‘Demokrasi öyle bir şeydir ki dadından yinmez!’

Politikayı bir rant alanı olarak gören Cemil Yıldırım’ın, yaklaşan seçimler öncesi kaçamak yaparken karısına yakalanmasını anlatan ‘Hava Muhalefeti’, siyası hiciv kategorisinde bir yapım. Ali Sunal, Doğa Rutkay, Ege Kökenli, Burak Hakkı gibi isimlerin sürüklediği filmde yelpazenin sağ ve sol cephelerinde yer alan politik yapılara bolca gönderme var...

Haberin Devamı

Hava Muhalefeti (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ YILDIZ)
Yönetmen: Murat Kepez
Oyuncular: Ali Sunal, Doğa Rutkay, Ege Kökenli, Burak Hakkı, Ali Yoğurtçuoğlu, Kemal Uçar, Kerem Atabeyoğlu, Bülent Seyran, Ünal Yeter, Kadir Polatçı, Mekin Sezer, Aziz Aslan, Mazlum Çimen, Serkan Tatar
Türkiye yapımı

‘Demokrasi öyle bir şeydir ki dadından yinmez’

Politikacı Cemil Yıldırım, seçim dolayısıyla memleketi olan ‘Domates diyarı Ortanca’da, seçmenlerinin önünde yeni vaatlerde bulunmaktadır. Siyaseti bir rant alanı olarak gören ve dışarıya karısı Hatice’yle kusursuz bir çift izlenimi veren Cemil, eşini kendisinin ‘sosyal medya temsilcisi’ olarak görev yapan Gözde’yle aldatmaktadır. Hafta sonu kaçamağı için Bodrum’a giderken uçakta karısı Hatice’nin de olduğunu görür ve birden dengeler değişir. Süreç onu muhalif yapacak, yıllardır karşısında yer alan Emek ve Paylaşım Partisi’nin noktasına taşıyacaktır. Cemil artık yöredeki tarımı öldüren, havayı kirleten, domatesin DNA’sını bozan Kanadalıların işlettiği fabrikaya karşı politika üretecektir!

Haberin Devamı

Az sayıda örnek var

Ekranlardan tanıdığımız, BKM yapımı komedi programı ‘Güldür Güldür’ün yaratıcılarının ve oyuncularının sinemadaki yeni adımı (daha önce ‘Dedemin Fişi’ ve ‘Cici Babam’ gibi yapıtları izlemiştik) ‘Hava Muhalefeti’nin konusu işte böyle.Yönetmenliğini Murat Kepez’in üstlendiği, senaryosunu da Kepez’le birlikte Eray Akyamaner, Uğur Güvercin ve Ayberk Sak’ın kaleme aldığı bu çalışma ‘siyasi hiciv’ denilen türün yeni bir örneği. Sinemamızda söz konusu kulvarda az sayıda örnek var ve ilk elde akla gelen yapımlar hatırlanacağı gibi Zeki Alasya-Metin Akpınar klasiği ‘Hasip ile Nasip’, Aziz Nesin uyarlaması, Kemal Sunal’lı ‘Zübük’ ve yakın zaman önce Ercan Kesal’ın kendi kitabından beyazperdeye aktardığı ‘Nasipse Adayız’. Ayrıca kendi yaşadıklarından yola çıkarak çektikleri yapımlarla Yılmaz Erdoğan’ın ‘Vizontele’si ve Sermiyan Midyat’ın ‘Hükümet Kadın’ı da aynı kulvarda değerlendirilebilir. Lakin ‘siyasi hiciv’ kimliğine sahip bu yapıtların koca bir Cumhuriyet tarihini ve siyaset maceramızı yansıtmaları bakımından sayısal olarak ne kadar az oldukları aşikâr. Bu kategorinin son dönemdeki azlığındaysa yaratılan kutuplaşma ortamının ve siyasilerin sanat yoluyla yapılsa da kendilerine yönelik eleştirilere geçmişin politikacıları kadar hoşgörülü yaklaşmamalarının da büyük etkisi olduğu açık. Ben ayrıca siyasetin sinemaya, komedi yoluyla da olsa yansımamasının nedenlerinden birinin  de ‘sosyal medya çağı’ olduğu kanısındayım. Çünkü özellikle Twitter’da yeteneklerini ortaya koyan, hazırcevap bir kullanıcı kuşağı var ve ne kadar yaratıcı olduklarını yazılı ve görsel olarak başarıyla ifade ediyorlar; muhtemelen sinemaya da pek malzeme kalmıyor!

Haberin Devamı

‘Hava Muhalefeti’ne gelirsek: Arka arkaya sıralanan skeçlerden oluşmuş bir yapıya sahip filmin çok da dengeli olmayan bir tonu var. Bazı sahneler, bölümler çok komik, çok yaratıcı; bazı bölümler fazla karikatürize ve zayıf. Ben ‘ahlakçı’ kimliğimle (!) kimi cinsiyetçi esprileri zaten kendime yakın bulmadım ama özellikle ‘sex shop’taki bölüm muhteşemdi. Keza bu bölümde mağaza sahibi rolündeki Aziz Aslan’ın performansı da “Esnafı bitirdiler” repliği eşliğinde mükemmeldi.

Gerçekçi ve mesajlı bir son

“Amaca giden yolda her şey mubahtır” mottosuna sığınan Makyavelist siyasetçi Cemil Yıldırım’da Ali Sunal filmi sürüklerken -genetik kodları itibariyle- bazı kadrajlarda mimikleri, ses tonu ve beden diliyle adeta ‘rahmetli’ babası Kemal Sunal’ı yeniden bizlerle buluşturuyor. Menfaat ve her şeyi kendisine yontma konusunda ustalaşmış politikacı eşi Hatice’de de Doğa Rutkay iyiydi. Senaryo genel olarak sağ politikacı profiline yönelik eleştirilerde bulunurken bizdeki solu da halkın anlamadığı dili kullanan, her türlü eylemde ‘modern sanat’a başvuran, dansla, operayla bir tür elitizm ve anlaşılmazlık peşinde koşan bir ideoloji olarak göstermiş. Bütün bunlar aslında sağ ve sol için daha önce kullanılmış klişeler; Murat Kepez’in yapıtında bu bildik vurgular bazen sırıtmış, bazen de istediği etki fazlasıyla sağlanmış. Filmde uçağın yolcuları da metaforik anlamıyla halkı temsil eden bir yapıya sahipti.  Ben bir de öykünün ‘gerçekçi’ sonunu ve mesajını beğendim...

Haberin Devamı

“Türkiye yeni bir seçim yarışı içine girmişken siyasi komedi izlemek isteyenler, buyurun salonlara” diyerek noktayı koyalım...

Tesisatçının ‘süper’i...

Süper Mario Kardeşler Filmi (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ YILDIZ)

Yönetmenler: Aaron Horvath, Michael Jelenic

Seslendirenler: Chris Pratt, Anya Taylor-Joy, Jack Black, Charlie Day, Keegan-Michael Key, Seth Rogen, Fred Armisen

ABD yapımı

‘Demokrasi öyle bir şeydir ki dadından yinmez’

80’lerin kült video oyunlarından Nintendo patentli ‘Super Mario Bros.’, animasyon filmi olarak huzurlarımızda. İlk kez 1993’te canlı aksiyon olarak karşımıza çıkan (başrolünde ‘rahmetli’ Bob Hoskins vardı ve film çok kötü eleştiriler almıştı) serinin bu yeni uyarlamasında Brooklyn’li İtalyan göçmeni iki tesisatçı kardeş, Mario ve Luigi patlayan su borularını tamir ederken farklı bir evrene gidiyor ve burada Mantar Krallığı’nın prensesi Peach’le birlikte şeytani kaplumbağa Kral Bowser’a karşı mücadele ediyorlar.

Haberin Devamı

Dışarıda pek beğenilmeyen ve yerden yere vurulan ‘Süper Mario Kardeşler Filmi’ (The Super Mario Bros. Movie), doğrusu öyküsü itibariyle vasat olsa da genel çizgileriyle izlenmeye değer geldi bana. Dostluk ve dayanışma mesajlarına sahip film, soundtrack’indeki ‘Holding Out for a Hero’ (Bonnie Tyler) ve ‘Take On Me’ (A-ha) gibi şarkılarla da bizim kuşağı yakalıyor. Orijinal seslendirmeyle izleyecekler için de şunu söyleyebilirim; Bowser’ın sesinde Jack Black her zamanki gibi müthiş.

Bu arada ‘Süper Mario Kardeşler Filmi’nin ABD’de ilk hafta sonunda 146,4 milyon dolar hasılatla tüm zamanların en iyi ikinci animasyon açılışına imza attığını belirtelim.

Haberin Devamı

VE DİĞER SEÇENEKLER...

Matematik öğretmeni Hilmi, yaşça kendisinden çok çok küçük karısı Ela ve apartman görevlisinin oğlu Ali... İlişkileri giderek bir aritmetik problemine dönüşen ve iç açılarının toplamı çıkışsızlık olan bir üçgen... Ziya Demirel’in ilk uzun metrajı ‘Ela ile Hilmi ve Ali’de başrolleri Ece Yüksel, Serkan Keskin ve Denizhan Akbaba canlandırıyor. Chris McKay imzalı ‘Renfield’, Drakula’nın sadık yardımcısı Renfield odaklı bir öykü anlatıyor. Filmin başrollerini Nicholas Hoult, Nicolas Cage ve Awkwafina paylaşıyor. Yerli komedi ‘Hadi Hayırlısı: Istakoz’un Haritası’nı Şiar Zaim yönetmiş, kadroda Cengiz Küçükayvaz, Davut Bekri, Hakan Bilgin ve Bülent Çolak gibi isimler var. Özgür Bakar imzalı aksiyon ‘Adalet’te Çağan Atakan Arslan, Ufuk Özkan ve Eslem Akar gibi oyuncular rol alıyor. Doha imzalı ‘Stargazer: Astrocope’, Astro adlı müzik grubunun yükseliş dönemini anlatıyor. Şenol Kılıç’ın yönettiği ’Mannu Çanakkale’de ise haftanın animasyon seçeneği. Osman Tuğra imzalı ‘Umay’ da haftanın yerli gerilimi.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları