Geriİlişkiler BİR SORUDAN FAZLASI | Partnerin makyaja, kıyafete karışması istismar mıdır? ‘Yüzümdeki ruju sildi, bunun ne olduğunu anlamam çok uzun sürdü’
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

BİR SORUDAN FAZLASI | Partnerin makyaja, kıyafete karışması istismar mıdır? ‘Yüzümdeki ruju sildi, bunun ne olduğunu anlamam çok uzun sürdü’

BİR SORUDAN FAZLASI | Partnerin makyaja, kıyafete karışması istismar mıdır? ‘Yüzümdeki ruju sildi, bunun ne olduğunu anlamam çok uzun sürdü’

“Makyaj yapmanı istemiyorum”, “Kırmızı ruj seni kötü gösteriyor”, “Doğal halin daha güzel” cümleleri size de tanıdık geliyor mu? Dünya genelinde sanılandan çok daha fazla kadın, makyaj ve kıyafet konusunda partnerleri tarafından böylesi yorumlara hatta psikolojik baskılara maruz kalıyor. Uzmanlar, bu durumların belli bir sınırı aştığında ‘istismar’ olduğunu söylüyor. Peki yorum ile baskı ya da istismarın sınırı nerede çiziliyor? İşte yaşanmış insan hikâyeleri ve uzman yorumları…

“Bana hep, ‘Çok güzelsin, makyaj yapmana gerek yok. Çok doğalsın’ derdi. Kırmızı ruj sürmeye çalıştığımda ‘Bu gerçekten sana göre değil’ demeye başlardı. İş beni köşeye sıkıştırıp yüzüme bağırmasına kadar giderdi. Sonra da ruju dudaklarımdan silerdi. O zamanlar tüm bunları kendi hatam olarak görüyordum.

Eski kocam ne giydiğimden kiminle görüşeceğime, paramı nasıl harcayacağıma, hangi arabayı kullanacağıma, telefonda kiminle konuşacağıma kadar hayatımın her yönünü kontrol etti ve kişiliğimi yok etti. Çok az makyaj yapmam gerektiğini düşünüyordu. Ben her zaman iyi görünmek isteyen biriydim, o ise makyajın bana yakışmadığını düşünüyordu.

Evliliğimiz sekiz yıl sürdü, bu süre zarfında güç ve kontrol eski eşimdeydi. İyiliğimi düşündüğünü, beni kolladığını söylüyordu. Eski eşim cazibeli ve karizmatik biriydi. Bu yüzden onun evlilik sırasında ve sonrasındaki davranışlarının aslında zorlayıcı kontrol ve fiziksel şiddet olduğunu, benim bunları hak etmediğimi anlamam uzun zaman aldı.”

Bu ifadeler Birleşik Krallık’ta yaşayan genç bir kadına ait. Yaşadıklarını Metro.co.uk'e anlatan genç kadın eski eşiyle yaşadığı olayların pek çoğunun ‘istismar’ olduğunu çok sonra öğrendiğini dile getirdi. 

HER ALTI KADINDAN BİRİ PARTNERİ TARAFINDAN KONTROL EDİLİYOR

Ülkede 1035 kadınla yapılan bir araştırmada, her altı kadından birinin makyaj yapıp yapmadığının partneri tarafından kontrol edildiği anlaşıldı. Bu oran gençlerde daha da yüksek bulundu; 18 ila 24 yaş grubunda yüzde 22'ye çıktı.

Çalışmada beş kadından biri, arkadaşlarının görünüşlerinin bir partner tarafından etkilendiğine veya kontrol edildiğine tanık olduğunu söyledi. Burada da en yüksek oran yüzde 40 ile yine genç kadınlar arasındaydı.

Buna tanık olan kadınların dörtte birinden fazlası, üstlerine vazife olmadığını düşündükleri için harekete geçmediklerini, beşte biri ise ne diyeceklerini bilmedikleri için sessiz kaldıklarını söyledi.

‘BENİMLE DALGA GEÇMESİNE O KADAR ALIŞMIŞTIM Kİ KÖTÜ NİYETİNİ ANLAMADIM’

Hannah isimli genç kadın da Metro.co.uk'e benzer şeyler anlattı.

