Yüzme İhtisas’ın bulunduğu yalı daha önce başka ihtisasların mekánıydı

Ortaköy’de senelerdir İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü tarafından kullanılan ve kira sözleşmesi sona eren Hatice Sultan Yalısı’nın boşaltılması tartışması devam ediyor.

Basında geniş şekilde yer bulan tartışmanın mekánı Hatice Sultan Yalısı ile hemen yanındaki Naime Sultan Yalısı, bundan 102 sene önce de dillere düşmüştü ama o zamanki tartışmaların sebebi, yalılarda yaşanan bir aşk skandalıydı. Beşinci Murad’ın kızı Hatice Sultan ile komşusu ve kuzeni olan Naime Sultan’ın kocası Kemaleddin Paşa arasında yaşanan yasak aşk, zamanın hükümdarı İkinci Abdülhamid tarafından son derece sert biçimde cezalandırılmış, talihsizlik bu kadarla da kalmamış ve seneler sonra sürgüne giden her iki padişah kızının hayatı, feláketle noktalanmıştı.

ORTAKÖY’de senelerdir İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü tarafından kullanılan Hatice Sultan Yalısı’nın bir kısmı, devlet ile kulüp arasındaki kira sözleşmesinin sona erip yenilenmemesi üzerine, geçen hafta polis vasıtasıyla olaylı bir şekilde boşaltıldı.

Önce, kontratı biten bir kiracının kiraladığı yeri sanki sahibi imişçesine benimseyip tahliye etmekte direnmesinin ve "Yüzme hakkımız, söke söke alırız" gibisinden sloganlarla gösteri düzenlemesinin sebebini bir türlü anlayamadığımı söyleyip, basında haftalardan buyana devam eden bir yanlışı düzelteyim: Beşinci Murad’ın kızı Hatice Sultan’ın yalısı ile yanında bulunan ve ilkokul olarak kullanılırken birkaç sene önce önce uğradığı yangın neticesinde sadece iskeleti kalan ve yine Beşinci Murad’ın kızı Fehime Sultan’a ait olduğu söylenen yalının turistik tesis yapılmaları şartıyla satışa çıkartılacakları yolundaki haberlerdeki hatayı...

Hatice Sultan Yalısı’nın yanında bulunan ve yanan yalı Fehime Sultan’a değil, Sultan Abdülhamid’in kızlarından Naime Sultan’a aitti. Fehime Sultan’ın bugün várolmayan yalısı bu iki yalıdan sonra geliyor ve şimdi Boğaz Köprüsü’nün ayaklarının bulunduğu yerin hemen gerisinde yeralıyordu.

İşin tuhaf tarafı, Hatice ve Naime Sultan yalılarının Osmanlı tarihinin en büyük aşk skandallarının mekánı olması ve Ortaköy sahilini süsleyen bu mekánlarda yaşayan padişah kızlarının hayatlarının da feláketle noktalanmasıydı.

İşte, Ortaköy’de bundan 102 sene önce yaşanan skandalın kısa öyküsü:

Sultan Beşinci Murad, 1876’da tahtından indirilip hanımları ve çocuklarıyla beraber Ortaköy’deki Çırağan Sarayı’na hapsedilmiş, yerini kardeşi İkinci Abdülhamid almıştı.

Devrik hükümdar, ailesiyle Çırağan’da çile doldururken senelerle beraber kızlarının evlilik çağı da geçti ve Beşinci Murad’ın büyük kızı Hatice Sultan, amcası Abdülhamid’e "Yaşadığı zindandan kurtulabilmek için koca olarak bir haremağasına bile rıza göstereceği" yolunda haberler gönderdi.

O sırada 31 yaşına gelmiş olan Hatice Sultan’ın ricası kabul edildi ama padişah kızlarının İstanbul’un seçkin ailelerine mensup delikanlılarla evlendirilmeleri şeklindeki teamülün dışına çıkıldı ve devrik hükümdarın kızına sarayda çalışan, sıradan ve hiç de yakışıklı olmayan Ali Vásıf Efendi adında bir koca bulundu. Evlendiler ve Abdülhamid tarafından kendilerine tahsis edilen Ortaköy’deki yalıya yerleştiler.

PAŞA’NIN OĞULLARI

Abdülhamid’in kızlarından ikisi, Naime ve Zekiye Sultanlar, Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’nın iki oğluyla evlendirilmişti ve bu evlilikleri gören Hatice Sultan, Ali Vásıf Efendi gibi sıradan bir kişinin kendisine koca olarak seçilmesini hazmedemedi. "Kendi kızlarını Paşa’nın oğullarına verirken bana kimi láyık gördü?" diye düşünüyor, babasının tahttan indirilmesinde de Abdülhamid’in parmağı olduğuna inanıyordu.

Sultan hem kendisinin, hem de babasının intikamını alacağına inandığı bir plan hazırladı: Abdülhamid’in Gazi Osman Paşa’nın oğullarından Kemaleddin Paşa ile evli olan kızı Naime Sultan hemen bitişiğindeki yalıda oturuyor ve Kemaleddin Paşa’nın arada bir başka hanımlarla ilgilendiği biliniyordu.

Hatice Sultan, Kemaleddin Paşa’nın işte bu zaafını kullanıp Paşa’yı kendisine áşık edecek ve aralarında gizliden gizliye bir mektuplaşma başlayacaktı. İki yalı arasındaki yazışmalar aylarca devam etti, sıcak ama yasak bir aşkın ifadesi olan mektuplar günün birinde her nasılsa Abdülhamid’in eline geçti ve bütün İstanbul, bir anda Ortaköy’deki skandalı konuşur oluverdi. Hükümdarın mektupları görmesini bizzat Hatice Sultan’ın sağladığı ve böylelikle hem kendisinin, hem de babasının intikamını aldığına inandığı söyleniyordu.

