Kurultay heyecanı

NEFESLERİN tutulduğu tarih 5 Kasım. CHP Kurultayı’nın en önemli gündem maddesi Genel Başkanlık seçimleri. Ankara ve İzmir Kurultay delegeleri ağırlıklı olarak tercihlerinin Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana olduğunu açıkladı. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ekibi ise İstanbul’da ön aldı. CHP’de parti tüzükleri mevcut Genel Başkan’a avantaj sağlamıştır. Bir anlamda “seç beni, seçeyim seni” kuralı, genelde işler.

Haberin Devamı


İzmir özelinde en merak edilen konulardan biri de Kurultay sonrası İzmir Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkan adaylarının kimler olacağı. Kim Genel Başkan olursa olsun kararlar Parti Meclisi’nin onayı ile belirleniyor. Kuşkusuz seçilen Genel Başkan’ın tavrı büyük oranda belirleyici. Tunç Soyer öyle anlaşılıyor ki “taraflar üstü” bir mutabakata dayanıyor.
Nitekim değişimcilerden yana tavır oluşturan Milletvekili Murat Bakan’da bu durumu teyit eden açıklamalarda bulundu.
Geçenlerde iş dünyasını temsil eden en önemli STK’larla Kılıçdaroğlu’na ziyaret yapıldı. Bahse konu toplantıda Kılıçdaroğlu Kurultay’da çok önemli tüzük değişiklikleri önereceğini söyledi. Bir kere “üç dönem” kuralını tüzük maddesi haline getirmek istediklerini, belirtti. Diğeri, ki en önemlisi, fermuar sistemiyle yüzde 50 Kadın Kotası’nı önereceklerini ifade etti. Fermuar sistemi, bir erkek, bir kadın esasında seçimlerin yapılmasıdır. Bu öneri Kurultay’dan geçerse hakikaten büyük bir devrim olur.
Bu arada Kılıçdaroğlu, şayet kazanırsa yerel seçimlerden sonraki bir tarihte, yerine bir sosyal demokrat kişi hazırladığını açıklamıştı. Bu anlamıyla Tunç Bey’in haziran ayında kamuoyu ile paylaştığı “Yeni Siyaset Belgesi’nin” tam bir sosyal demokrat program olduğunu hatırlatalım.
Bakalım, tüm bu gelişmeleri hep birlikte yaşayacağız.

----------------

MICHELIN İZMİR’E GELİYOR

Haberin Devamı

9 Kasım İzmir Gastronomi dünyası için çok önemli bir tarih. Kentimizin Michelin restoran değerlendirmeleri açıklanacak.
Bilindiği üzere Michelin rehberine, hele üç yıldızdan giren bir mekân artık tüm dünyanın ilgi odağı olan ve rezervasyonları aylar öncesinden tükenen bir yere dönüşüyor. Aynı şekilde iki ve bir yıldızlı bir mekân olabilmek çok çok değerli. Bazı yerlere yıldız verilmese de bir nevi tavsiye referansı veriliyor. İstanbul için bu uygulama başlatılmıştı.
İzmir, özellikle Çeşme’ye kadar uzanan Yarımada’da son birkaç yıldır çok iddialı restoranlara sahip. En favori restoran, hem herkesin ittifak ettiği üzere “Od Urla”. Genç ve başarılı Şef Osman Sezener müthiş bir meslek iştahı ile zaten imrenilecek seviyesini çok muhtemel Michelin iki yıldızla taçlandıracaktır. Yine “Vino Locale”, “Teruar”, “İsabey” gibi Urla restoranları yıldız beklentisi çok yüksek mekanlar. Michelin esnaf lokantaları ile de ilgili bir organizasyon. Böyle bakınca “Beğendik Abi”, “Uğur Lokantası, Adil Müftüoğlu”, “Beyturan, Zaim Usta”,” Akbıyık”, “Zeytin” gibi yerler de mutlaka rehber dedektiflerinin tavsiye radarındadır. Tabii ki tencere yemeği dışındaki mekanlar; giderek efsaneleşen “Dönerci Vedat”, yılların istikrar abidesi “Bergama Köfte Salonu” umarız gözden kaçmaz.
Ve nihayet balık restoranları deyince; “Özbek Akın’ın Yeri”, yine ödünsüz elit tarzı ile Sahil Evleri “Balıkçı Niyazi”, hiç şüphesiz her daim kötü sürprize kapalı “Deniz Restoran” ilk anda aklımıza gelenler.
Bugün dünyada turizm, pek çok gerekçeye yaslanıyor.
Ama “yeme-içme turizmi” sanki her şeyin önünde.
İzmir’in zaten var olan gastronomik zenginliğinin Michelin gibi markalarla tescillenmesi kente çok özel bir farkındalık kazandırır.
Bu noktada özellikle yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor.
İzmir’i dünya liginde en ön sıralara tetikleyecek unsurlardan biri de bir gastronomi kenti haline gelmesidir.
Hele bir de eş zamanlı; tertemiz körfez, otantik ve büyüleyici Kemeraltı, Agora ve benzeri cazibeler de devreye girince Akdeniz kenti İzmir’imiz dünya kıymetlisi olur.

Yazarın Tüm Yazıları