“Eskiden kırmızı ruj sürmeyi çok severdim. Çok çaba sarf etmemiş olsam bile kendimi göz alıcı ve bakımlı hissetmemi sağlardı. Kırmızı rujumu sürdüğümde nasıl göründüğümü ve hissettiğimi seviyordum” diyen Hannah, eski sevgilisinden gelen bir yorumun güvenini sarstığını belirtti ve şöyle devam etti:

"Tatildeydik ve rujumu beğenmediğine dair bir yorum yaptı. O sırada yaklaşık dört yıldır birlikteydik ve aslında rujlu halimi hiçbir zaman beğenmediğini, ruj sürmediğim zamanları tercih ettiğini söyledi. O zamana kadar benimle dalga geçmesine ya da benimle ilgili ‘şakalar’ yapmasına o kadar alışmıştım ki bunun üzerinde fazla düşünmedim. Bu durumu arkadaşlarıma anlatana kadar onun sözlerinin ne kadar kötü niyetli olduğunu fark etmemiştim. Arkadaşlarım olayı dinleyince gerçekten şok oldular. İyi olup olmadığımı sorup bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu söylediklerinde çok şaşırdım.

Şimdi geriye dönüp baktığımda, ilişkimizin büyük bir bölümünü beni aşağılamaya çalışarak geçirdiğini, kendime olan saygımı yönetebileceği bir yerde tutmaya çalıştığını fark ediyorum. O sözleri söylerken ne yaptığını çok iyi bildiğinden eminim.”

BİR SORUDAN FAZLASI | Partnerin makyaja, kıyafete karışması istismar mıdır ‘Yüzümdeki ruju sildi, bunun ne olduğunu anlamam çok uzun sürdü’

‘YÜZÜN ÇOK BÜYÜK, SAÇLARINI TOPLAMA’

Ülkemizde de partneri tarafından dış görünüşüyle ilgili baskıya maruz kalan çok fazla kadın var. O kadınlardan biri de 29 yaşındaki İrem T. İrem, üniversite dönemindeki sevgilisiyle yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Üniversiteye gittiğim dönem bir erkek arkadaşım vardı. İlişkimizin ilk ayları her şey çok güzeldi. Nadiren laf arasında bazı eleştirilerini yakalıyordum ama anlamlandıramıyordum. Bir gün açık renk bir kot giymiştim, 'Dün giydiğin daha güzeldi ama neyse bu da yakışmış' demişti. Tepki vermemiştim ama 'Neden böyle bir şey söyledi?' diye şaşırmıştım. Bir kere de mavi oje sürdüğümde 'Bu ne böyle çocuk gibi' demişti. Şimdi anlatınca çok rahatsız edici geliyor ama o dönem yaşarken çok da üzerinde durmam gereken bir şey değilmiş gibi geliyordu. Yine de huzursuz oluyordum. Benim için en can sıkıcı olanı ise yüzüm ve saçlarımla ilgili yaptığı baskı olmuştu.

Saçlarımı genelde açık bırakırım ama her kadın gibi bazen de toplu modelleri tercih ederim. Beni ilk kez saçlarım toplu şekilde gördüğünde yüzüme dikkatle baktığını ve kafasını çevirdiğini hatırlıyorum. Ne olduğunu sorduğumda yanıt vermedi. Sonraki görüşmemizde de saçlarım topluydu ve bu sefer dayanamadı, 'Bebeğim bence saçların açıkken çok daha güzel' dedi. Ben de teşekkür ettim ama saçlarımı toplu halde de çok sevdiğimi söyleyip geçiştirdim. Saçlarımın açık halini daha çok beğeniyordu, bunda bir sorun yoktu. En azından ben o anda öyle düşünüyordum. Meğer yüzümü beğenmediği için saçlarımı toplamamı istemiyormuş. Bunu da bizzat kendisi söyledi. Yine saçlarımın toplu olduğu bir gün, 'Saçlarının neden açık haldeyken daha güzel olduğunu buldum. Bence senin yüzün büyük o yüzden toplu saç sana yakışmıyor, saçlarını toplama' dedi. Şoka girdim, gözlerim doldu, ağlamamak için kendimi zor tuttum. Bir insan sevdiğini iddia ettiği kadına nasıl böyle bir şey söyler? Neden söyler? Gerçekten anlayamıyorum.

