Yeni paket

Teknik yönlerini uzmanlara bırakıyorum. Geneli itibarıyla gayrimenkul rantının vergilendirilmesi isabetlidir; geç bile kalındı. “Gelişen ekonomiler”de rant çok büyük bir faktördür. Rant hem imar yolsuzlukları açısından mutlaka denetlenmeli hem sağlanan meşru kazanç da mutlaka vergilendirilmelidir. Paket bunu amaçlıyor.
Partilerin il, ilçe başkanlarına mal beyanı zorunluluğunun getirilmesi, fevkalade dikkat çekicidir. Bu, siyasi güçle yolsuzluk arasında nasıl bir ilişki olduğunun itirafıdır. Elbette her partide dürüst insanlar çoktur ama gerek belediyelerde gerek merkezi idarede siyasi güç kullanarak haksız kazanç sağlamak, siyaset bilimi kitaplarına da geçmiş sosyolojik bir hastalıktır.

DAVUTOĞLU’NUN TAAHHÜDÜ

Başbakan Davutoğlu makama geldiği ilk aylarda nepotizm (kayırmacılık) yapanı affetmeyeceğini söyledi. (26 Eylül)
“Atamalarımızda tek ölçü olacak, liyakat, liyakat, liyakat” diye konuştu. (23 Kasım)
Yolsuzlukla suçlanan bakanlara, “Yüce Divan’ı kendiniz isteyin” dediği de bir gerçektir. Bunu yalanlamadı fakat açıkça doğrulamadı da! Bu, onun henüz tam istediği gibi hareket edemediğinin bir işaretidir. Siyasi mekanizmaya hâkim olması ve ifade ettiği prensipleri uygulaması için hem zaman hem siyasi güç lazım.
Böyle konularda atılan adımları, parti taraftarlığı veya husumeti duygularına kapılmadan desteklemek ve teşvik etmek gerekir.
Ben tanıdığım Prof. Davutoğlu’nun samimiyetine inanıyorum. Bu inançla bazı gerçekleri dikkatine sunmak istiyorum.

İHALE KANUNU

Evvela İhale Kanunu... AB standartlarına göre Nisan 2002’de çıkarılmış olan Kamu İhale Kanunu, AK Parti iktidarında 30 defa değiştirildi. Her defasında çeşitli değişiklikler yapıldığı için aslında yapılan değişiklik sayısı 135’tir! Kamu ihaleleriyle ilgili yönetmelik ve tebliğler ise 81 defa değiştirildi!
Böylece “istisnalar”, yani istediğine ihale verme imkânı genişletildi.
Bunlar benim uydurmalarım değil. Meclis’te CHP’li Faik Öztrak’ın soru önergesi üzerine, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in verdiği rakamlardır.
Yurtdışında da saygın bir ekonomist olan Mehmet Şimşek, Bütçe Komisyonu’nda “Elimde olsa, İhale Kanunu’ndaki bütün istisnaları kaldırırım” diye beyanda bulundu. (5 Kasım 2014)
Madem ‘Şeffaflık Paketi’yle olumlu bir adım atıldı, sıradaki adım Mehmet Şimşek’in dediği gibi “istisnaları” kaldırmak, ez azından asgariye indirmek olmalıdır.

HUKUKİ SORUNLAR

Özlenen şeffaf ve temiz toplum yönünde ciddi mesafe alabilmenin önündeki zorlu dönemeçlerinden biri, hukukla ilgili sorunlardır.
Evvela “Hazine zarar görmedi, devletin cebinden bir şey çıkmadı” kültürünün yanlış olduğunu sürekli vurgulamak gerekir.
Devlet hazinesinin zarar görmemesi elbette çok önemlidir ama yetersizdir. Siyasi güç kullanarak nasıl haksız rant sağlandığında belediyenin veya hazinenin kasasından bir şey çalınmış olmuyorsa... Nüfuz kullanarak başka haksız kazançlar sağlamak da mutlaka önlenmelidir.
Onun için modern hukukta, “iktisadi suçlar”, geleneksel hukuk sistemlerinde olduğundan çok daha geniştir. Modern hukukta devletin cebinden bir şey çalmadan, usulsüz sağlanan haksız kazançlarla ilgili suçlar düzenlenmiştir.
Tabii bu noktada yargının tarafsız ve bağımsız olabilmesi hayati derecede önemlidir ve Türkiye’de ciddi bir sorundur. Sayın Başbakan, adımların arkasını getirmeli, hayli hırpalanmış olan yargıyı da bu yönde cesaretlendirmelidir.