Yıllık izin arttı işveren kazandı!

HAFTA içinde, Yeni İş Yasası'nın işçiye ve işverene, ne getirip ne götürdüğünü yazdık. Milyonlarca işçiyi ve işvereni yakından ilgilendiren yeni yasa ile ‘‘yıllık izin süreleri’’ de, yeniden düzenlenmişti.

YENİ İZİN SÜRELERİ

Yeni İş Yasası ile işçilere verilecek ‘‘yıllık izin süresi’’, hizmetlerine göre artırılmak suretiyle yeniden belirlendi. Buna göre, hizmet süresi;

Bir yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 günden,

5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden,

15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden,

18 ve daha küçük yaşta olan işçilere, 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere 20 günden,

az olamayacak.

Daha önce bu süreler 12, 18 ve 24 gün idi...

Bu yönüyle baktığımızda izin süresi ikişer gün artmış gözüküyor.

İNCE BİR HESAP

Patronların ‘‘izin’’ konusunda çok ince hesapları var. En iyisi bunu örnek bir olayla açıklayalım. İşyerinde üç yıl hizmet süresi olan işçi çok önemli işi çıktığı için, patronundan bir gün izin ister ve patronu cevaplar;

- Demek bugün izin istiyorsun. Gel ne istediğine beraberce bir gözatalım. Bir yılda 365 gün var. Bir yılda 52 hafta olduğuna ve sen her hafta 2 gün izinli olduğuna göre geriye 261 gün kalıyor. Her gün 16 saati işyeri dışında geçirdiğine göre ki bu yılda 170 gün ediyor. Geriye 91 gün kalıyor. Hergün 30 dakika çay, kahve molasına yıllık 23 gün tekabül ediyor. Böylece kaldı 68 gün. Yine hergün 1 saat yemek molası ile geçiyor. Bu da bir yıl içinde 46 gün eder. Geriye çalışacağın sadece 22 gün kalıyor. Zaten her yıl 4 gün hastalık nedeniyle işe gelmiyorsun. Kaldı 18 gün. Yılda 5 gün de resmi tatiller nedeniyle gitti kaldı sadece 13 gün. Her sene 12 gün yıllık izin kullandığına göre geriye sadece 1 gün kalıyor ve eğer ben seni o 1 gün de izinli gönderirsem; Allah beni cezalandırır!!!.

İŞVEREN NASIL KAZANDI?

Yeni İş Yasası ile yıllık izin süresi iki gün arttı ama daha önce iki gün olan hafta sonu tatili de, Cumartesi günlerinin ‘‘normal çalışma günü’’ haline getirilmesi sonucu bire indi. Böyle olunca hafta sonu tatili 104 gün yerine 52 gün oldu. Yukarıdaki ince hesaba göre, 1 gün olan fiili çalışma süresi de 52 gün artmış oldu. Yani sonuçta işveren kazandı!..

TEBESSÜM


Kötü haber nasıl verilir?

Okurlarımızdan
Semih Ünlü, üniversitelerin tatil olması nedeniyle, kız çocuğu olan babaların pek ciddiye almamaları dileğiyle, aşağıdaki fıkrayı göndermiş.

İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız, Ankara'daki babasını arar.

- Baba, meraba. Ben Aslı...

- Oooo güzel kızım benim. Na'bersin bakalım?

- Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla...

Kız ağlamaya başlar, babası;

- N'ooldu kızım? Anlatsana

- Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş...

- Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?

- Hani senin hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı ya onunla evlendim.

- İyi halt ettin zilli. Neyse, artık yapacak bir şey yok. Versin mahkemeye hemen boşanın...

- Boşanalım ama, benden 30 milyar lira istiyor. Vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği fotoğraflarımı, internetten herkese yollayacakmış.

- Püüh, rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?

- Ama babacığım, o benim kocamdı. Ne bileyim ben böyle yapacağını...

- Peki peki, yarın parayı havale ederim.

- Sağol baba, eee şey... Bir de kürtaj için 1 milyara ihtiyacım var.

- Kürtaj mı? Bir de hamile mi kaldın o çocuktan sen?

- Aslında, ondan değil... Zenci bir çocuk vardı ya... Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...

Adam bayılmak üzeredir, inleyerek konuşur;

- Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım, nedir bu başıma gelenler... Okulu bitirir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun yoksa kırarım bacaklarını...

- İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım, çünkü...

Adam masanın üzerinde su dolu sürahiyi başından aşağı boşaltarak zar zor konuşur;

- Okuldan mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık zilli!..

Adam iyice fenalaşmıştır. Kesik kesik nefes alırken, bir yere tutunmaya çalışır. O sırada kız tekrar konuşmaya başlar.

- Babacığım, sakın üzülme. Bütün bunlar şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım...

Bunun üzerine, adam sevinçle haykırır;

- Canın sağolsun be güzelim, boşveeerr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin...

HAYRET


Bir mali müşavir 44 kürkçüye bedel

GEÇTİĞİMİZ
hafta, bazı meslek gruplarının ödediği, aylık ortalama vergileri yazmıştık. Örneğin, ayda ortalama olarak; kürk imalatçıları 30 milyon lira, diş klinikleri 35 milyon lira, deri eşya satıcıları 36 milyon lira, ayakkabıcılar 35 milyon lira, bakkallar 32 milyon lira, konfeksiyoncular 41 milyon lira gelir vergisi ödemişlerdi. Liste böyle uzayıp gidiyordu...

Basında ciddi eleştirilere, halk arasında da büyük tepkilere neden olan bu tablo Mali Müşavirleri de üzmüş. Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Mehmet Ökten'den bu konuda bilgi aldık. Buna göre;

2002 yılı için, 2003 yılında, yeminli mali müşavirler, aylık 4 milyar 760 milyon lira, yıllık ise 57 milyar 120 milyon lira ortalama gelir beyan etmişler. Aylık gelire isabet eden vergi ise 1 milyar 333 milyon lira.

Oturduk hesap ettik, bir yeminli mali müşavir 44 kürkçü, 33 konfeksiyoncu kadar gelir vergisi ödemiş. Ne diyelim, darısı diğer meslek gruplarının başına...

GÜNÜN SÖZÜ


Evet, vergileri istediğiniz gibi toplar, istediğiniz gibi harcayabilirsiniz. Bir Versailles sarayı bile inşa edebilirsiniz, ama içinde uzun süre yaşayamazsınız.

Prof.Dr. David Williams
Yazarın Tüm Yazıları