‘Yap-sat’a dönebilen kaç inşaat şirketi var

YILLARDIR doğayı kirleten atık bitkisel yağların enerjiye dönüşmesi için çaba harcayan Mustafa Ezici, bu konuda yatırıma birlikte soyunduğu Taşyapı’nın Four Winds projesini görmemi istedi.

Haberin Devamı

Bunun üzerine Anadolu yakasında, Meteoroloji arazisi diye bilinen alanda yükselen kulelerden birinde Taşyapı Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı ile buluştuk.
Turanlı, önce Ezici ile ortak işinde son durumu aktardı:
- Şimdiye kadar 60 milyon dolar harcadık. Yatırım 100 milyon doları bulacak. Biodizel satışı da eylül ayında başlayacak. Four Winds’te de her kata atık yağ toplama ünitesi yerleştirdik.
Sonra Four Winds’e döndü:
- Arsayı 250 milyon dolara almıştık. Proje, arsa hariç 290 milyon dolara tamamlandı. 50 dönüm arazinin 3 dönümünde inşaat yükseldi. Gerisi yeşil alan oldu.
Bu noktada yüksek binaları savundu:
- İstanbul gibi bir metropolde binalar yükseldikçe, çevresinde yeşil alan bırakma şansı artar.
Four Winds’te satış için projenin bitmesini beklediğini belirtti:
- Bu proje, “Al-sat”a değil, “Al-otur”a uygun. Artık projeleri tamamlayıp, öyle satışa başlamak gerekiyor.
Gündemindeki projeleri sordum:
- Altunizade’de STFA’nın eski yeri vardı. 300 milyon dolarlık yatırımla konut projesi yürüyor. Binalar 6-7 katlı, 262 daire olacak. Bitince satışa çıkaracağız. Ayrıca, Şişli’de Cevahir Otel’e komşu 100 dönüm bir arsamız var. Orada iyi bir proje yapacağız.
Harem’de bir otel projesini de gündeme aldığını kaydetti:
- Kadıköy’de mülkü bize ait olan Double Three by Hilton’da doluluk iyi gidiyor. Harem’deki otel 500 odalı olacak. Orada bir ortağımız var.
Gazeteye dönünce Turanlı’nın Four Winds’le ilgili önceki açıklamalarına baktım, ilk satış anonsunun 2012’de yapıldığını gördüm. Ancak, o günlerde satışa yüklenmek yerine, bugünleri beklemeyi yeğlemiş...
“Maketten satışa fren”den sonra, “yap-sat”a dönebilen kaç inşaat şirketi oldu acaba?

Haberin Devamı


‘Simit’le büyüdü, şimdi ‘dilim elma’ya giriyor

FARKLI şirketlerdeki görevlerinden ayrılan 2-3 genç, 2 yıl kadar Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Okutur’un kapısını aşındırdı. Farklı projeler götürüp, görüş aldılar. Okutur, gençlerin girişimcilikte kararlı olduğunu görünce sordu:
- Dilim dilim taze elma üretimine var mısınız?
Ardından projeyi anlattı:
- Türkiye, yıllık 3 milyon tonla dünyanın önde gelen elma üreticileri arasında. Yüzde 30’u her yıl çöpe gidiyor. Elmayı dilimleyip, pakette piyasaya sunarsak, fark yaratabiliriz.
En önemli sorun, dilimlenmiş elmanın raf ömrüydü. Katkı maddesi konulmadan taze elma pakette ve rafta ne kadar durabilirdi?
Okutur, yanıtı Seatle’daki (ABD) bir şirkette buldu. Şirket, elmayı dilimliyor, paketleyip pazara sunuyordu. Yıllık cirosu da 6 milyar dolar düzeyindeydi. Dilimlenen elma, o şirketin talebiyle geliştirilen pakette 3 hafta bozulmadan kalabiliyordu.
Okutur, yeni projesini Hikmet Tanrıverdi, Sinan Sungur, Ömer Çokyaşar, Erkan Aydın, Erdal Bahçıvan, Mehmet Nane, Coşkun Ergun, Ekrem Akyiğit, İsmail Gülle gibi isimlerin bulunduğu bir buluşmada anlatınca sordum:
- ABD’ye, Avrupa’ya gidince dilimlenmiş meyveyi alıp yiyoruz. Ülkemizde büyük market rafındaki dilimlenmiş meyveye bakmıyoruz bile. Dilimlenip, paketlenen elmayı kim alır?
- Belki büyük marketten almazsınız. Ancak, akaryakıt istasyonu ve cafe zincirinden almanız söz konusu olabilir.
- Üretim ne zaman? Pazara ne zaman çıkacaksınız?
- Eylül ayının ikinci yarısı gibi olabilir.
Haluk Okutur’dan elma projesini dinlerken, Dice Kayek’in Houte Couture Week’teki defilesi için Paris’e giderken karşılaştığım Best FM’in sahibi Emrah Hattat’ın sözleri aklıma geldi:
- Simit Sarayı’nın CEO’su Abdullah Kavukçu, simit işine girmeleri öncesi projeyi bana anlattığında dalga geçmiş, “Ne yani, sokakta simit mi satacaksın?” demiştim. Ortak arkadaşlarımızın da alaycı telefonlar etmelerini örgütlemiştim.
Sonra bugünkü başarılarına işaret etti:
- Simitle, hepimizin alkışladığı bir başarı öyküsü ortaya çıkardılar.
Dilim dilim elma ile de benzeri başarı yakalanır mı?

Yazarın Tüm Yazıları