Güncelleme Tarihi:
Türk Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın (ABAD) 19 Şubat 2009 tarihinde Türk vatandaşlarının vizesiz seyahatiyle ilgili aldığı ön kararının hukuki değerlendirilmesinin ilgili birimler tarafından yapıldığını açıkladı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Türk TIR şoförlerine ilişkin vizesiz seyahat edebileceğine hükmeden Avrupa Adalet Divanı'nı (ABAD) 19 Şubat 2009 tarihli ön kararını incelediklerini açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özüergin, Osman Çat'a ait nakliyat şirketinde şoför olrak çalışan Mehmet Soysal ile İbrahim Savatlı isimli Türkler'e yönelik getirilen vize kısıtlamasıyla ilgili olarak Almanya'da açtıkları davanın, Berlin-Brandenburg Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin ön karar istemiyle Avrupa Adalet Divanı'na gönderdiği dosyayla ilgili olduğunu hatırlattı.
Sözcü Özüergin, ”Bu kararın hüküm fıkrası, dava açan vatandaşlarımızın lehine niteliktedir. Bundan sonraki aşamada ilgili Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi'nin esas davayı ABAD'ın kararının vatandaşlarımızı genelde ne şekilde etkileyebileceği hususu da dahil bu konunun tamamının hukuki değerlendirmesi ilgili birimler tarafından yapılmaktadır” diye açıklama yaptı.
ABAD kararları bağlayıcı
Almanya'nın ABAD kararını sadece incelediğini, Türkiye'nin ise vatandaşlarının uğradığı hukuki haksızlığına seyirci kaldığını belirten Heidelbergli Avrupa uzmanı avukat Memet Kılıç, Avrupa Adalet Divanı'nın verdiği ön kararlarının tüm AB üyesi ülkeler için bağlayıcı nitelikte olduğunu yineledi.
Almanya'nın vizesiz seyahat ile ilgili kararı uygulamaka zorluk çıkardığına işaret eden Kılıç, "Türkiye Cumhuriyeti, AB Komisyonu’na başvurarak, taraf olduğu anlaşmaların üye ülkeler tarafından uygulanır hale getirilmesi, buna uymayan devletler hakkında 'sözleşme ihlali davası' açılmasını talep etmelidir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti 'izleyici, uzaktan burun kıvırıcı, yukardan değerlendirici' olmaktan çıkar ve kendi yeteneklerini sergileme olanağı bulur" dedi.
Vizesiz seyahat kararına giden yol
Merkezi Almanya'nın Schweinfurt kentinde bulunan ve Osman Çat'a ait nakliyat şirketinde çalışan iki şoförün 13 yıl önce başlattığı hukuki mücadelesi, Avrupa Adalet Divanı'nın 19 Şubat 2009 tarihinde verdiği tarihi kararla, sonuca bağlandı.
Avukat Memet Kılıç, davanın aşamaları ve bundan sonra ABAD kararlarının ne şekilde uygulanacağı konusunda, şu bilgileri verdi:
- Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi, 30.03.2006'da 'OVG 7 B 13.05' kararıyla Mehmet Soysal ve İbrahim Savatlı isimli Türk TIR şoförleri hakkında vizesiz seyahatle ilgili kararını vermeden önce, konunun Avrupa Hukuku açısından değerlendirilmesi için Avrupa Adalet Divanı'na sevketti.
- Avrupa Adalet Divanı, 19 Şubat 2009'da, daha önce Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında imzalanan anlaşma ve ek protoküller çerçevesinde, hizmet sunumu amacıyla Avrupa'ya gelecek Türk TIR şoförlerinin, vizesiz seyahat edebileceğine ilişkin ön karar verdi.
- Avrupa Adalet Divanı kararları, davayı izleyen hükümet temsilcileri ve davanın tarafı olan Federal İş Ajansı tarafından, Alman hükümetine rapor halinde sunuluyor. Buna paralel olarak, Avrupa Adalet Divanı, davanın tüm taraflarına ön kararını tebliğ ediyor.
- Avrupa Adalet Divanı ön kararını, görüş talep eden Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme, yeni bir duruşma tarihi belirleyerek, vizesiz seyahatle ilgili kararını açıklayacak.
