Güncelleme Tarihi:
Çağrı karşısında CHP yönetimi sessiz kalırken, MHP olumsuz tavır sergiledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyasi danışmanı, AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan da, Zana’nın sorunu Erdoğan’ın çözeceğine dair inancını önemli bulduklarını belirterek, “Çünkü sorunlar ancak güven duygusuyla aşılabilir” dedi. Zana’nın açıklamalarına tepkiler şöyle:
Diyalog kanalları açık tutulmalı
Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Danışmanı AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan: Leyla Zana geçmişten bu yana önemli bir siyasi aktördür. Söyleşide hükümete yönelik eleştiri veya olumlu ifadelerinden ziyade PKK ve BDP’ye yönelik tespitleri daha büyük önem taşıyor. Gerçekten de bugün demokrasimizin imkan ve kabiliyetleri her türlü sorunu tartışacak ve çözüm yoluna koyabilecek noktaya ulaşmıştır. Zana’nın sağduyulu bir yaklaşımla hükümetin olumlu adımlarını vurgulaması, hakperest ve sorumlu bir tavrı yansıtmaktadır. CHP-AK Parti arasındaki görüşmeyle oluşan ümitvar hava, bu tür pozitif katkılarla beslenmelidir ki, daha iyi bir momentum yakalanabilsin. Özellikle sorunu Başbakanımız Erdoğan’ın çözeceğine dair bir inanç ve temenni ortaya koymasını önemli buluyoruz. Çünkü sorunlar ancak güven duygusuyla aşılabilir. Birbirimizi eleştirebilir, farklı siyasi projelere ve tasavvurlara sahip olabiliriz, önemli olan diyalog kanallarını açık tutmak, iyiniyetle çözüm sürecine katkıda bulunabilmektir. Silah ve terör demokratik siyaseti zehirlememelidir. Siyasetçilerin dışarıdan akil adam arayışına girmeden önce, üslup ve yaklaşım olarak aklı selime gelmeleri daha faydalı olur. Zana’nın ihtiyatlı iyimserlikle karşıladığımız sözlerine BDP yönetiminin ve PKK’nın ne kadar tahammülle yaklaşacağını göreceğiz.”
Çözümden yana olma iradesi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: Söylediği her kelimeye, her cümleye şüphesiz ki katılmıyorum. Çoğunlukla söylediklerinin çözüme katkı sağlama ve çözümden yana olma iradesini ifade ettiğini belirtmek istiyorum. Ümit ediyorum ki, bu ve benzeri sağduyulu hareketler çoğalır, bu belirttiğimiz camia içerisinde kendisini ‘Şahin’ kabul eden insanların söylem ve eylemlerinin çözüme katkı sağlayıcı olmadığının da anlaşılması gerekiyor.
Bu sorunu AK Parti çözecek
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu: İradesini birilerine teslim etmeyen, sağduyulu bir ses duyduk. Zana, bedel ödemiş, ancak bildiğini de söylemekten çekinmeyen önemli bir siyasetçidir. Kulak verilmesi lazım, bizim de BDP’nin de. Beğenseler de beğenmeseler de bu sorunu AK Parti çözecek. Başbakan’ın parti üzerindeki güçlü liderlik konumu bu tür sorunlu ve riskli konularda ön açıcı olur, reformları ancak böyle güçlü
kişilikler ve siyasi şahsiyetler yapabilir. Çözüme katkı sunmaları, çözümü kolaylaştırmaları, bu anlamda diyalog kurmaları gerekenler de kendileridir.
Kurmaylara ‘Konuşmayın’
ZANA’nın Kürt sorununa atıfla “Erdoğan sorunu çözer” yönündeki açıklaması, “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” arayışlarını sürdüren CHP’de ise sessizlik ile karşılandı. Zana’nın değerlendirmelerine yönelik açıklama yapmaktan kaçınan CHP kurmaylarının, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da konuşmamaları konusunda uyarıldığı iddia edildi.
Niyet varsa 1 haftada silahlar susar
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan: Kendileri Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü aldılar. Yakın zamanda da 10 yıl hapis cezası aldılar, düşüncelerini açıkladıkları için. Umarım bu açıklaması nedeniyle de tekrar bir müeyyideyle karşı karşıya kalmasın. Başta siyaset kurumuna, iktidara, CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye vicdani insani olarak büyük görev düşüyor. Elbette ki bu olayın aktörü, etkileyicisi olan örgüt başta olmak üzere bütün aktörleriyle de barışçıl bir sürecin işlemesi açısından herkesin rolünü oynaması, vicdani ve insani davranması lazım. En büyük rolü de BDP oynayacak. En başta elini taşın altına koyacak olan parti BDP’dir. Niyet varsa bir haftada silahlar susar ve Türkiye uygun bir iklimde anayasasını yapar.
