Yüz...

Bekir COŞKUN

Neyseki ‘‘yüz gün’’ başarılarını istifleyip ‘‘ikinci yüz’’e geçtik sayılır...

Günleri sayarken olsun, bir ‘‘yüz’’ bulmak hoş...

Kötü olan yüzsüzlük...

*

Peki, söyler misiniz, bu hangi yüz:

ANAP'lı üst düzey yöneticiler, Genel Başkan Yardımcıları, her gün çıkıp, üniversite kapısında eylem yapan türbanlı öğrencilere zulüm yapıldığını söylüyorlar...

Hangi yüzle?..

Bence bu, başka ‘‘yüz’’lü bir şey:

İkiyüzlülük...

Hoş, ANAP kurulurken, Rahmetli onu ‘‘dört yüzlü’’ olarak sunmuştu... Dört eğilimin dört yüzü vardı... Mustafa Balbay bunu; ‘‘ANAP'ta toplumun her kesimine göre üst yönetici var’’ diyerek özetliyor...

‘‘Çok yüzlülük’’ kısacası...

Bir yüzleri türbanlı öğrencilere ‘‘zulüm’’ yapıldığını söylerken, bir başka yüzleri Eşber Yağmurdereli'yi hücreye tıkmanın ‘‘insan hakları ayıbı’’ olduğunu öne sürüyor...

Bir başka ‘‘yüz’’leri ise iktidar...

Yüz çok...

Bir yüzleri yapıyor, öbür yüzleri eleştiriyor...

*

Üniversitelerin önünde biriken türbanlı öğrencilere zulüm mü yapılıyor?..

Eşber Yağmurdereli'yi düşünce suçundan Çankırı'da bir hücreye tıkmak (Ki, ama birisini taa Çankırı'ya götürüp, hücreye koymak hiçbir yasa emri değil) insanlık ayıbı mı?..

O zaman ANAP ne duruyor?..

Zulüm ve insanlık ayıplarından, önce iktidar sorumludur...

Misal; ANAP, gerekiyorsa hemen yeni kanun tasarıları hazırlar... Yok eğer Meclis az geliyorsa, konu MGK'ya götürülür...

Başbakan çıkıp açıkça yüzünü gösterebilir...

Türban için ne diyor?..

Eşber için ne diyor?..

Ne çözüm düşünüyor?..

*

Ama hem maneviyatçı, hem liberal... Hem demokrat, hem baskıcı... Hem tarikatçı, hem Atatürkçü olunmaz...

Hem sağcı, hem solcu...

Hem özgürlükçü, hem yasakçı olunamaz...

Olunursa, adı ne:

Yüzsüzlük...