Seçmen istedi delege yaptı

CHP’de Kurultay tamamlandı. İstanbul’dan başlayan, tüm Karadeniz kıyılarına yayılan rüzgâr, giderek değişim talebini güçlendirdi ve Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık seçimlerini kaybetti. Bu gelişmeden çıkartılacak en önemli not, CHP’de parti içi demokrasi “tıkır tıkır” işleyebiliyormuş. Delegeler yerel seçim öncesinde bir vitrin değişikliği yaparak, bir anlamda “tazelenme” oluşturdular.

Haberin Devamı


Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun başını çektiği hareket “değişim” mottosu ile yarışa başlamıştı. Şimdi, “değişim” olgusunun nasıl şekilleneceğine dair bir “Tüzük Kurultayı” yaşanacak. Parti artık bahse konu beklentiyi tatmin edici bir şekilde karşılamaya odaklanmalı. Bu sebeple parti içi çekişme ortamı yaratılmaması gerekir. Zaten Özgür Özel de durumun bilincinde ve birleştirici mesajlar veriyor. Önümüzdeki bir-iki ay içinde Parti Meclisi yerel seçimler için adayları belirleyecek. Beklenir ki Özgür Özel’in “beyaz bir sayfa açılmalı” anlayışına uygun olarak yeni yönetim bir hesaplaşma tutumu içinde olmaz.
Başa dönersek; CHP’de Kurultay sonrası ikili bir liderlik yapısı oluştu denebilir. Özgür Özel her ne kadar Genel Başkan seçildiyse de, Ekrem İmamoğlu’nun ayrıca “güç odağı” olduğu aşikar. Şimdilik taraflar arasında bahar havası egemen. Umarız bu uyumlarını bozmazlar. Görünen o ki, 2028 yılında CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’dur. Ama öncesinde Ekrem Bey’in İstanbul Büyükşehir sınavı var. Orada yaşanacak bir hüsran Ekrem İmamoğlu’nu siyaseten oyundan düşürmese de zedeler.
Hakikaten Egeli ve Karadenizli bileşimi ülke siyasetinde ilginç bir deneyimin başlangıcı gibi duruyor. Kemal Kılıçdaroğlu eski bir genel başkan olarak her zaman saygıyla anılacaktır. Deniz Baykal’ın dar bir alana sıkıştırdığı ve tembelleştirdiği bir partiye yeni açılımlar getirdi. “Başörtüsünü sorun olmaktan çıkardı, helalleşme yaptı, mezhebi siyasetinin ayıbını ortaya koydu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da CHP’yi tekrar tomurcuklandırdı, Ülkücülerle ilişkileri yumuşattı...” Özetle CHP’nin olumsuz bagajını, katılığını büyük ölçüde değiştirmeye çalıştı. Ama çabaları iktidar olmaya yetemedi.
Demokrasilerde yenilgilerinin faturasını “lider” in ödemesi beklenir. Nitekim kamuoyu artık onun değişmesini istedi.
Kurultay delegeleri de, mesajı alarak, gereğini yaptı. Şimdi Özgür Özel ve ekibinden bir beklenti oluşmuş durumda.
“Değişim” sloganının içini doldurmak zorundalar. Bu konuda en derli toplu çalışmayı Tunç Soyer yapmıştı. CHP’de neyin nasıl olması gerektiğini bilen çok sayıda birikimli insan var. Tüm mesele ortaya bir “değişim iradesi” koymak ve partinin programını çağdaş bir “sosyal demokrat” anlayışa büründürmek. Liderlerin en kuvvetli olduğu dönem seçildiği ilk zamanlardır. Bu yönüyle, merkez seçmeni de kavrayacak, merkez sağın gerektiğinde desteğini alabilecek, sosyal politikaları önceleyen bir parti yapısı için hemen kollar sıvanmalıdır.
Ekrem İmamoğlu’nun bugüne kadar ki siyasi duruşu, bahse konu “merkez seçmen” açılımı için kolaylaştırıcı faktördür.
Özetle, yeni bir dönem başlamıştır. CHP ve ülke demokrasisine hayırlı olmasını diliyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları