Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2006 00:00
Emekli öğretim üyesi Profesör Münir Ülgür, 1949’da ünlü bilim adamı Einstein ile ABD’de yaptığı görüşmeyi Cumhuriyet Bilim’e anlattı. Einstein, Ülgür’e Atatürk’ü kastederek "Dünyanın en büyük liderine sahipsiniz. Üniversite reformu sırasında beni de ülkenize davet etmişti" demiş.
İSTANBUL Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) elektrik-elektronik bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Münir Ülgür, ünlü bilim adamı Albert Einstein ile yaptığı bir görüşmede, Einstein’ın
Atatürk’ten Türkiye’ye gelmesi için davet aldığını öğrendiğini söyledi. Prof. Dr. Kerim Erim ve Prof. Dr. Adnan Adıvar’dan sonra Einstein’la görüşen 3. Türk bilim adamı olan Ülgür, olayı Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknoloji Dergisi’ne şöyle anlattı:
TÜRKİYE’YE ÇAĞIRDI "ABD Philadelphia’da çalıştığım dönemde Einstein’ın da Princeton Üniversitesi’nde olduğunu biliyordum. 1949’da bir gün üniversitedeki sekreterine telefon ettim ve görüşme isteğimi bildirdim. Hiç beklemediğim bir şekilde, hemen kabul ettiler. Bizi hemen kabul etmesinin sebebi, benim Atatürk’ün evladı olmamdı. Konuşmalarımız sırasında da Atatürk’ü kastederek, ’Siz biliyor musunuz, dünyanın en büyük liderine sahipsiniz’ dedi. 1933 Üniversite Reformu sırasında Atatürk’ün kendisinin de Türkiye’ye gelmesini istediğini söyledi ve ’Arkadaşlarım hep oradaydı ama burada imkanlar çok fazla olduğu için burayı tercih ettim’ dedi. Yaklaşık yarım saat konuştuktan sonra, bize memleketimize iyi şeyler götürmemizi tavsiye etti ve ayrıldık."
42 YABANCI PROFESÖR
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, o dönem başlattığı üniversite reformuyla, dünyanın dört bir yanında ülkeye bilim adamlarını davet etmiş, İstanbul Darülfünun’u kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’ni kurmuştu. Türkiye’ye "üniversite" sözünü kazandıran Atatürk, bu reformla, Türkiye’de birçok tarihçinin de kabul ettiği gibi yaklaşık 15 yıl sürecek altın bir çağı başlatmıştı. O yıl Almanya’da iktidarı ele geçiren Adolf Hitler’in Nazi rejiminden kaçan Alman bilim adamları ise reformun en önemli aktörleri olmuşlardı. 1933’te 42 yabancı profesör, Türkiye’de çeşitli üniversitelerde işe başlamıştı. Almanya’da Yahudi öğretim üyelerinin üniversitelerden atılacağını öğrenen Einstein ise o sırada misafir öğretim üyesi olarak bulunduğu Amerika’daki Princeton Üniversitesi’nde kalmayı tercih etmişti.