"Unutturmayacağız"

Güncelleme Tarihi:

Unutturmayacağız
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2010 11:26

Neonazilerin üç yurttaşımızı yakarak öldürdüğü Mölln vahşetinin 18. yıldönümündeki törende konuşan Deukische Generation Başkan Yardımcısı Lamia Özal, “Mölln vahşetinde yaşandığında ben üç yaşındaydım. Yangından kurtulan İbrahim'den bir kaç yaş küçüktüm. Yanan ev bizim ev de olabilirdi. Bu vahşet asla unutulmayacak" dedi.

Haberin Devamı

TAM 18 yıl önce iki neonazinin kundakladığı evde yaşamını yitiren Bahide Arslan (50), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz'ın (14) anıldığı törene Berlinli Deukische Generation Başkan Yardımcısı Lamia Özal'ın cesaretli konuşması damgasını vurdu.

Evin önünde Başkonsolos Devrim Öztürk, Belediye Başkanı Jan Wiegels konuşmaları ve Büyükelçi Ahmet Acet'in mesajının okunmasından ve çelenkler bırakıldıktan sonra Mölln Kent Evi'ne geçilerek törene devam edildi.

Burada törene konuşmacı olarak davetli olan Deukische Generation Başkanı Aylin Selçuk'un rahatsızlığı nedeniyle katılamaması üzerine yerine konuşan Lamia Özal, duygu yüklü bir konuşmayla Almanya'da hala yaşanan ayrımcılığı eleştirdi.

“1992'DE ÜÇ YAŞINDAYDIM”
Mölln vahşetinin yaşandığı 1992 yılında üç yaşında olduğunu söyleyen Lamia Özal, "Bahide Arslan ve iki torunu evde yanarak can verdi. O zaman yedi yaşında olan İbrahim Arslan ve sekiz aylık kardeşi Namık vahşetten şans eseri ağır yaralı da olsa kurtuldular. Yani ben yangından kurtulan İbrahim'den bir, kaç yaş küçük, Namık'tan ise bir kaç ay büyüktüm. Yanan ev bizim ev de olabilirdi. Mölln vahşeti asla unutulmayacak. O dönemi hatırlamayan ama okuyarak öğrenen biz genç nesil, unutulmasına izin vermeyeceğiz" dedi. Lamia Özal'ın konuşması başta Arslan ailesi olmak üzere dinleyiciler tarafından büyük alkış aldı. Faruk Arslan ve oğlu İbrahim Arslan Özal'a duygu yüklü konuşması için teşekkür ettiler.

Haberin Devamı

"ÖNÜMÜZDE ÇOK YOL VAR"
Almanya'da doğup büyüyen Türk kökenlilerin kendilerini Almanya'ya ait hissettiklerini ancak toplumun bu hissi onlara vermediğini söyleyen Özal, “Neden ülkemiz gördüğümüz Almanya bizi kabul etmekte zorlanıyor. Bugün yaşadığımız bazı olaylar ırkçılıkla mücadelede bir adım yol almadığımızı gösteriyor. Irkçılık yapanlar sadece cahil, bilinçsiz insanlar değil, akademisyenler, siyasetçiler de var aralarında. Sarrazin'in tezlerini Alman toplumunun yüzde 80'inin desteğini alması bizler için en hafif tabiriyle korkunç. Mölln, Solingen'den hiç ders çıkarılmadı mı? diye kendimize soruyoruz. Neden bu ülkede doğmuş, büyümüş, bu ülkenin milli takımında oynayan Mesut Özil'e uyum ödülü veriliyor? Mesut Özil yabancı mı? Hayır. O bu toplumun bir ferdi. Ona uyum ödülü vermek, ona yabancı gözüyle bakmanın bir göstergesi değil mi? Ne yazık ki ırkçılıkla mücadelede önümüzde daha çok yol var. Bu mücadeleyi ancak beraber verebiliriz. Tek isteğimiz barış ve huzurlu bir ortak yaşam. Her ne kadar bazılarını bizi 'yabancı' görse de, bizler bu toplumun insanlarıyız” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!