GeriSeyahat Beklentisiz kadın çekici geliyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Beklentisiz kadın çekici geliyor

Beklentisiz kadın çekici geliyor

Kenan Ece ile Ömür Gedik konuştu.

Kenan Ece, Dubai’de doğdu. Çocukluğu Marmaris’te geçti. Liseyi İstanbul’da, üniversiteyi Amerika’da okudu, iş hayatına İrlanda’da başladı. Beş yıldır da Türkiye’de oyunculuk yapıyor. Bu beş yıl boyunca sıklıkla “Hatice Aslan’ın genç sevgilisi” olarak lanse edilmiş olması tabii ki tercihi değil. İlişkisinin bundan etkilendiğini itiraf ediyor. Şimdi ise hayatında işi ön planda. Yakında vizyona girecek “Gulyabani” filmiyle seyirci karşısına çıkacak olan Ece, 1 Mart’tan itibaren de “Bakarsın Bulutlar Gider” adlı oyunla tiyatro sahnesinde olacak.

* “Gulyabani” haftaya vizyonda. Nasıl dahil oldun bu filme?
- Filmin yönetmeni Orçun Benli arkadaşım. Senaryoyu verdi, okudum, çok beğendim ve filmde olmak istedim.
* Nasıl bir rolü canlandırdın?
- Dört kadın, korku filmi senaryosu yazmak için ormanlık bir yere gidiyor. Yazacakları o filmin prodüktörü Cüneyt Arkın, ben de yönetmeniyim.
* Filmdeki gibi yönetmenlik yapma düşüncen var mı?
- Kafamda çekmek istediğim bazı işler var ama ben mi yönetirim, başkası mı yönetir, bilemiyorum.
* Hazır küçüklüğünden bahsetmişken geçmişe dönelim. Dubai’de doğmuşsun...
- Evet, babam Arthur Andersen’de çalışırken iki-üç yıllığına oraya gitmiş. O arada da ben doğmuşum.
* Gidip geliyor musun Dubai’ye?
- Hiç gitmedim. Şu ana kadar öyle özel bir merakım olmadı ama bir gün yolum düşer.
* Geri döndüğünüzde kaç yaşındaydın?
- 2 ya da 3 herhalde.


ÇOCUKLUĞUM TATİL NKÖYÜNDE GEÇTİ

* Çocukluğun nerede geçti?
- Marmaris’te, Martı Tatil Köyü’nde...
* Tatil köyünde mi?
- Evet. Annem ve babam ben 3 yaşındayken ayrıldı. Annemin ikinci eşi, tatil köyünde görevliydi. Güzel bir çocukluk geçirdim orada. Uçsuz bucaksız bahçelerde özgür bir çocuktum. Denizden çıkmazdım.
* Tatil köyleri deyince akla animatörler gelir. Oyunculuk sevdanın kaynağı onlar olabilir mi?
- Evet, animatörlerin peşinden ayrılmazdım. Hatta bilet satıp tek kişilik gösteri yapmaya çalışırdım.
* Kaç kişi gelirdi?
- Bir tek Özden Ha-
nım gelirdi. Oranın sahibi Haluk Narin’in eşi!
* Sonra İstanbul’a gelmişsin, Avusturya Lisesi’nde okumuşsun. Nasıl geçti lise yılları?
- Fena değildi. Lise yıllarında tiyatro koluna girmiştim. Üniversitede de tiyatro okudum.
* Araya ekonomi de girmiş sanırım...
- Ekonomi de okudum, evet.
* Neden? Aileni mutlu etmek için mi? Çevre baskısı mı vardı?
- Yönlendirme vardı tabii ama öyle baskı falan yoktu. Babam mali müşavir olduğu için “Hayatını nasıl idame ettireceksin” diyordu. O zaman şimdiki gibi oyunculuktan pek para kazanılmıyordu çünkü.
* Ekonomi eğitimini kullandın mı hiç?
- İrlanda’da iki sene finansal analiz yaptım bir biyoenerji firmasında. O dönem oyunculuk derslerine de devam ettim.

