Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında

Gurbet yeri denizler olan gemici bir babanın ve tarlada emek veren bir annenin oğlu olarak Rize’nin Güneysu ilçesinde dünyaya geliyor. Çocukluğu Karadeniz’in sürprizli doğası içinde mücadele ruhuyla geçiyor. Üniversiteden itibaren politikanın içinde. Bugünkü görevi; gençliğinde sokaklarını arşınladığı semtin 2019’dan beri belediye başkanlığı… Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, “Yüzlerce yıllık tarihi var ama Beyoğlu’nun hep 18 yaşında olması gerekiyor! Gelen herkes hem mutlu olabilmeli hem özgür hissedebilmeli” diyor.

Haberin Devamı

1) İlki geçen yıl düzenlenmişti… İkincisi geçen haziran ayında yapıldı. Öyle ilgi gördü ki üçüncüsü için ara hiç açılmadı! Bu sıralar yolu Beyoğlu’na düşenler nereye ayak bassalar bir sanatsal etkinlikle karşılaşabilir! Bugün sona erecek olan Beyoğlu Kültür Yolu Festivali vesilesiyle semtte üç bine yakın etkinlik düzenleniyor. Kadim sokaklar sanatla renklenirken Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ı yakaladık! 2019’dan beri belediye başkanlığı görevini yürüten Yıldız’ın Beyoğlu’ndaki mazisi gençlik günlerine dayanıyor. Beyoğlu’na yolunu düşürmesiyse bir başka mücadele hikâyesi… Eski albümleri açıyoruz…

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
Fotoğraf: Murat ŞAKA

GURBETTEKİ BABANIN FAYDALARI DA VARDI

Haberin Devamı

Sene 1970… Rize’nin Güneysu ilçesindeyiz. Haydar Ali Yıldız, merkeze beş dakika uzaklıktaki bir köyde, kendi deyimiyle ‘cennet gibi bir coğrafya’da dünyaya geliyor. Annesi ev hanımı. Yıldız, “Ev hanımı derken evde ‘hanım’lık yapanlardan değil…” diye başlıyor anlatmaya; “Annem gibi tarlada çalışan, Türkiye’nin tarımına eliyle, emeğiyle, alın teriyle katkı sunan herkesin ellerinden öperim. Annemin üzerimde emeği çok. Babam gurbetteydi; gemiciydi. Sürekli seferlere deniz yolculuklarına giderdi. Senede ancak iki, üç ay gelip izinde köyde bizimle olabilirdi. Baba özlemi yaşardık ama getirileri de yok değildi! (gülüyor) Yurtdışından bize o dönem Türkiye’de olmayan ürünler getirirdi, blucinler, radyo, buharlı ütü…. Köyün kızlarının çeyizleri hep bizde ütülenirdi! Kına gecelerinde bizdeki teybi isterlerdi.” 

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız/Zeynep Bilgehan

KÖYÜN TEK TELEVİZYONUNDA SÜREKLİ HABERLER İZLENİRDİ

Babasının seferlerden getirdiği ve Yıldız’ın hayatına etki eden en önemli hediyeyse televizyon… 1982 Dünya Kupası bütün köyle birlikte heyecan içinde onların evinde seyrediliyor! Akrabalar her akşam haber saatinde geliyor. Televizyondan güncel gelişmeler dinleniyor. Sonra aralarında istişare ediliyor. Yıldız, bu sayede henüz küçük yaşta siyaset konuşmalarına aşina olduğunu anlatıyor: “Köyün siyasi ağırlığı merkez sağ idi. Dönemin en sevilen siyasetçisi de Turgut Özal’dı. Anadolu insanının önünü açan hamleleri başlatan liderdi. Tabii bir de Rizeli Başbakan Mesut Yılmaz’ı takip ederdik. Sonrasında merhum Necmettin Erbakan da siyasi hayatımızda etkili oldu. Zaman içinde siyasilerin konuşmalarıyla kendimi özdeşleştirmiştim. Lise yıllarında o zamanki bir diziden etkilenerek avukat olma, hakları savunma refleksi oluştu. O dizide avukatların giyim tarzları hoşuma gider, dizi bitiminde hemen yan odaya gider, babamın kravatlarını takardım!”

Haberin Devamı

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşındaSENE 1982/Güneysu, mahalle arkadaşı Mehmet ile...

