Sasalı’da neler gördük... İzmir’de bir tarım modeli

İzmir Büyükşehir Belediyesi “Başka bir tarım mümkün” mottosuyla yerel yönetimlerin tarıma olan bakış açılarını değiştiriyor.

Haberin Devamı

İklim değişikliği ve salgının, tarımda kendi kendine yetebilmenin önemini bir kez daha gündeme getirdiği şu günlerde, tarımın tüm problemleri iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarıyla tetikleniyor.

Kuraklık, zararlılar, tohumculuk, toprak yapısı... Tüm bunlar üzerine çalışılması gereken konular.

İzmir Büyükşehir Belediyesi daha önce Seferihisar’da yapılan çalışmaların da deneyimiyle kırsal kalkınma ağırlıklı, şehir tarımını yönetecek, sağlıklı, sürdürülebilir gıda kaynakları için projeler üzerinde çalışıyor..

Sasalı’da kurulan ‘İzmir Tarımını Geliştirme Merkezi’nde ‘dikey tarım’, ‘susuz tarım’ ve ‘yerel tohum’ gibi çeşitli tarım disiplinleri üzerine çalışmalar yapılıyor.

2080 yılı Türkiye kuraklık senaryosu öngörüsüyle kurulan kontrollü alanda, dönemin koşullarına uygun toprak yapısında tarım faaliyetlerinin nasıl sürdürülebileceğine dair bilimsel çalışmalar ile geleceğin tarımı için bilgi üretiliyor.

Haberin Devamı

İzmir çevreyle uyumlu, gezegen ile dost, insan ve çevre merkezli bir tarım için sektörün tüm paydaşlarıyla yaptığı işbirlikleriyle Türkiye tarımı için örnek çalışmalar yapıyor, bilimi tarıma entegre ediyor.

Aziz Kocaoğlu tarafından başlatılan ‘İzmir Tarımı’ projesi, Tunç Soyer ve ekibiyle tarımın geleceğine yön verecek gibi duruyor.

Merkezde küçük üreticiler için tanıtım, pazarlama gibi konularda da destek hizmetleri sunuluyor.

Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin, kalabalık bir gazeteci grubuyla yaptığı gezide, başka bir tarımın mümkün olduğunu gördük... İBB tarımı ‘havza bazlı, bilimsel ve bütüncül’ olarak ele alıyor. İzmir Tarımı adı altında kooperatifler eliyle, iklime ve coğrafyaya uygun ekim/dikim ve hayvancılık yapılacak. En az yüzde 50’lik su tasarrufuyla su kaynakları korunacak. Markalaşmış ürünlerin pazarlamasıyla da çiftçi ve üretici düzenli gelirlere kavuşacak, diyor Başkan Tunç Soyer...

Yani, İzmir’de tarım ve turizm birlikte gelişecek.

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nı herkes gezip görmeli, başta öğrenciler olmak üzere. İzmir’de doğan ‘Fil İzmir’ ile kardeşi ‘Deniz’i tüm Türkiye tanımalı...

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.” Peyami SAFA

ERGENE’NİN DEŞARJI ACİLEN DURDURULMALI!

SEKRETERYASINI eski milletvekili ve avukat Güneş Gürseler’in yürüttüğü Sevinç-Erdal İnönü Vakfı, hafta sonu şu açıklamayı yaptı: Tekirdağ bölgesinden Marmara Denizi’ne ‘Derin Deniz Deşarj Yöntemi’ ile basılan dünyanın en kirletilmiş akarsularından biri olan Ergene Nehri deşarjı sürdürülürse çok yakın bir gelecekte çok ciddi uluslararası bir sorun doğuracaktır. Vakfımız bünyesinde yürütülen MAREM (Marmara Çevresel İzleme) projesi kapsamında yapılan çalışmaların gösterdiği gibi:

1- 2020 senesi kasım-aralık döneminde devreye alındığı öğrenilen Ergene Derin Deniz Deşarjı oluşturduğu ek kirlilik yükü dolayısı ile 2021 Ocak ayında başlayan ve halihazırda Marmara Denizi genelinde yaşanan “müsilaj agregat” olayı bakımından kuvvetle muhtemel ‘tetikleyici etki’ yapmıştır.

Haberin Devamı

2- Bölgede yapılan çalışmalar sözkonusu deşarjın kirletici yükünün Marmara Denizi’nin yanı sıra Karadeniz ve Ege Denizi’ni de etkileyeceğini açıkça göstermektedir.