BABANIN HİDDETİ

Abdülhamid
bir padişah ve bir baba olarak ihanete uğramıştı ve gazabı şiddetli oldu: Kızı Naime Sultan’ı Kemaleddin Paşa’dan hemen boşattı, sabık damadını unvanlarını geri alıp Bursa’ya sürgüne gönderdi, kızını bir başkasına nikáhladı ve yeğeni Hatice Sultan’ın da yalıdan dışarıya adım atmasını yasakladı. Rezalete tahammül edemeyen Ali Vásıf Bey bu arada Hatice Sultan’ı boşayıp kayıplara karıştı.

Aradan beş sene geçti, Abdülhamid tahtından indirildi, Bursa’da sürgünde olan Kemaleddin Paşa İstanbul’a döndü, hemen Hatice Sultan’a gidip evlenme teklif etti ama reddedildi. Amcası Abdülhamid’in devrilmesiyle yalıdaki hapis hayatı nihayete eren Hatice Sultan, Rauf Hayreddin Bey adında bir diplomatla evlendi ve bir oğluyla bir kızı oldu.

Ortaköy’deki üçüncü yalının sákini Fehime Sultan da o sırada ilk kocasını boşayıp yeni bir evlilik yapmıştı ve hadiselere karışmamaya itina gösteriyordu.

Derken, 1924’e gelindi ve o senenin 3 Mart’ında Osmanlı Hanedanı’nın bütün mensupları Türkiye sınırları dışına çıkartıldılar. Sürgün, Ortaköy yalılarının sákinlerine ardarda feláketler getirecekti.

KARISINI BOŞADI

Rauf Hayreddin Bey
gurbete gitmek istemedi ve Hatice Sultan’ı boşayıp Türkiye’de kalınca Sultan sürgüne kızı Selma ve oğlu Hayri ile beraber gitti. Lübnan’a yerleşti, kızını bir Hint racasıyla, Kotwara Prensi Seyyid Sacid Hüseyin’le evlendirip Hindistan’a gönderdi ama oğlu Lübnan’da intihar etti ve Beşinci Murad’ın kızı Hatice Sultan, 1938’in 13 Mart’ında Beyrut’ta tek başına, yokluk içerisinde can verdi.

Aldatılan Naime Sultan bir ara Fransa’da yaşadı ama geçim sıkıntısı çekmeye başlayınca ikinci kocasının memleketi olan Arnavutluk’a yerleşti ve Tiran’da 1944’teki komünist darbe sırasında ortadan kayboldu.

Ortaköy’deki üçüncü yalının sahibi olan Fehime Sultan da sürgünde Fransa’ya gitti, kocasının açtığı bir bakkal dükkánının getireceği parayla yaşamaya çalıştı ve 1929’da o da aynı sıkıntılar içerisinde can verdi.

Merak edenler için, bundan 102 sene önce dillerden düşmeyen bu aşk skandalının kahramanlarının soyundan gelenleri de anlatayım: Naime Sultan’ın torunu Bülent Osman, Paris’te ve İstanbul’da yaşıyor. Hatice Sultan’ın torunu ise Fransa’nın en tanınmış yazarlarından ve kitapları bizde de liste başı olan bir isim: Kenize Murad.

Hatice Sultan’ın açlık ve parasızlık mektubu

BEŞİNCİ Murad’ın bir zamanlar Ortaköy sahilsarayında yaşayan kızı Hatice Sultan, Beyrut’taki sürgün günlerinde büyük sıkıntı çekmiş ve hayata 1938’de "aç" denebilecek bir şekilde veda etmişti.

Hatice Sultan, Avrupa’daki bazı finans çevreleriyle aile adına görüşmeler yapan yeğeni Şehzade Osman Fuad Efendi’ye, 1 Temmuz 1934’te, içerisinde bulunduğu şartların yarattığı can sıkıntısının neticesinde bozuk bir imlá ile yazıp "Hadice Sultan binti Murad Han" yani "Sultan Murad’ın kızı Hadice Sultan" mührünü bastığı mektubunda şöyle diyordu:

"Yeğenim Osman Fuad Efendi,

Birçok seyahatler ettikten sonra Nice’e avdet ettiğinizi, Hayri’ye (Sultan’ın oğlu) yazdığınız mektuptan haberdar oldum. Ve işlerimizi serian (hızla) takip etmekde olduğunuzu yazıyorsunuz. Evet, buna kalben eminim. Allah sana çok ömür versin. Ben evvel Allah’a, sonra sana güveniyorum. Geçen ay bize her zamanki para gönderemediniz, acaba neden. Bir ay evvel Halife hazretlerinden aldığımız bir tamimde yakında para göndereceğinizi iş’ar olunmuş (bildirilmiş) idi. Biz burada her gün para bekliyoruz. Yeni grupla ne yapabildiniz? Acaba eskisi gibi bize maaş yaptırabileceğiniz mi? Göreyim sana halanı parasız bırakma. Benim hálimi gözünüzle gördünüz. Para bana herkesden çok lázım olduğunu sen de takdir edersin. Bu mektubumu alır almaz işlerimiz hakkında malumat vermenizi rica ederek gözlerinden öperim.

Halanız Hadice binti Murad"
Yazarın Tüm Yazıları