Akacak kanı 10 yıl önce gördü

Güncelleme Tarihi:

Akacak kanı 10 yıl önce gördü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2012 10:45

Alman gazeteci Thomas Kuban, 10 yıl gizli kamerayla neonazi rock konserlerini izledi. Çektiği görüntüler şimdi Almanya’yı sallıyor. Gişe rekorları kıran film, 3 Aralık’ta Ankara Film Festivali(ne hazırlanıyor.

Haberin Devamı

BUNU yapmak için ya çok cesur ya ölümüne susamış ya da deli olmak lazım. Thomas Kuban tebdili kıyafet edip siyah tişörtünün düğme deliğine yerleştirdiği gizli kamerayla 10 yıl boyunca neonazileri, neonazi rock gruplarını izliyor. Her defasında vücudu kablo sarılı olmasına rağmen güvenlik kontrollerini atlatıp içeri girmeyi başaran Thomas Kuban, sık sık tuvalete giderek, vücudunu ve gizli kamerayı kontrol ediyor. Kamera kayıt yapıyor mu, vücudundan dışarı kablo sarkmış mı? Her an yakayı ele verme ve orada linç edilme korkusu...

10 yılda 50 neonazi rock grubu konserini izleyen Thomas Kuban’ın bu gizli kayıtlarındaki görüntülerden oluşan ‘Blut muss fliessen’ (Kan Akacak) adlı belgesel şimdi Almanya’yı sallıyor. Film sinemalarda gişe rekorları kırıyor. Okullar, sinemalar, hatta eyalet meclisleri bile filmi göstermek için sıraya giriyor. Kan Akacak belgeseli Ankara film festivaline de Türkçe hazırlanıyor.

KANA SUSAMIŞ
Thomas Kuban’ın ölümü bile göze alıp çektiği gizli görüntüler, neonazilerin kana susamış, karanlık emellerinin canlı bir belgeseli. Belden yukarısı çıplak, vücutları dövme kaplı, iriyarı, dazlak kafalı neonaziler, sağ elleri havada Hitler selamıyla koro halinde “Sieg Heil” (Yaşasın Zafer) diye haykırırken, insan kendini bir anda Hitler Almanyasına geri dönmüş hissediyor. Sahnede neonazi rock grupları, şiddet dolu, Türk ve Yahudi düşmanı şarkılarla gençleri ateşliyor. Hepsi koro halinde bu şarkılara eşlik ediyor:

“Adolf Hitler çık gel artık, geç yeniden Almanya’nın başına. Führer ve halk için ellerimiz gökyüzünde, gönder hepsini Auschwitz’e. Dolsun gaz ocakları. Türkler bir daha dolaşmasın. Affetmek yok Kreuzberg’i. Yahudiler’den domuz yağı yapacağız. Çocuklar bile biliyor, Yahudilerin sadece yakılmak için olduğunu.” Bu şarkılarla transa geçen neonaziler ellerinde bira şişeleri vücutlarını birbiriyle tokuşturarak, dans ediyor. Bu şarkıların bir çoğunda şiddete, adam öldürmeye çağrı var. Ama filmde konseri izleyen polisler sadece seyirci kalıyor. Avusturya’daki bir konserde ise polis neonazilerle tokalaşıyor.

DELİ ZANNETMİŞTİK
Filmi izlemeye giderken, Thomas Kuban’ı tanıdığım aklımın ucundan bile geçmemişti. Ancak filmde bir basın toplantısında kendimi görünce hatırladım Thomas Kuban’ı. Dönemin Bavyera İçişleri Bakanı Günther Beckstein, 2003 yılı başlarında istihbarat raporunu açıklıyor. Kuban, gözünde koyu bir güneş gözlüğü, sıcak havaya rağmen üzerinde kalın bir ceket, başında sarışın peruk ve keçi sakalıyla herkesin dikkatini çekiyor. Sadece görünümüyle değil. Basın mensupları olarak birbirimizi tanıyoruz. Orada tek yabancı olan Thomas Kuban.

SADECE O SORUYOR
Bakan Beckstein, istihbarat raporuna göre en büyük tehlikenin radikal İslam olduğunu anlatıyor. Herkes radikal İslam grupları üzerine bakana soru sormaya hazırlanırken, o deli görünümlü Thomas Kuban, neonazileri soruyor bakana.

“Neonazi konserlerinde kan akacak gibi suç teşkil eden şarkılar söyleniyor. Bu konserleri polisler de izliyor ama müdahale etmiyor. Niçin neonaziler izlenmiyor” diyor. Kuban, sorularına devam edince, basın sözcüsü müdahale ediyor. Herkes Kuban’ın deli olduğunu düşünüyor. Ben de dahil. Hiçbirimiz bir gün bu deli gazetecinin bir belgeselle çıkıp geleceğini hayal bile etmiyoruz. Filmle bir kez daha anlıyorum ki, bu dünyaya daha çok deli lazım. Bu çılgın, gözü kara gazeteci Thomas Kuban’ı ve onu son kuruşuna kadar destekleyen yönetmen Peter Ohlendorf’u kutluyorum.

Film Ankara festivaline hazırlanıyor
Gazeteci Thomas Kuban’ı son kuruşuna kadar destekleyen ve 200 bin Euro harcayan yönetmen Peter Ohlendorf, filmin Ankara film festivalinde gösterileceğini söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!