“YÜREĞİNE SOR” BANA HEDİYEYDİ

* Sonrasında Türkiye’ye döndün. Peki bu sektöre nasıl girdin?
- Harika Uygur’la tanıştım ve bir anda dizi teklifleri gelmeye başladı. Sonra çok gurur duyduğum “Yüreğine Sor” adlı filmde oynadım. Bana bir hediyeydi o film. Çünkü Yusuf Kurçenli’yle tanışmak ve onun beş senesini harcadığı bir hikâyede yer almak önemliydi. Yurtdışından geldiğim halde bana şiveli bir köy çocuğu rolü verildi. Karadenizli bir karakterdi. Benim kültürümle en ufak bir bağı olmayan bu rol için sadece şive değil, horon tepmeyi de öğrendim.
* O kadar yurtdışında kaldıktan sonra bocaladın mı burada?
- Bocaladım tabii. İster istemez bocalıyorsun, çünkü beklentilerinle buldukların tamamen uyuşmuyor.
* En çok ne rahatsız etti seni?
- Geleli beş yıl oldu. Burada en çok canımı sıkan şey kafa yapısı. Ülkede hiçbir şey düzgün yapılmıyor. Bu yüzden sürekli gariplikler doğuyor ve biz bundan dolayı hep sıkıntı çekiyoruz. Neden böyle, anlamıyorum. Ama bu her katmanda var.
* Bir örnek verebilir misin?
- Marmaray açılıyor örneğin, “Su sızıyor” diye haber yapılıyor. Nasıl böyle bir şey olabilir anlamıyorum. “Alman yapımı” deyince güveniyorsun mesela ama biz yapınca hep sorun oluyor. Biz niye böyle yaşayalım? Niye standartlarımız bu olsun? Anlayamıyorum, bilemiyorum...
* Son dönemde özel hayatınla gündeme geldin. Bu durumun kariyerini etkilediğini düşünüyor musun?
- Kariyerimi etkiledi mi bilemiyorum ama beni rahatsız ettiği kesin. Ve beni kastığı, kendimi ifade etmemi zorlaştırdığı... Bir ara “Benimle problemleri var” diye düşündüm...

KALIPLARIN DIŞINDA BİR İLİŞKİ YAŞADIK

* İlişkini etkiledi mi o haberler?
- Elbette... Bir baskı unsuru oluyor sonuçta. Yurtdışından gelip adapte olmaya çalıştığım dönemde bunlarla başa çıkmak zorunda bırakıldım.
* Haberlerin çoğunda Hatice Aslan’ın senden 19 yaş büyük olması öne çıkarıldı. Bu sizi ne kadar rahatsız etti?
- Ben bunu doğal karşılıyorum. Çünkü bu toplumun birtakım kalıpları var ve bu kalıpların dışına çıkanlar bir şekilde ortaya konuluyor.
* Peki yaş farkı ilişkiye nasıl yansıdı?
- İlişkimizin içindeki dinamikler normal bir kadın erkek ilişkisinden farklı değildi.
* Şu anda hayatında aşkın yeri ne?
- Tabii ki büyük bir yer kaplıyor.
* Aşık mısın?
- Birisine aşık olma durumu olmasa da aşığım.
* Nasıl yani? Biri yok mu hayatında?
- Şu anda yok. Aşık olma durumu hep bir kişi üzerinden algılanıyor ama aşk daha da büyük bir şey. Ben biraz onun peşindeyim. Hayatla aşk yaşamak, hayatın sana getirdikleriyle aşk yaşamak gibi.
* Artık kariyerin mi daha ön planda?
- Aynen öyle.

BEKLENTİSİZ KADIN ÇEKİCİ GELİYOR

* Nasıl bir kadın çekici gelir sana?
- Beklenti içinde olmayan, dik duran, tek başına idare edebilen kadınlar...
* Beklenti derken? Akla evlilik falan geliyor ama sevilmek de bir beklenti. Hatta kadının en büyük beklentisi!
- Ben bunlardan değil, tamamen ekonomik beklentilerden bahsediyorum. Nedir bildiğimiz kalıp; adam avlanır, eve yemek getirir. Evin reisi erkektir. Bu bana ters geliyor.

TELEFONUMU KARIŞTIRAN SEVGİLİM OLDU

* Kıskançlık konusunda ne düşünüyorsun?
- Kıskançlık güzel bir his yaratmıyor bende.
* Sevgilinin telefonunu karıştırır mısın?
- Birinin hayatına aşırı müdahalelerle işim olmaz.
* Hiç kimse karıştırmadı mı senin telefonunu?
- Telefonumu karıştıranlar oldu ama ben hiç karıştırmadım.
* Karıştırmalarına izin verdin yani?
- Yok ama gizli gizli karıştıranlar oldu.

HAYAT FELSEFEM: AKIŞINA BIRAK

* En sevmediğin huyun?
- Sanırım net karar verememem. Hep bir “Acaba?” oluyor.
* Neyle ilgili?
- Her şeyle ilgili.
* Bir şeyleri değiştirmek mi istiyorsun hayatında?
- Değiştirmekten çok gelişmek istiyorum.
* Hayat felsefen?
- Akışına bırak...

YENİ OYUNUMDA HİKÂYE MUHAFAZAKÂR KESİMDE GEÇİYOR

* Yeni bir tiyatro oyununa başlıyorsun, hayırlı olsun şimdiden. Biraz bahseder misin?
- Adı “Bakarsın Bulutlar Gider”. Özen Yula’nın iki kişilik bir oyunu. Hikâye muhafazakâr kesimde geçiyor. Ben üç nesildir esnaflık yapan bir adamı oynuyorum. 1, 2, 15, 20 ve 27 Mart’ta Bo Sahne’de olacağız.

False