2) KARADENİZ’İN FOLKLORUNU İZLERKEN BİLE YORULURSUNUZ

Ancak memleketi Karadeniz’di ve hedeflere giden yollar aşılacak engellerle doluydu! Yıldız anlatıyor: “Ortaokul ve lisede Güneysu’dan köy şartları içinde Rize merkeze gitmek durumundaydım. Sabah erken saatte bir otobüsle evden çıkardım. Saati belli olsa da sürekli aksardı; yollara toprak dökülürdü, sel olurdu... Yolun açılması için saatlerce elimizde küreklerle çalışırdık. Karadeniz’de, tabiatın sarp yokuşlarının verdiği mutlaka başarmanız gerektiğinizi fısıldayan yolları vardır. Zorlu coğrafya insana zamanı geldiğinde irade koyma, karar vermeyi sağlıyor. Bizde folkloru izlerken bile nefes nefese kalırsınız!” Nitekim, Yıldız 1989 yılında Rize Lisesi’nden mezun olup hedefine koyduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Köyünde üniversiteye gidecek ilk genç oldu...

Haberin Devamı

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
SENE1986/Rize Kalesi...

3) DOLMA KALEMİN İFŞA ETTİĞİ AŞK

Köyünden üniversiteye giden ilk gençti ama yalnız değildi. İlkokul yıllarını yaramazlıkla geçiren Yıldız ortaokuldan itibaren kitap ve kalemlere merak sardı. Ve... Anlatıyor: “Ortaokulda bir kıza âşık oldum. Onun deşifresi de bir kalemle oldu. Sevdiğim kalemlerden birini ona ödünç verdim. Kalemi elinde gören bir tanıdığım ‘Bu Haydar’ın kalemi değil mi? O hayatta kimseye kalemini vermez! Bunda bir iş var!’ dedi… O günkü çocukluk aşkım şu anda eşim… Lise sonda nişanlandık, bitiminde evlendik. Dolu dolu ama bekârlığı hatırlamadığım bir gençliğim oldu. İstanbul’a evli bir üniversite öğrencisi olarak geldim. Rizelilerin yaşadığı Kasımpaşa’da bir akrabalarının evine yerleştik. Üç ay sonra büyük kızım dünyaya geldi. Kasımpaşa’da ev ortamının verdiği disiplin, kendi başıma karar alma gücümü artırdı. Özal zamanında evli, başarılı öğrencilere çıkarılmış burstan faydalandım.”

Haberin Devamı

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
SENE 1987/Öğrencilik yılları...

4) GÖRDÜĞÜMÜZ İLGİ PARTİNİN OYU KADARDI

Üniversite yılları bugün belediye başkanlığını yaptığı Beyoğlu sokaklarında gezerek geçmiş… Yıldız, “Eşimle sinemaya, tiyatroya giderdik” diye anlatıyor: “Şimdi İstiklal Caddesi’nde yürürken nostaljisini yaşıyorum! O günden bugüne çok fazla şey değişmedi. Kültür-sanat etkinlikleri yine Beyoğlu’nda…” Beyoğlu’nda bulduğu bir diğer merakı da siyaset oldu… Yıldız, “Üniversite yıllarımda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın o dönem il başkanı olduğu Refah Partisi binası Kasımpaşa’daydı. Bir akrabam Cumhurbaşkanı’nın özel kalemliğini yapardı. Her hafta il başkanlığına uğrardım. Seçim işlerinde sandıkta görev aldım. Sene 1990’lardı… Partinin oy oranı o zaman düşüktü. Gördüğümüz ilgi oy oranıyla orantılıydı… Kapıda çoğunluk ‘Hadi canım, işinize bakın!’ derdi. Hakir görenler, tersleyenler oldu. Zaman zaman demoralize olur, zaman zaman da hırslanırdık. Ben bizim davamızın, düşüncemizin bir gün iktidar olacağına inandım.”

Haberin Devamı

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
SENE 1989/İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi

5) BUGÜNLERİMİ İLK AVUKATLIK YILLARIMA BORÇLUYUM

1993 senesinde köyünün üniversiteye giden ilk genci İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuydu! Bir yıl avukatlık stajını yaptı. Askerlik görevini tamamladı. 1996’da Fatih’te avukatlık bürosunu açtı. Yıldız, “Genç avukat olarak ne iş gelirse alırdım; Kasımpaşa’dan Beyoğlu’ndan hemşehrilerimizin işleriyle yavaş yavaş başladım” diye devam ediyor: “Bugün ne malvarlığım varsa avukatlığımın o ilk yıllarındaki çalışmama borçluyum. Daha çok alacak, verecek davaları, gayrimenkul, trafik kazası işleri yapardım. 2001’de AK Parti’nin kurulmasıyla kader Cumhurbaşkanımızla beraber organik ve aktif şekilde parti yönetiminde olmayı bize nasip etti. İşlerden elimizi ayağımızı çektik. Günün üçte ikisi siyasete gidiyordu. İlçe başkanlığı, il başkan yardımcılığı, vekilliği… En aktif olduğum işler seçim işleriydi. Avukatlık ofisim  İstanbul milletvekilliği olana kadar devam etti. Sonra önce Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, 2019’da Beyoğlu Belediye Başkanı oldum…”

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
SENE 1992/Kasımpaşa, eşi Seyhan ve kızı Büşra Yıldız’la...

BEYOĞLU’NU YÖNETMEK İÇİN ‘İMPARATOR AKLI’ GEREKLİ

Haydar Ali Yıldız için yönettiği Beyoğlu nasıl bir yerdir? Soruyu, “Benim için duygusal yönü yüksek” diye yanıtlıyor: “1980’lerde Rize’nin bir köyünden gelip hayata burada merhaba diyen Haydar Ali, siyasette önce Başbakan Erdoğan’ın ilçe başkanı oldu. Yıllar sonra belediye başkan adayı olarak geldi. Zor bir seçimdi ama Cumhurbaşkanımızın siyasete başladığı yer olmasının verdiği moral ve motivasyon vardı. Seçildikten sonra bir şehri emanet alıyorsunuz. İki temelle yönetiyorum; adalet ve istişare. Beyoğlu’nu birlikte yönetiyoruz; halk günleri yapıyoruz, vatandaşı dinliyoruz, her gün çarşı pazardayız... Beyoğlu’nu yönetmek bir imparator aklı gerektiriyor; farklı inançları, dilleri, dinleri yönetme kabiliyeti... Semtin bütün müktesebatıyla canlı olması gerekiyor. Yüzlerce yıllık tarihi var ama hep 18 yaşında gibi olması gerekiyor! Gelen herkes hem mutlu olabilmeli hem özgür hissedebilmeli. Beyoğlu bunu bugüne kadar herkese verdi.”

Yüzlerce yıl önce doğdu ama Beyoğlu hep 18 yaşında
SENE 1996/Yeni avukat Yıldız kızıyla yürüyüşte...

EN ALTTAN BAŞLAMAK

“Siyasetin mümkünse mahalleden ilçeden adım adım başlaması gerekir. Bazen merdivenin son basamağına uzanmak isteyenler oluyor ama bizim önerdiğimiz en alt basamağından başlamaktır. Bu Recep Tayyip Erdoğan’ın çizgisidir. Kendisi siyasetin nasıl yapılması gerektiğini, nasıl başarılı ve kalıcı olunabileceğini bilen biri; Beyoğlu’nun farklı inanç ve kültürleri içinde yetişmiş. Biz de gençliğimizden itibaren onu öyle gördük. Cumhurbaşkanımızın samimiyetine bağlandık. O bütün Anadolu insanının sosyolojisidir.”

KÜLTÜR SANATA TAM DESTEK

“Kitaba, kaleme meraklı birisi olarak buranın kitapçılarını en iyi ben bilir, tanırım... Kapanan kitapçıların çoğu ekonomik zorluk içindeydi, çünkü kitap artık internetten satın alınıyor. İstiklal Caddesi dünyanın sayılı yerlerinden. Herkes burada olmak istiyor. Dükkân sahibi de en çok kira alabileceği kişiye veriyor. Biz hukuk devleti içinde ‘Ona kiraya verme, buna ver’ nasıl diyelim? Kültür sanat faaliyetlerini destekleyip yönlendirme yapıyoruz ama belediye olarak münferit dükkânlarda ticari işlere müdahale edemiyoruz.”

Yazarın Tüm Yazıları