GeriKanuni Hak Ve Yasalar Şiddete karşı yol haritası: Ne yapmalı, nereye başvurmalı?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Şiddete karşı yol haritası: Ne yapmalı, nereye başvurmalı?

Şiddete karşı yol haritası: Ne yapmalı, nereye başvurmalı?

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, dünyada her üç kadından biri hayatının herhangi bir döneminde şiddete maruz kalıyor. Türü ne olursa olsun psikolojik veya fiziksel şiddetin etkileri ruhsal yapıyı derinden sarsıyor. Peki, şiddet gören kadın ne yapmalı? 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde konunun hem psikolojik hem de hukuki boyutlarını ele aldık.

Kadına yönelik şiddetin genellikle fiziksel, cinsel, ekonomik ve sosyal olarak tanımlandığını belirten Psikolog ve Psikoterapist Beril Pabuççuer Ceylan, şiddet gören kişilerde çoğunlukla huzursuzluk, panik atak ve öfke nöbetleri, intihar düşünceleri ve girişimi, düşük özgüven, sürekli korku duyma, çaresizlik, utanma, umutsuzluk gibi sorunlar görüldüğünün altını çizdi.

Şiddet gören kadına toplum da destek olmalı

Tüm bu olumsuz hissettiren duyguları yaşayan kadınların eyleme geçmekte zorlandığını belirten Beril Pabuççuer Ceylan, “Psikolojik ve psikiyatrik tedaviler bu noktada önemli yol haritaları oluşturur. Kadının yaşadığı öncelikli soruna göre depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi tedavilere başlanmalıdır. Tedavi öncesinde ve sonrasında ailelerinin desteğinin yanı sıra devletin yasalarla, kapsayıcılığı ve koruyuculuğu çok önemlidir. Toplumun desteği, koruması ve kadının dışlamaması da çok önem arz eder” şeklinde konuştu.

Şiddete tanık olan çocuklarda ruhsal problemler kaçınılmaz

Şiddetin aile ilişkilerine zarar verdiğini ve özellikle çocukların psikolojisini derinden etkilediğini belirten Ceylan, şiddete maruz kalan çocukların psikolojisine dair önemli uyarılar yaptı:

- Aile içi şiddete tanık olan çocukların yapılan birçok araştırmada davranış sorunları geliştirdiği, okula uyum problemleri gösterdiği, istismar edici davranışlar sergilemeye başladığı, evde yaşanan şiddet olaylarından kendisinin sorumlu olduğunu belirttiği görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre anne babasından kötü muamele gören çocuklarda bazı psikolojik, fiziksel ve davranışsal sorunların gelişmesi olasıdır. Bu sorunlar, istismar eden ya da istismar edilen olma, depresyon, sigara içme, obezite, yüksek riskli cinsel davranışlar, istenmeyen hamilelik, alkol ya da madde kullanımı olarak ortaya çıkmaktadır.

-Aile içi şiddete tanıklık eden küçük çocukların duygusal stres, uyku bozuklukları, yalnız kalma korkusu, gelişim düzeylerinin altında olgunluk, somatik (bedensel) yakınmalar, tuvalet eğitiminde ve dil gelişiminde gerileme gözlenmiştir.

-Başka bir araştırmada ise çocukların bağlanma sorunu, ayrılma kaygısı yaşadıkları ve bu çocukların duygularını dile getirebilecek sözel kapasitelerinin henüz yeterli olmasının da bu yaşlarda görülen öfke nöbeti, saldırganlık, ağlama ve sakinleşememe, kaygı ve umutsuzluk yaşadığı görülmüştür.

-Aynı zamanda yeni doğanlar ve küçük çocukların strese karşı savunmasız olduğu ve bu yaşlarda maruz kalınan stresin beyin gelişimini etkilediği bilinmelidir. Yaşamın ilk iki yılında maruz kalınan şiddet, çocuğun bilişsel gelişimini doğrudan etkiler.

Şiddete karşı yol haritası: Ne yapmalı, nereye başvurmalı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE YASAL DÜZENLEMELER                      

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, kadına yönelik şiddetle her gün sarsıldığımız dünyada, kanunlarımızla korunmak zorunda olan kadınlarımıza ilişkin yasal düzenlemeleri hatırlatmak gerekiyor.

“Hakkında konuşması zor gibi görünen ancak günlük hayatımızda kimi zaman mağduru kimi zaman ise faili olduğumuz şiddet eylemleri, kadınlar üzerinde yoğunlaşmakta” diyen Avukat Sinem Rumeli, şiddetle ilgili yasal düzenlemeler hakkında önemli bilgiler verdi.

Kadınlara yönelik şiddetin yasal düzenlemelerle önlenmesinin amaçlandığına vurgu yapan Rumeli şöyle konuştu:

Uluslararası Anlaşmalar, özellikle oldukça ses getiren Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk imzacısı olduğu “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen ve kanun hükmünde olan  “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadaleye Dair Avrupa Sözleşmesi”, Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanunu, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun başta olmak üzere birçok yasal düzenleme kadına yönelik şiddetin karşısında duruyor.

Şiddete uğrayan kadın nasıl bir yol izlemeli?

Avukat Sinem Rumeli, şiddete uğrayan bir kadının başvuracağı yerler ve izleyeceği yollar konusunda önemli bilgiler aktardı:

Şikayet için karakola veya savcılığa başvuru: Şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadın, karakola veya savcılığa başvuruda bulunabilir. Başvuruyu -ihbarı- alan kolluk, bir yandan suç konusunda soruşturma yaparak evrakları savcılığa ulaştıracak, diğer yandan aile içi şiddetin tespiti halinde şikayet şartı aranmaksızın koruma kararı verilmesi için dosyayı Aile Mahkemesi'ne sevk edilecektir.

Savcılık toplanan delillerle soruşturma kapsamında ceza davası açılmasına karar verebilecek, olup bu kapsamda özellikle fiziki şiddetin ispatı için “darp raporu” alınmasının şiddet mağdurlarına hatırlatılması gerekecektir.

6284 sayılı kanun kapsamında aile mahkemesine başvuru – Uzaklaştırma talebi: Harçtan muaf olan ve kısa sürede talep hakkında karar verilen 6284 başvuruları bir nebze de olsa kadının korunmasında; failin uzaklaştırılması, engellenmesi vb. önleyici korumalar sağlamaktadır.

Aile mahkemesi nezdinde verilen koruma kararı savcılık aracılığı ile ilgili karakola hızla gönderilecek ve karardan şiddet uygulayan haberdar edilecektir. Şiddet uygulayan koruma kararına aykırı davranırsa hakkında ceza davası açılması ve zorlama hapsi gündeme gelecektir.

Hukuki destek: Uygulamada şiddet mağduru kadının ekonomik gücünün de olmadığı göze çarpmakta olup karakol ve savcılığa başvuru sırasında CMK Baro Mağdur Hakları Servisi’nden bir avukat atanmasının istenilmesi halinde avukat desteği ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Aile Mahkemesine başvurmak ve bir avukattan hukuki destek almak isteyen, fakat mali durumu elverişli olmayan kadına ise baro adli yardım servisleri aracılığıyla ücretsiz hukuki destek sağlanmaktadır.

Kaymakamlıklara bağlı kadın sığınma evleri, baroların kadın hakları merkezleri de mevcut olup, şiddet altındaki kadın için ŞÖNİM olarak anılan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi vb. birçok kurum nezdinde koruma önlemi sunulmakta olup, mağdur kadının yalnız olmaması için çalışmalar devam etmektedir.

False