Bir süre gerçekten ben de yüzümün büyük olduğuna ve toplu saçın bana yakışmadığına inandım. Ama artık erkek arkadaşımın yanında kendimi rahat hissetmiyordum, hep huzursuzdum. Bu şekilde en az beş ay geçti. Erkek arkadaşım ara ara anlamsız yorumlarına devam ediyordu. Ben ise neden hâlâ onunla birlikte olduğumu bile bilmiyordum. Bir gün sınıftan bir kız arkadaşım, 'İrem, bugün ne kadar güzel olmuşsun, saçlarına bayıldım' dedi. Aynı gün erkek arkadaşımla buluştum ve makyajımın çok fazla göründüğünü söyledi. İşte o an bir şeyleri tam anlamıyla idrak ettim. Neden bana sürekli kıyafetlerimle, saçımla, tırnağımla ya da başka bir şeyimle ilgili olumsuz yorumlarda bulunduğunu sordum. Aylardır sesimi çıkarmadığım için sorum onu şaşırtmıştı. 'Bir sebebi yok, fikrimi söylüyorum sadece' cevabını verince iyice sinirlendim ve 'Bir daha ben sormadan fikrini söyleme, hatta bir daha benimle ilgili hiçbir konuda yorum yapma' dedim. O gün ilişkimizi bitirdim. Şimdi hâlâ düşününce bana bu zorbalığı yapmasına neden izin verdiğim konusunda kendime kızıyorum.”

‘OĞLUM SENİ BU HALDE YANINDA NASIL GEZDİRİYOR?’

Kadınların yaşadığı baskı ya da psikolojik şiddet sadece partner kaynaklı da olmuyor; bazen kendi ailesinin bazen de partnerinin ailesinin baskısına maruz kalanlar da var. Tıpkı eşinin annesi tarafından kıyafet baskısı gören Aylin Y. gibi…

“Sekiz yıllık evliyim, yedi yıldır eşimin annesi ile görüşmüyorum. Aslında eşimin annesi kendini nişan sürecinde belli etmişti ama ben göz ardı ettim. Nişan kıyafetimi eşimle beraber seçtik, kimseye de fikir sormadık. Kayınvalidem kriz çıkardı, çünkü ona göre çok açık bir kıyafetti. Neyse ki eşim o dönem konuya müdahale etti ve süreci atlattık. Sonrasında ne zaman görüşsek nişan kıyafetimin bir aile ortamına uygun olmadığı konusunu açıp durdu. O zamana kadar ne ailem ne de nişanlım tarafından hayatıma müdahale edilmişti. Bu müdahaleyi kayınvalidemden görmek çok garip gelmişti. Onu ne ilgilendiriyordu ki?

Nişan kıyafeti konusunu aşamamışken bir de 'Kızım bu bluzun önü çok açık değil mi?', 'Bu pantolon çok dar, Emre nasıl izin verdi giymene?' gibi yorumlarda bulunmaya başladı. İlk başlarda sesimi çıkarmıyordum ama bir süre sonra canıma tak etti. 'Emre benim ne giydiğime karışamaz', 'Hayır açık değil', 'Ben beğendim, siz beğenmeseniz de olur' şeklinde cevaplar vermeye başladım. Bu cevaplar onu daha da sinirlendiriyordu. Başıma gelecekleri bildiğim için gelinlik almaya giderken kayınvalidemi çağırmadım. Annemle gittim ve hallettim. Tabii ki kayınvalidem bir şekilde gelinliği teslim almaya giderken plana dahil olmayı başardı ve beklenen son; gelinlikçide kavga çıktı. 'Bu nasıl gelinlik, insan içine bu dar, askılı şeyle çıkmaya utanmayacak mısın?' deyince annem artık dayanamadı ve sert bir müdahalede bulundu. 'Sen benim kızıma karışamazsın'lar, 'Senin kızın utanmaz'lar havada uçuştu. Hayatımda bu kadar utandığımı hatırlamıyorum. Eminim gelinlikçideki insanlar hâlâ akıllarına geldikçe bizi anlatıyorlardır. Hemen nişanlımı aradım, yanımıza geldi, annesini aldı.