Çalışmalar, sözkonusu deşarjın çok kısa bir sürede Marmara Denizi’nin bugünkü halini yaratan etmenler gibi, komşu denizleri de etkileyerek, durumu uluslararası bir soruna dönüştürebilme potansiyelini çok kuvvetle taşımaktadır. Bu çerçeveden hareketle, söz konusu Ergene Derin Deniz Deşarjı’nın ‘acilen’ durdurularak, sistemin yeniden düzenlenmesi ve arıtılmış suların kaynağına yani Ergene Nehri’ne geri verilmesi gerekmektedir. İlgililere ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

ŞU ANLATTIKLARIMI ARAŞTIRIR MISINIZ?

Haberin Devamı

1992 yılında Henkel firmasında satış pazarlama elemanı olarak işe başladım. Bize deterjanlarla (Persil) ilgili eğitim verilirken kullanılan hammaddelerin de bilgileri verildi. Bu bilgilerin içinde 1990 yılından önce kullanılan hammaddelerden biri olan ‘ddb’nin artık kullanılmadığı, yerine ‘lab’ denilen bir maddenin kullanılmaya başlandığını açıklamışlardı.

Bunun nedeni ise suda tam olarak çözülme yapmadığı, atıksuyu elinizle karıştırdığınızda tekrar köpürdüğüdür. Orta Amerika ve Orta Avrupa ülkelerinde deniz olmadığından atıksularını arıtma tesislerinde arıttıktan sonra nehirlere vermeleridir. Fakat arıtma sırasında ddb’li maddenin köpürmesi neticesinde arıtma tesislerinde arızalar meydana gelmektedir. Bu nedenle lab denilen bir kimyasal madde üretilmiş olup tüm dünya bunu kullanmaktadır ve Türkiye bunu ithal etmektedir. Diyeceksiniz ki, bunda ne var; lab maddesinin içinde ‘amonyum sülfat’ vardır yani gübre... Bu da Türkiye gibi 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, kullanılan her türlü atıksuyu denize verdiğimiz için denizlerimizdeki yosunların artmasına ve denizdeki oksijenin azalmasına sebebiyet vermektedir.

Haberin Devamı

Şu anda geldiğimiz nokta, denizlerde oluşan yosun çeşitliliğinin arttığı ve denizlerimizin kusmaya başladığıdır. Bu konuda da bir araştırma yapılması gerekiyor.          Murat ÖNGİDEN

BİLİYOR MUSUNUZ?
YAZIK BU ÇOCUKLARA

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Çocuk işçiliğine son verilmesi için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin bir an önce yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Çocukların stajyerlik ve çıraklık gibi yasal kılıflar altında ucuz işgücü olarak çalıştırılması son bulmalıdır. Çalışma yaşamı, çocukların fiziksel, ahlaki, toplumsal ve ruhsal açısından olumsuz izlerle büyümesine neden olmaktadır. Çocuklar işyerlerinde aile korumasından uzakta her türlü sömürüye ve istismara açık hale gelmektedir. Çocuklar, sabah kalktıklarında işyerlerine değil okullara gitmelidir” dediğini...

CHP Ankara Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’ı ziyaret ettiğini, ülke gündeminin ele alındığı görüşme sonrasında Baş’ın Koç’a merhum Prof. Dr. Haydar Baş’ın ‘Milli Ekonomi Modeli’ ve ‘Hoş Geldin Atatürk’ kitaplarını hediye ettiğini...

“MUHAFAZAKÂR aydınların, siyasi çürümüşlüğe sessizliği sorgulanıyor.

Sessizlikleri cahiliye dönemine benziyor.

Aldıkları maaş nedeniyle devleti kutsayanlar sesini yükseltemez.

‘Çalıyorsa bizimkiler çalıyor’, duygusuna toplum bir anda erişmez.”  (Independent Turkish)

MESAJ PANOSU

‘ANTİKAPİTALİST Öğrenciler’in düzenlediği Çağdaş Felsefe Tartışmaları bu yıl 15, 16 ve 17 Haziran tarihlerinde her akşam 20.00’de gerçekleştirilecek. Friedrich Engel, Rosa Luxemburg, Bertolt Brech, Herbert Marcuse ve George Lucacs’ın tartışılacağı etkinlik, grubun Facebook ve YouTube hesapları ile marksist.org sitesinden canlı olarak yayınlanacak.

TANIŞTIRAYIM, 1994-2002 yılları arasında İSKİ genel müdürlüğü yapmış ve derin deniz deşarjını ülkemize kazandıran büyük devlet adamımız! Bugünlerde çok sesi çıkmıyor! F.B.

ADALET Bakanı Gül: “Başkalarının iktidar olma gibi bir düşüncesi, bir vizyonu yok.”

 

Yazarın Tüm Yazıları