Aynı yolun yolcusu aynı zihniyet
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Aynı sudan içmişler bunda yadırganacak bir şey yok. Bunlar zaten iyi polis, kötü polisi oynuyorlar. Bunların birbirinden farkı yok ki, al birini vur ötekine. Aynı yolun yolcuları. ‘Erdoğan çözer’ deyip gaza getiriyorlar, ara gazı da veriyorlar. Federalizm isteyen Leyla Zana değil miydi? Ayrılma düşüncelerini ifade eden Leyla Zana değil miydi? Terör örgütünün silahı bırakmaması gerektiğini söyleyen Leyla Zana değil mi? Leyla Zana ve Erdoğan’ın bu konuda beraber birlikte bir noktaya gelmesi. Bunlar zaman zaman kendi aralarında kavga eder gibi gözüküyor; ama hepimizi sürekli olarak bir sonuca doğru götürüp bütün bu adımları hazmettirmeye yönelik bir araç olarak kullanıyorlar. Kırk katır mı, kırk satır mı? Hiç önemsemiyorum. Bunlar aynı yolun yolcusu, aynı zihniyet. Oyun oynuyorlar. Kimmiş bunlar ya?”
Bölgede heyecan yarattı: Herkes Zana gibi haykırmalı
İktidar karşılık vermeli
Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar: Umarım Leyla Zana’nın bu üslubu hem Kürt siyaseti, hem de hükümet açısından ortak bir dilin, ötekileştirmeyen bir dilin oluşmasına katkı sağlar. Önemli bir Kürt siyasetçisi olarak Kürt sorununu hükümetin çözeceğini açık biçimde ifade etmiş. Bu ifade başlı başına hükümete bir yükümlülük yüklüyor. İktidar, buna açık biçimde karşılık vermeli ve meselenin çözümü konusunda somut adımların atılması için de girişimlerde bulunmalıdır. İfade özgürlüğü ve yaygın tutuklamalar konusunda çok sıkıntı var. Bu açıdan yapılabilecek yasal düzenlemelerle toplumda diyaloğa açık bir dilin oluşmasına katkı sağlar. Bu da çatışmasız bir ortamı getirir.
Güzel, barışçı bir dil
Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu: Röportaj ezber bozduğu için bende önce şaşkınlık yarattı. Ancak bölgede yüzde 90’ın beklenti ve isteklerine hitap ediyor. Yıllardır siyaset yapan ve sorunları birebir bilen, acısını da çeken bir insan, siyasi hareket adına gerçekten tarafsız ve hepimizin duygularını ve beklentilerini ifade eden bir üslup kullanmış. Bütün siyasetçilerin siyasi aktörlerin Zana’nın açıklamasını birkaç defa okumasını isterim. Bu açıklamayla birlikte hem PKK, hem de hükümete çağrı yapılması lazım. Silahların sustuğu bir sürece girdiğimizi herkesin Leyla Zana gibi haykırması gerekir.
Başbakan’a cesaretli adımlar atabilmesi için gerekli destek verilerek inancını düşünüyorum. Bu anlamda sorunu güzel ve barışçıl bir dil ile anlatmış. Özellikle basının rolü çok büyük. Bu tür anlayışta olan siyasetçilerimizin görüşlerine biraz daha yer verilmesi gerekir. Bu nedenle Hürriyet Gazetesi’ni ve Sayın Enis Berberoğlu’nu kutluyorum.”
Duyarlı sese ihtiyaç var
İşadamı ve siyasetçi Cevat Korkmaz: Zana’nın tespitlerinde kendisini aşmış olduğunu gördüm. BDP’nin ve PKK’nın yaklaşımlarından daha ılımlı çözüme yakın bir anlayışla yaklaşıyor. Zana yıllarını boşa geçirmemiş. Karşımızda ufkunu son derece genişletmiş ve kendini aşmış bir siyasetçi var. Kürt sorununa ne PKK ne de devlet cephesinden dar bir bakış açısıyla yaklaşmıyor. Zana’yı destekleyecek birkaç duyarlı sese ihtiyaç vardır. Akil adamlar arayışında Kürt sorununun çözümü için uğraş veren asıl aktörlerden çok uzak isimler üzerinde durulacağına BDP ve PKK içinde evrilmiş insanların konuşmasına ve düşüncelerini anlatmalarına fırsat tanınmalı. Hürriyet’in röportajı bu temelde çok yararlı olmuştur.
Ezber bozuyor, önemli
Yazar ve siyasetçi İbrahim Güçlü: Zana röportajı ile BDP’nin hakim görüşü arasında köklü bir ayrım var. Öcalan’a yakın Türkiyeci bir görüş hakim. Zana’nın bugün söylediği önemlidir. Olması gereken söylenenlerdir. Biz Türkiye’de sorunu birlikte çözmek istiyorsak düşmanlık yaparak değil, eleştirimizi yaparak diyalog içerisinde olmalıyız. MHP ile çözemeyeceğimize ve CHP’de iktidar olmadığına göre AKP ile çözeceğiz. Ezbere karşı ciddi bir değişiklik var, Türkiye’nin geleceği açısından olumlu röportaj.
Yürekten kutluyorum
Avukat Vedat Erten: Birkaç gün önce aldığı onlarca yıllık cezaya rağmen bunları söylemesi çözüm umudu yaratıyor. Yeni şeyler söylüyor. Partisinden bağımsız açıklama yapması Kürtlerin heyecanını ve çözüm umudunu artıran bir çağrıdır. Başbakan, AKP’nin üstünde siyasi bir liderdir. Bu sorunu çözmek için güçlü olduğunu Kürtlerin umut bağladığını bilmesi gerekir. Bu sorun iktidar ile çözülecekse Kürt medyası AKP’yi hedef ve düşman haline getiren söylemlerden kaçınılmalıdır. Röportaj çok olumlu. Enis Berberoğlu’nu yürekten kutluyoru. - Faruk BALIKÇI / DİYARBAKIR