CHP'nin zor sınavı

CHP’de an itibariyle moraller bozuk, iç çekişme gün be gün dozajını artırıyor.

Haberin Devamı

Siyasi partiler iktidar olmak için vardır. Bu sebeple seçmenlere kendilerini net bir şekilde kavratmaları gerekir. Bunu sağlayan öncelikle parti programlarıdır. Sonrasında eylem ve söylemlerin ne ölçüde halka geçirildiğidir.
CHP kendini sosyal demokrat bir parti olarak lanse ediyor. Ancak tarihsel olarak bu hiç böyle olmadı. Bu parti Türk Burjuva Ulus-Devlet ideolojisinin siyasi ayağı olarak kuruldu. Kendi içinde “kastik” bir yapıyla, rejimin bekçisi rolünü benimseyerek “kadrolu muhalif” kalmayı yeterli addetti.
Doğal olarak iktidar olamadı. Zaten iktidar olabilme gereklerinin de acemisiydi. İlk defa Mayıs 2023 seçimlerinde bu şans önlerine geldi. Mevcut iktidar yorgundu, yıpranmıştı, ekonomik sıkıntılar had safhadaydı. Ama öylesine ilkesiz ve beceriksiz ittifak ilişkilerine girildi ki, seçmene samimi gelmedikleri gibi, güven de sağlayamadılar.
Neticede seçim kaybedildi Şimdi, “çarşı” karışmış durumda. Ortada “değişim, yenilik” gibi laflar uçuşuyor. Ancak dışarıdan bakılınca, açık bir “post” kavgası izlenimi doğuyor. Tartışmayı köpürtenlerin pek çoğu köhnemiş bir yapının “parti esnafları”.
Oysa öncelikli olarak ülke siyasi haritasında CHP’nin neyi temsil ettiğinin açıklığa kavuşturulması gerekiyor. CHP, o bildik “devletçi, milliyetçi, Türkçü, Arap sevmez, Batı’dan haz etmez, laikçi” yapısına devam mı edecek, yoksa, evrensel ilkelere yaslanan bir sosyal demokrat parti mi olacak? Bu akut belirsizliği görerek bir manifesto ile duyuran sadece Tunç Soyer oldu. “Yeni Siyaset Belgesi, İzmir Duruşu” bildirgesi haziran ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Ancak akılları başka yerde olan partililerin yeterince ilgisini çekmemiş görünüyor. CHP bu halleriyle bu ülkede iktidar seçeneği haline zor gelir.
Güncel siyasete dönersek; Kemal Kılıçdaroğlu demokratik açılımlar için başlangıçta ümit veren bir liderdi. Dersimli ve Alevi kimliği, ezilenlerin dünyasından geliyor olması, böyle bir izlenim veriyordu. Ancak Deniz Baykal’dan farklı olamadı. Şimdi artık kendisi için çok geç. Uzatmadan “bırakma takvimi”ni açıklamalıdır.
Mayıs 2024’de yerel seçimler var. Özellikle İstanbul kaybedilirse, bu durum CHP açısından “katmerli travma” etkisi yaratır. Bu seçimin İmamoğlu ile kazanılması daha mümkün diye değerlendiriliyor. İstanbul’u kazanmış bir Ekrem İmamoğlu’nun 2028 seçimlerine CHP’nin yeni Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı olarak girmesi makul senaryodur. Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun bahse konu reformları hayata geçirme yolunda CHP’ye mesafe aldırması giderayak tarihsel katkı olur.
Muhtemel İmamoğlu’nun ya da Oğuz Kaan Salıcı veya bir başkasının genel başkanlığında, CHP özlenen sosyal demokrat bir parti olabilir mi? Bu husus koltuğa oturanın niyet ve birikimine bağlıdır. Bu anlamıyla lider adaylarının vizyonlarını kamuoyu ile paylaşması bu partiye hala ümit bağlayanlara bir nebze fikir verebilecektir.

Yazarın Tüm Yazıları