O günün akşamında nişanlım bize geldi ve annesi adına özür diledi. Ama bende artık dayanacak güç kalmamıştı, hayatım boyunca bu kadınla uğraşmak istemiyordum. Nasıl oldu bilmiyorum ama ertesi gün kayınvalidem beni aradı ve 'Kusura bakma' dedi. Sanırım oğlunun verdiği tepki, nişanın bozulma riski onu buna mecbur bırakmıştı. Peki sonra ne oldu? Tabii ki huylu huyundan vazgeçmedi. Evliliğimizin ilk dönemlerinde dilini zor da olsa tutmayı başaran kayınvalidem bir gün beni şort giymiş bir halde eşimle dışarı çıkarken görünce, 'Yazık benim oğlum da adam değilmiş, seni bu halde yanında gezdiriyor' deyince aramızdaki tüm ipler koptu. O gün bugündür görüşmüyoruz. Eşim annesi ile üç beş ay sonra barıştı, beni de ikna etmeye çalıştı ama nafile. Bana alenen bu kadar saygısızlık yapan biriyle yan yana gelmem mümkün değil. Biraz ikna denemesi sonrası eşim de pes etti. Tam yedi yıldır muhteşem huzurlu bir hayatım var.”

BİR SORUDAN FAZLASI | Partnerin makyaja, kıyafete karışması istismar mıdır ‘Yüzümdeki ruju sildi, bunun ne olduğunu anlamam çok uzun sürdü’

BASKI, KONTROL İSTEĞİ ANLAMINA GELİR

Avrupa Birliği Psikologlar Derneği Genel Başkanı Psikolog Rojin Nazik, erkeklerin partnerlerine kıyafet, makyaj, iş ya da başka bir konuda baskı uygulamasının temel sebebini, “Erkeklerin kadınlara kıyafet tercihi ve makyaj yapmamaları konusunda baskı uygulaması, kişisel tercihlerin üzerinde dışarıdan gelen baskılar ve kontrol isteği anlamına gelir. Bu tür bir baskı, genellikle ilişki dinamikleri veya toplumsal beklentiler nedeniyle ortaya çıkar” sözleriyle anlattı. Nazik, erkeklerin baskıcı tavırlarının nedenlerini ise şöyle sıraladı:

*Toplumsal ve kültürel ilkeler
*Güç ve kontrol gerekliliği
*Kendi duygusal zorluklarıyla başa çıkma
*Eğitim ve aile içi modelleme
*Empati eksikliği veya duyarsızlık

KADINLAR PSİKOLOJİK BASKIYI VE İSTİSMARI FARK ETMEKTE ZORLANIYOR

Öte yandan bu baskıya maruz kalan kadınların çoğu yaşadıklarının istismar olduğunu sonradan fark ettiğini söylüyor. Peki bu gerçekten istismar mıdır?

Eğer bir kişi duygusal baskı veya manipülasyon gibi zarar verici davranışlara maruz kalıyorsa, bu durum istismar olarak kabul edilebilir. Psikolojik baskı, kontrol, manipülasyon, aşağılama veya tehdit gibi davranışlar, bir ilişkideki güç dengesizliğine dayanan istismar biçimleridir. Kadınlar bazen psikolojik baskıyı fark etmekte zorlanabilirler. Bunun birkaç nedeni olabilir” diyen Nazik şunları söyledi:

-- Toplumsal normlar veya kültürel beklentiler, bazı davranışları normalleştirebilir veya psikolojik baskıyı fark etmeyi zorlaştırır. Bu durum, baskıya maruz kalan kadınların, bu davranışların şiddet içermediği düşüncesiyle yaşamasına neden olur.

-- Psikolojik baskı, manipülasyon ve gaslighting gibi taktiklerle gerçekleştirildiğinde, mağdurların gerçekleri sorgulamalarına ve kendi duygularına güvenmelerini engellemelerine yol açar. Bu da kadınların baskı altında olduklarını fark etmelerini zorlaştırır.

-- Psikolojik baskı genellikle fiziksel şiddetten daha az açık ve daha içsel bir süreçtir. Bu nedenle, kadınlar bu tür baskının farkına varmak için daha uzun bir süreye ihtiyaç duyar.

