eksiğimiz, bir oyun parkı.

‘Köraliler’in ‘Feride’si...
DÜNYAYA ÇOCUK GÖZÜYLE BAKIYORUM
Öğretmen olduktan sonra dünyaya çocuk gözüyle bakmaya, yeniden okullu olan bir minik gibi düşünmeye çalıştım. ‘Bu çocuk nasıl bir öğretmeni olsun isterdi, nasıl anılar biriktirmek isterdi’ dedim. Onların hayalindeki öğretmen olunca onların dünyasında daha sahici bir yer alabileceğime inanıyordum. Öyle de oldu. Bu sayede, okulu sevmeyen öğrencim kalmadı.
‘Köraliler’in ‘Feride’si...
ZORLUKLAR İLK TERCİHİMDİ
Ankara’da üniversite okuduktan sonra merkezi yerleşime uzak bir bölgede, bakkalı bile olmayan bir mezrada yaşam koşullarına alışmaya çalışan Gizem öğretmen, öğrencileriyle daha çok bir arada olmak için hafta içi okulun yanındaki, önceden depo olarak kullanılan lojmanda yaşıyor. Hafta sonlarını ise Gaziantep’te kiraladığı evde geçiriyor. Köraliler mezrasındaki eğitim hayatını ve öğrencileriyle birlikte yaptığı etkinlikleri de şöyle anlatıyor:
‘Köraliler’in ‘Feride’si...
“Okulun tek öğretmeni yani aynı zamanda hem müdürü hem de hizmetlisiyim. Bunu öğretmenliğin en zor noktası olarak görüyorum. Düşünsenize; aynı sınıfta, birinci sınıflara okuma yazma öğrettiğiniz anda 2,3 ve 4’lere de kendi müfredatını öğretmelisiniz. Bu zorluk benim isteğimdi. Herkesin tercihlerde sona yazdığı veya hiç yazmadığı bir okulu ben ilk sıraya yazmıştım. Hayatımda hiç soba yakmadan geldim. Şimdi okul ve lojmanda her gün yakıyorum.

Haberin Devamı

BEN DE ÖĞRENCİLERİMDEN ÖĞRENİYORUM
Aslında zorlukların gerekli olduğuna inanıyorum. Öğrencilerimin yaşadığı ortamda ben neden yaşamayayım ki? Onlarla hayatı paylaşmak için merkeze çok az gidiyorum. Her gün birbirimize sarılma ritüelimiz var. Bazen ‘ben mi onlara yoksa onlar mı bana bu güzellikleri öğretiyor’ diye düşünüyorum.

‘Köraliler’in ‘Feride’si...
YEMEK YAPARKEN ÖĞRENİYORLAR
Her hafta sınıfımızda farklı gruplar oluyor. Skeç grubu bulabildiğimiz kostümlerle bir canlandırma sergilerken, deney grubu deney yapıyor, öğretmen grubuysa arkadaşlarına bir konu anlatıyor. Bu sene mutfak köşesi yapınca aşçı grubu da ekledik. Burada sadece pasta ya da pizza yapıyor gibi görünseler de aslında pek çok kazanımı alıyorlar. Düzgün iletişim kurmayı, sofra adabını, nezaketi, temizliği, matematikte kesirleri tek etkinlikle öğreniyorlar. Derslerimi doğaya taşımayı da çok seviyorum. Görsel sanatlar dersini göl kenarında işliyoruz.
‘Köraliler’in ‘Feride’si...
BAKKAL SEYİT’İN RÜYASI
Mezraya en yakın bakkal 8 kilometre uzakta. Öğrencim Seyit Emre’nin hayali bakkal olmakmış. 3-4 yaşlarından beri bakkal olmayı hayal edermiş. Geçenlerde bana, “Öğretmenim evde bakkal açtım biliyon mu? Sen de gel” dedi. Öğrendim ki bakkalında hepimize yetecek ürün yokmuş. O hafta bütün diğer öğrencilerimle birlikte ufak tefek bir şeyler alıp tüm sınıf bakkalının yolunu tuttuk. Seyit Ali’nin bakkalı küçük bir masadan ibaretti.  Ona bir brandayla dükkân ve tabela yaptık. Getirdiğimiz küçük ürünleri de rafına koyduk. Artık bir ‘Seyit Bakkal’ımız var. Bu onun girişimci ruhunu besleyecek bir çalışma oldu.”
‘Köraliler’in ‘Feride’si...
SİYAH ÖNLÜK VE ATA’YLA
Öğrenciler, özel günlerde nostaljik siyah önlükler giyiyorlar.  Önlükleri şehirdeki bir terziye diktirttiğini söyleyen Gizem öğretmen “Geçmişin izlerini uygun ölçüde yaşatmak hoşuma gidiyor. Önlükleri özel etkinliklerde çok beğenerek kullanıyorlar” diyor. Gizem öğretmen, 10 Kasım’da sınıfın duvarına Atatürk’ün yeni harfleri gösterdiği kara tahta önündeki resmini çizdi ve öğrencileri de önlükleriyle o resmin önünde poz verdi.

BAKMADAN GEÇME!