Güncelleme Tarihi:
Çukurova halkının ‘köle olmayız’ diyerek topraklarının Fransızlara satılmasına karşı çıktığı anlatan Yurtsever, elde ettiği belgeler ışığında Çukurova tarihinin yenilenmesi gerektiğini savundu.
Osmanlı arşivindeki ‘İrade Dahiliye, D-66, G-27’ numaralı dosyada yaptığı incelemenin sonuçlarını açıklayan Yurtsever şunlanı söyledi:
“Bahsi geçen dosya içinde çok sayıda Osmanlı Türkçesi ve Fransızca karşılıklı protestolar, telgraflar, Adana valilik müfettiş raporları, hükümetin gizi toplantılarında alınan karar belgeleri vardı. Şaşırtıcı olan Çukurova’nın merkezi yerindeki Osmanlı’nın en büyük çiftliği olan sınırları Anavarza kalesinden başlayıp Kozan- İmamoğlu yolu, Misis, daha güneyde Ceyhan nehrini izleyerek Yüreğir ovasının da verimli topraklarını içine alarak Akdeniz’e ulaşan alanda yaklaşık 1 milyon 100 bin dönümlük tarım arazisinin 75 yıl süreyle işletme haklarının Fransız Kont Leon dö Lesseps ile Baron Vendeuvre ortaklığına 5 milyon altın Frank karşılığı satıldığı, sonra da komisyonun çalışmalarının durdurduğu bilgileri idi.”
VALİYE DİLEKÇE
Ramazanoğlu Vakfı yöneticileri, çiftçi başılar, tüccarlar ve ulemanın 13 Mart 1913 tarihi ile Adana Valisi’ne verdiği mühür ve imza onaylı dilekçeyi de açıklayan Cezmi Yurtsever, şöyle devam etti:
“Dilekçede, ‘Çukurova çiftliğinin bir Fransız şirkete verilmesi bütün vilayet halkını üzmüştür. Elimizdeki sabanlarla işlediğimiz toprakların yabancılara verilmesi 600 yıllık hakimiyetimizi sona erdirir ve bizi hayatsız bir köle yapar’ sözleri ise Osmanlı’nın çöküş gerçeğini yürek parçalayan bir dille anlatması bakımından önemli bir tarihi belgedir. Çukurova köylüleri ve önde gelen Türkmen ve Yörük beylerinin Çukurova’nın Fransızlara satılmasına karşı sert tutumları ve protesto etmeleri sonucu çiftlik sınırlarını belirleyen komisyon çalışmaları dondurmuş. Fransız şirketin avukatları olayı, ‘Osmanlı ile Fransa arasında siyasi çatışma ortamına sürüklendi’ diye değerlendirmiş. Fransa’nın Çukurova’yı işgal sebebi ile ilgili önemli bir kaynak olan düşündürücü belgelerin asılları ile birlikte çözümlenmiş halini kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Belgeler ışığında Çukurova tarihinin yeniden yazılması gerektiğine inanıyorum”