-- Kadınlar, psikolojik baskıya maruz kalmış olmaktan dolayı utanç veya suçluluk hisseder. Bu duygular, yaşanan durumu kabul etmeyi veya dışa vurmayı zorlaştırır.

-- Bazen bir ilişkinin içinde uzun süre kalmak veya partnerle olan bağlılık, baskıyı fark etmeyi engeller. Kişi, ilişkinin iyi yanlarını ön plana çıkarabilir ve olumsuz davranışları göz ardı eder.

-- Bu nedenlerden dolayı, kadınlar psikolojik baskıya maruz kaldıklarını fark etmekte zorlanır. Ancak, farkındalık ve eğitim, bu tür durumları tanımayı ve sağlıklı ilişkilerde sınırların nasıl olması gerektiğini anlamayı destekler. Kadınlara, sağlıklı ilişki dinamikleri, sınırların korunması, manipülatif davranışların tanınması ve kendilerini korumak için hangi adımları atmaları gerektiği konusunda destek sağlanması önemlidir.

Bazı erkekler, duygusal zorlukları yönetme veya başa çıkma konusunda sınırlı becerilere sahip olur. Bu durumda, başa çıkmak yerine duygusal olarak zarar verici davranışlar sergilerler. Eğitim ve aile içi modelleme, bir erkeğin ilişki dinamiklerini ve baskıcı davranışları öğrenmesine neden olabilir. Ailede gözlemlenen veya yaşanan psikolojik baskı, bu davranışların gelecekteki ilişkilere yansımasına sebep olur. Bazı durumlarda, bir erkek, partnerin duygularını veya ihtiyaçlarını anlamakta zorluk çekebilir veya duyarsız olabilir. Bu da psikolojik baskıya yol açabilir.

Psikolog Rojin Nazik

İSTİSMARIN SINIRLARI NASIL ÇİZİLİYOR?

Kadınlar sadece partnerleri tarafından değil kendi aileleri ya da partnerlerinin aileleri tarafından da baskılara maruz kalabiliyor. Kadınlar yaşadığı durumun istismar mı yoksa müdahale mi olduğunu nasıl ayırt edebilir?

“Partnerin ailesi veya kendi ailesi tarafından baskıya maruz kalan bir kadın, bu durumun istismar mı yoksa normal sınırlarda bir davranış mı olduğunu anlamakta zorlanabilir. İstismarla normal sınırların arasındaki farkı ayırt etmek karmaşık olabilir” diyen Nazik şu detayları verdi:

-- İstismar genellikle sürekli ve yıkıcıdır. Partneri, partnerinin ailesi veya kendi ailesi tarafından yapılan davranışlar, kişinin duygusal sağlığını olumsuz etkiliyor ve devamlı bir stres kaynağı oluşturuyorsa, bu istismarın belirtisi olabilir.

-- İstismar, kontrol ve manipülasyon içerir. Davranışlar, kişinin kararlarını kontrol etmeye çalışmak, onu manipüle etmek veya zorlamak şeklindeyse, bu istismarın işareti olur.

-- İstismar, kişinin sınırlarını aşan, kişisel alanına saygı göstermeyen davranışlar içerir. Davranışlar, kişinin rahatsızlık duyduğu sınırları sürekli olarak ihlal ediyorsa, kişide sürekli kaygı, depresyon, korku veya stres gibi duygusal reaksiyonlara neden oluyorsa, bu istismarın işareti olabilir.

DESTEK ALIN, SINIRLARINIZI KORUYUN

Bu tür istismara maruz kalan kadınların destek almasının çok önemli olduğunun altını çizen Rojin Nazik, “Duygularınızı, endişelerinizi ve yaşadığınız istismarı ifade etmek önemlidir. Bu durumu aile, arkadaşlar veya profesyonel destek grupları gibi güvendiğiniz kişiler veya kurumlarla paylaşın. İstismarla mücadele ederken kendi sınırlarınızı koruyun. Kendinize zarar verebilecek veya durumu daha da kötüleştirebilecek durumlardan kaçının” dedi ve ekledi:

“Her istismar durumu farklıdır ve kişisel koşullara göre değişiklik gösterir. Bu nedenle, destek ve yardım almak önemlidir. İstismarın etkileri zorlu olabilir, ancak yardım ve destekle bu durumların üstesinden gelinebilir.”

False