Biraz ciddiyet beyler

“KALDIRIM meselesi”, gerçekten bizde “mesele” olacak kadar inişli-çıkışlı bir problem. Önceki yazımda biraz söz etmiştim; “Yahu, kare ya da dikdörtgen bir taş değil mi sonuçta?” diyemiyoruz maalesef. Ama hemen her yıl yeniden gündeme gelen o koskoca problem, sonuçta bir taş meselesi aslında...

Haberin Devamı

Elbette bizde, bizim memlekette böyle.
Google’a girin, sağda “görseller”i tıklayıp, “kaldırım sanatı” yazın.
Batı’daki örnekleri bir görün mesela.
Sonra web ekrana “kaldırım” yazın, aratın.
Karşısınıza bizden anında 453 bin “kaldırım sorunu”, enkaz, engebe, kaldırım işgali vb. çıksın.
Biraz ciddiyet beyler
Tamam kaldırımın da taşı-döşenmesi filan elbet bilgi, ustalık ister.
Ama ne atomu parçalıyorsun, ne de çöle Keops, Kefren dikiyorsun sonuçta.
Dayanıklılık, maliyet, işlevsellik, estetik açıdan bir bilene seçtirir, döşetirsin.
O kadar.
Teknoloji bu denli ilerlemişken, taş türevi malzemeler bu denli çeşitliyken düz(gün)-dayanıklı kaldırımlar yapmak bu kadar mı zor?
* * *
Lakin bizde mümkünü yok!
Her an sorun kaldırımlar.
Bir yandan yaparken, öbür yandan bozulur kendileri.
Mikado’nun Çöpleri mi dersiniz, birini çıkardın mı diğerleri yıkılan domino taşları mı...
Kimi karda pusu kurar, ayak kırar engebesi.
Kimi yağmurda tuzaktır, basarsın, su sıçratır üstüne.
Bazen göbeğinde elektrik direği olur, geçemezsin.
Bazen otomobillere park yeri.
Bazen ortasında, çukur ya da tümsek yaratan rögar, altyapı kapağı... Kimi zaten bir karış...
Ve yaşlısı, engellisi, çocuğu, hepsi zıp zıp kaldırım serçesi.
* * *
Kimbilir kaç kez standart getirildi kaldırımlara...
Yapılacak yeni yaya kaldırımlarının genişliği 2 metreden az olamayacaktı.
Üzerinde yürümeye engel olacak çiçeklik, taş, demir, trafik işaret, ilan levhası, ağaç vb. yayanın takılabileceği çıkıntı ve delikler bulunmayacaktı.
Yüksekliği asfalttan en çok 15 santimetre olacaktı.
Üzeri sökülüp-takılır ve dayanıklı malzemeyle kaplanacaktı.
Peki, ne oldu?
Yine durma kazılan, yenilenen kaldırımlar...
* * *
Argoda işsiz, eli cebinde kaldırımlarda voltalayan anlamına gelen “Kaldırım Mühendisi”, başta Ankara olmak üzere gerçek bir uzmanlık alanı, uzmanlık ihtiyacıdır artık.
Hatta alt branşları, “Kaldırım Teftiş ve Tefriş Kurulu, Kaldırım Denetim Müfettişleri”, “Kaldırım Elektrik Mühendisi”, “Kaldırım Estetik Uzmanı” diye gider...
Benim sözlerim şaka gibi geliyorsa, mahsuru yok...
Biraz ciddiyet beyler!

Yazarın Tüm Yazıları