- Alman mahkemeleri, daha önce de Avrupa Adalet Divanı'nın verdiği ön kararlar doğrultusunda davayı sonuçlandırıyorlardı. Türk TIR şoförleri ile ilgili davanın da, yine Avrupa Adalet Divanı'nın ön kararı doğrultusunda karara bağlanması bekleniyor.
- Ancak davacı Osman Çat, şirketinin iflas etmesi ve davada adı geçen Türk şoförlerin de çalışmamaları nedeniyle Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi'nden davayı geri çekti. Ancak bu durum Avrupa Adalet Divanı'nın "vizesiz seyahatle" ilgili verdiği ön kararını zayıflatmaz. Bu karar, benzer davalar için örnek teşkil etmeye devam eder.
Osman Bey, davayı geri çekmek yerine “idari işlemin haksızlığının tesbiti” davasına dönüştürse, tazminat talepleri konusunda daha anlamlı olurdu.
- Federal İçişleri Bakanı Schaeuble ve müsteşarı Altmeier, Hürriyet'e verdikleri demeçlerinde, söz konusu kararı hala incelediklerini bu incelemenin daha aylarca sürebileceğini söylerlerken, bu kararın hayata geçirilmesi için bir haftalık süre yeterli.
- Avrupa Adalet Divanı kararlarına ilişkin AB üyesi ülkelerin yapacağı yasal düzenlemeler için bir süre yok. Ancak ABAD, AB hukukunun doğru yorumunu yaptığından üye ülkeler vakit geçirmeden hukuk ihlalini sona erdirmek mecburiyetindeler. Ancak Almanya, TIR şoförlerinin çalıştığı birçok şirkette, "Siz hizmetin serbest dolaşımından yararlanmıyorsunuz, sadece işçi ödünç alıyorsunuz" (Arbeitnehmerüberlassung) diyerek, Türk TIR şoförlerine zorluk çıkarıyor.
- Her AB ülkesi, topluluğa giriş tarihinden sonra “kötüleştirme yasağına” tabi olur, ancak, hukukun uyumlu hale getirilmesi (harmonizasyonu) AB hukukunun temel hedeflerindendir. Türk vatandaşlarının uluslarüstü hukuktan yararlanmalarında engellerle karşılaşmamaları için AB düzeyinde yeknesak bir uygulama geliştirmek, AB’nin sorumluluğundadır. Schengen Antlaşması'na dahil ülkeler ortak hareket etmek zorundadırlar. Bu durum Avrupa Adalet Divanı’nın sözlü duruşmasında da dile getirilmiştir. Buna gerö, örneğin Belçika'nın bir Türk şoförüne vizesiz seyahat için izin vermesi halinde, Almanya "Ama biz kararı hala inceliyoruz" diyerek Türkiye'den gelecek şoföre geçiş iznini reddedemeyecek.
- Almanya buna rağmen zorluk çıkarırsa, Türkiye Cumhuriyeti, AB Komisyonu’na başvurarak, taraf olduğu anlaşmaların üye ülkeler tarafından uygulanır hale getirilmesi, buna uymayan devletler hakkında “sözleşme ihlali davası” açılmasını talep etmelidir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti “izleyici, uzaktan burun kıvırıcı, yukardan değerlendirici” olmaktan çıkar ve kendi yeteneklerini sergileme olanağı bulur.
- Türkler'in Almanya'ya gelmeleri ve yerleşmelerinde yeni engellerin getirilemeyeceğini öngören Katma Protokol'ün imzalandığı 1973 yılında, Slovenya, Hırvatistan gibi devletler haritada yoktu. Bu ülkelerde, ABAD kararını şu çerçevede uygulama koyacak: Topluluğa yeni üye olan ülkeler “Topluluk Müktesabatını" (yasal düzenlemelerin tamamını) kabul ederler. Bu AB’ye üyeliğin önkoşuludur. Topluluktaki temel özgürlüklerin (işçilerin, sermayenin ve hizmetin serbest dolaşımı) uygulanabilirliğini engelleyecek düzenlemeleri ortadan kaldırmak, üye ülkelerin görevidir.