Yine bir Basra sıcağı

Yine bir aşırı sıcak var kapıda. Sıcaklık değerleri bugün biraz artıyor, cumartesi ise aşırı seviyelere çıkıyor. Marmara 36-37, İç Anadolu 38-39, Güney 40 derecenin üzerini görebilecek.

Pazar akşamından itibaren ömrünü tamamlıyor ama sıcaklıkların yalnızca aşırı değerleri gidiyor, yani önümüzdeki hafta hava birkaç derece de olsa yine normallerin üzerinde seyredecek. Sıcakların böyle kısa sürede sıçrayıp sonra geri düşüşü metabolizmayı adeta altüst ediyor. Bu nedenle özellikle yaşlılara ve kalp-tansiyon hastalarına aktivitelerinizi biraz yavaşlatırsanız iyi edersiniz hatırlatmasını yapıyoruz.

Yağış ise maalesef yine yok. Avrupa yağış altında. Kıtanın büyük kısmı yağış alıyor, hafta sonu boyunca. Ama Türkiye’ye bir türlü giremiyor. Hatta sıcaklıkların aşırı kısmı giderken, sıcaklıklar azalırken bile yağış görülmüyor.

*

Kuraklıkla Yaşamayı Öğreneceğiz. Bu cümleyi nasıl buldunuz? "Depremle Yaşamayı Öğrenmeliyiz" sözü gibi aynı. Kuraklığın baş göstermesiyle beraber son günlerde uzmanlardan ve yetkililerden duymaya başladık. "Kuraklıkla yaşamayı öğrenmek" kitap adı gibi değil mi? Bana Leo Buscaglia’nın "Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek" kitabını hatırlattı. Buscaglia kitabında yaşamanın, sevmenin ne kadar güzel olduğunu, insanı sevmenin, dokunmanın insana kattıklarından, sığ bir yaşamdan uzaklaşmanın ne kadar önemli olduğundan bahsediyordu. Bunları yazan Buscaglia nasıl yaşama veda etti biliyor musunuz? İntihar etti! Demek Buscaglia’nın yazdıklarını herkesten önce kendisinin bilmesi, yaşaması, hissetmesi gerekiyordu, bir başka deyişle hissettiğini yazması gerekiyordu.

Uzmanlar ve yetkililerden duyduğumuz "Kuraklıkla Yaşamayı Öğreneceğiz" cümlesi kime söylendi acaba? Halka mı? Yani yüzde 70’i sudan oluşan insanlara mı? Yani susuz yaşaması mümkün olmayan insanlara mı? Yani suya hükmedebilme gücü ancak musluğu açıp kapatmak kadar olan insanlara mı? Su sıkıntısı yaşandığı dönemlerde sokaktaki insanın kuraklıkla öğreneceği tek şey; suyu tasarruflu kullanmak olacaktır. Bilinçli bir toplum olsak, şu anki su planlamalarında acaba susuz kalmaz mıydık? Bence bu hale gelişimizin yalnızca süresi gecikirdi o kadar!

"Kuraklıkla Yaşamayı Öğrenmek" çok güzel bir öneri. Bu uyarının yüzde 20’si halkımıza, yüzde 80’i yöneticilere ise, uzmanlardan yetkililere ya da yetkililerden yetkililere gidiyorsa o zaman tamam, bir anlamı var demek. Ama yok öyle değil, bu uyarının tamamı yalnızca sokaktaki insana söyleniyorsa, o zaman aynen Leo Buscaglia gibi hissedilmeden söylenmiş bir cümle olur ki, hissedilmeden söylenen sözlerden ne derece sonuç alınır düşünün artık!

"Susuz Yaşamayı Öğrenmek" sözünden ben şunu anlıyorum, daha doğrusu anlamak istiyorum; gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi, ekonomi bütçeleri ve planlamaları gibi uzun dönemlik su bütçeleri ve planlamaları yapmamız gerekiyor. Ülkemiz, yarı kuraklıktan tam kuraklığa geçerken suyu yönetmeyi öğreneceğiz ve yöneteceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları