Hacda facia

SEBEP sadece izdiham olabilir mi? İki milyon insan hac yapıyorsa bunun güvenli bir şekilde icra edilmesini organize etmek, akışını düzenlemek ve denetlemek ‘rasyonel’ bir iştir.

Haberin Devamı

Bu sene hacdaki izdihamda 753 kişi, ezilerek, boğularak öldü. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “o insanların sevk ve idaresinden sorumlu olanların ciddi ihmalleri var” dedi. Tanıklar Suudi polisinin izdihama yol açan yanlışlarını anlatıyor.
Suudilere bakılırsa okuryazarlığı bile olmayan Afrikalı hacı adayları sebep olmuş! İki hafta evvel 107 hacı adayının öldüğü vinç kazasının da sebebi rüzgârın şiddetli esmesiydi! Teknik inceleme vincin denge ağırlıkları konulmadığı için devrildiğini gösterdi...
Teknik inceleme son faciada da en azından organizasyon ve yönetim hatalarının olduğunu gösterecektir.


25 YILDA 3.500 ÖLÜ


Hac sırasında meydana gelen ‘kazalarda’ 25 yılda 3 bin 500 kişi ölmüş! En büyük facia, 1990 yılında hacıların tünelde sıkışmasıyla 1426 kişinin yine sıkışarak, ezilerek ölmesiydi.
Demek ki, bir “geliyorum diyen kazalar” dizisi var. İlk kazadan sonraki kazalar öngörülebilirdi, “tecrübe” yani deneysel, bilimsel gözle incelenerek tedbir alınabilirdi. Hac kotası güvenlik durumuna göre daha dar da tutulabilirdi.
Fakat öngörmek, tedbirini planlamak, uygulamak, denetlemek ve hareketi organize ancak modern rasyonel ve teknik zihniyetle mümkündür. Elbette Suudiler de bilimsel ve teknik verileri kullanıyorlar, fakat bunun yetersiz olduğu bellidir.
Trafik kazalarına bakın... Aynı marka arabalar, aynı standartta yollar olsa bile insani davranış bozuklukları yüzünden az gelişmiş ülkelerde trafik kazaları çok daha fazla.

Haberin Devamı


BİLİMSEL VERİLER


Bu noktada temeldeki devasa problem karşımıza çıkıyor: Az gelişmişlik...
Sadece modern altyapı tesislerinin ve araçların yetersizliği değil... Daha önemlisi, zihniyetteki ve insan davranışlarındaki az gelişmişlik...
The Economist dergisi Şubat 2013’te çok önemli bir araştırma yayınlamıştı: Müslümanların tarihte deney ve gözleme dayalı (modern) bilimlere nasıl büyük katlılar yaptığı, hatta bazılarında öncülük ettiği... Fakat...
2013’te Arapça konuşan 17 Müslüman ülkenin yaptığı toplam bilimsel yayın sayısı, bir tek Harvard Üniversitesi’nin yayın sayısından azdır! 1.6 milyar nüfuslu İslam dünyasından sadece iki tane Nobel ödülü alan çıkmıştır, biri fizik diğeri kimya dalında...
Aynı dönemde aynı dallarda Nobel ödülü alan Yahudi sayısı ise 79’dur.
Çünkü İslam dünyasındaki üniversitelerde bile ezber temelli öğretim hâkimdir, “analitik ve eleştirel düşence” zayıftır!
Öyle ya, karmaşık sebep-sonuç ilişkilerini irdeleyemeyen, analiz etmeye çalışmayan bir kültürde bilim zihniyeti zayıf kalır, insan davranışlarından kaynaklanan her türlü kazalar, facialar çok olur.

Haberin Devamı


BİLİM UNUTULUNCA


Bu olay üzerine Suudi basınında yüksek makamları eleştiren yayınlar olacak mı, merak ediyorum. Gerçi eleştirseler ne yazar!
Bu vesileyle, eleştirel zihniyetin, toplumsal denetim bakımından da kadar önemli olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Maalesef ister kazalar şeklinde, ister mezhep katliamları ve vahşetler şeklinde olsun, İslam dünyasından facia haberleri eksik olmuyor.
13. yüzyıla kadar devam eden bilim öncülüğünü Müslümanlar çoktan unuttu.
Bilim unutulunca da bunca faciaya çözümler geliştiremiyorlar tabii.
Bunun en büyük ıstırabını İslamcıların duyması lazım, değil mi? Fakat yayınlarına bakıyorum, partizanlıktan ve siyasi militanlıktan geçilmiyor.

Haberin Devamı

NOT: BBC’nin haberine göre, 28 yaşındaki Suudi Prens Macid Abdulaziz El-Suudi, Los Angeles’te genç bir kadın çalışanı sekse zorlama suçundan tutuklandı, 300.000 dolar teminatla serbest bırakıldı. Duruşması 19 Ekim’de.

Yazarın Tüm Yazıları