İşin olduğu her yere gidiyoruz

Güncelleme Tarihi:

İşin olduğu her yere gidiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2012 12:25

Türkiye İş Bankası’nın Frankfurt’ta düzenlediği konferansta konuşan bankanın Yönetim Kurulu BaşkanıH. Ersin Özince, “Türkiye Avrupa’da en hızlı ve istikrarlı büyüyen bir ülke. İş Bankası da buna paralel olarak büyüyen büyük bir banka. Banka olarak işin olduğu heryerde varız, her yere de gidiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Türkiye İş Bankası, Türk İş Fonu’nun 15’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla Almanya’nın Frankfurt kentinde ‘Gelişmekte Olan Pazar Türkiye’de Yatırım İmkanları’ konulu bir konferans düzenledi.

Almanya’daki İşbank’ın ev sahipliğinde Frankfurt’taki lüks Steigenberger Frankfurter Hof Oteli’nde yapılan konferansa Türk ve Alman çok sayıda üst düzey bankacı, işadamları, finans dünyasının önde gelen kişileri katıldı. Konferansın açılış konuşmasını İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince yaptı.

Özince, “Finansal açıdan Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olarak nitelenmesi doğru değil. Türkiye için artık bu terim kullanılmamalı. 35 yıldır finans sektöründeyim. Enflasyonun çok yüksek olduğu zamanlar, üzerinde milyonlar yazan banknot dönemlerini gördüm. 1998 krizinde 80 bankadan 40’ı bir anda yok oldu. Ama bu dönemleri atlattık. Bu bizim 10 yılımızı aldı. Fakat biz Türkiye olarak çok şanslıydık çünkü piyasada belli bir gelişme dinamizmi vardı. Yaralarımızı hızla sarıp büyümeye başladık. Artık sağlam bir yapıya sahibiz. Türkiye hızlı büyümeye başladı. Yeni finans alanları keşfettik. 15 yıl önce Türkish Fund’u kurduk. Türkiye İş Bankası köklü bir bankadır. 1932’de ülke dışındaki ilk şubesini Hamburg’da açtı. Bunu İskenderiye şubesi takip etti. Avrupa’da çok sayıda şubemiz var. Rusya’da da Moskova merkezli büyüyoruz. Biz aslında işin olduğu her yere gidiyoruz, gideceğiz de” dedi.

İş hayatında sınırlar yok

Ersin Özince, “Yepyeni işler keşfetmek, mevcut işleri genişletmek çok önemli. Dünyada işlenmemiş bir çok beyaz alan var. Önemli olan dünyaya nasıl baktığımızdır. Örneğin Faslı haritacı El İdrisi’nin haritası dünyayı ters gösteren bir harita. El İdrisi dünyayı Fas’tan bakarak çizmiş. Yani herkesin kendisine göre perspektifi var. Dünyayı anlamak zor değil. Ancak en önemli unsur insanların birbirleriyle ilgilenmesidir. Mesela doğu, Avrupa’nın önü mü, yoksa arkası mı? Buna Avrupa’nın karar vermesi gerekir. Ama Türkiye 300 yıldan daha uzun süredir yüzünü hep batıya dönmüştür. Avrupa doğuya da bakmalı ve oradaki farkı görmeli. Coğrafi sınırları tespit etmek aslında çok zor. Biz okulda doğu-batı sınırlarını öğrendik ancak bu unsur iş hayatında yok” diye konuştu.

Büyümek için yenilik önemli

Daha sonra Amerika’da dünyaca ünlü üniversitesi MİT’te uygulamalı ekonomi dalında Profesör Dr. Daron Acemoğlu, bazı ülkelerin neden zengin, diğerlerinin fakir olduğu konusunda bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Acemoğlu, konuşmasında özetle, ülkelerin zengin veya fakir olmasında kültür, hava ve bölge gibi faktörlerin etkili olmadığına işaret ederek “Finans kurumları ve hükümetlerin politikası ekonomideki başarıda veya başarısızlıkta en önemli faktördür” dedi.

‘Why Nations Fail’ isimli kitabında bu konuyu geniş şekilde anlattığına da işaret eden Prof. Dr. Acemoğlu “Roma İmparatorluğu, Maya devleti, Venedik, Sovyetler Birliği, Latin Amerika, İngiltere Avrupa, Amerika ve Afrika’dan tarihi örnekler verdi. Prof. Dr. Acemoğlu “Büyümek için yenilik önemlidir. İşletmeler çalışanlarını ‘Dahil edici’ olarak görmeli. Zorlama başarı getirmez” dedi.

Avrupa Birliği için istikrarın önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Acemoğlu “AB bunu özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başardı. Son yıllarda çok hızlı büyüyen bir Avrupa görüyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de yatırım riski az

Konferansın ilerleyen bölümünde bir panel düzenlenirken konuşmacılar Türkiye’nin ekonomik gücünü değerlendirdiler. Commerzbank yöneticilerinden Per Fischer “Türkiye’de yatırım riski diğer ülkelerden çok düşük. Türkiye’nin gösterdiği başarı öyküsü herkesçe biliniyor. Özellikle orta ölçekli şirketler açısından yatırım iklimi çok düzeldi. Türkiye’de yatırım yapan bir çok Alman firması, Türkiye’deki büyük girişimci ruhundan bahsediyor. Bir ülkede yatırım için kurumların istikrarı çok önemli. Zaten yatırımcı da bir ülkeye bu perspektiften bakar. Türkiye son yıllarda bu istikrarı sağladı. Türkiye nüfusunun yüzde 75’i 35 yaş altında. Kazanmak ve tüketmek istiyorlar. Türkiye’ye yatırım için çok uygun bir zaman” dedi. Fischer ayrıca, Türkiye’de şuan 22 bin yabancı yatırımcı olduğunu, bunların 4 bin 800’ünün ise almanyadan olduğuna dikkat çekerken “Bu yatırımcıların yıllık cirosu 3,5 milyar Euro” dedi.

Almanlar için büyük avantaj

Uluslararası strateji ve danışmanlık şirketi Roland Berger’de finans merkezi yöneticisi Gökhan Öztürk, “Yatırım için sürdürülebilir bir gelişme önemli. Biz bir danışman olarak Türkiye’de sağlık, gıda ve finans sektörlerine yatırımı tavsiye ediyoruz. Yatırımcının riski açısından bakılırsa en önemli unsur güvendir” diye konuştu.

Türkiye İş Bankası Menkul Kıymetler Bölümü yöneticisi Dr. Gürman Tevfik ise Türkiye’nin ekonomik performansını diğer ülkelerle karşılaştırmalı anlattıktan sonra “Türkiye’de tasarruf oranı çok düşük. Ancak hükümet çıkardığı yeni bir yasa ile emeklilik fonu gibi konularda tasarrufu teşvik edici önlemler aldı. Kişilerin tasarruflarına devlet önemli ölçüde destek veriyor. Bu güzel bir uygulama. Türk hükümeti bunun dışında enerji alanında da önemli teşvikler sağladı. Alman yatırımcılar için Türkiye piyasası büyük bir avantaj. Alman nüfusu azalırken Türk nüfusu sürekli artıyor. Bu önemli bir gelişme. Böylelikle piyasa da sürekli gelişiyor.2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti 100. kuruluş yılını kutlayacak. Bu tarihte Türk ekonomisi de iki kat büyümüş olacak. Türkiye Avrupa’nın en önemli ekonomilerinden biri haline gelecek” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!