Çağatay’ın kiloları bizi niye gerdi?

Çağatay Ulusoy ağaçtan ağaca uçan “Tarzan” filminde oynasa, “göbekli-bıngıllı, dombili bir Tarzan” olarak karşımıza çıksa tabii ki eleştirmek hakkımız. Ama özel hayatında aldığı/verdiği kilodan bize ne? Bu bir şiddetse kadındı/erkekti çok da fark etmiyor.

Haberin Devamı

Çağatay’ın kiloları bizi niye gerdi

Oyuncu Hazal Kaya şöyle dedi...
“Kilo aldığım dönem bir kapak çekimine gidip sonra iç sayfalara alındığımı öğrenmiştim. Dizi sektöründe kilolu kadınlara başrol verilmiyor. Neymiş, insanlar güzellik standartlarına uyan kadınları izlermiş. Bu, değersizleştirmenin bir parçası.”
Yanıldığı nokta şu:
Bu bir kadın-erkek meselesi değil.
Eğer güzellik, fitlik, bakımlılık baskısı bir şiddetse, bu şiddet kadın-erkek tanımıyor.
Türkiye’nin en popüler jönlerinden Çağatay Ulusoy’a yapılanın farkında değil misiniz?
Bakın birkaç haber örneği...
◊ Eski halinden eser yok! Çağatay Ulusoy aldığı kilolarla gündemden düşmüyor. Formuna kavuşamayan Ulusoy’un son halini görenler gözlerine inanamadı...
◊ Yakın bir arkadaşının düğününe katılan oyuncu Çağatay Ulusoy’un son görüntüsü tartışma konusu oldu.
Çağatay’ın bu hali hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bırakın haberi vermeyi, insanlar en sivri yorumları yapsınlar diye anket düzenliyorlar.
Ağaçtan ağaca uçan “Tarzan” filminde oynasa, “göbekli-bıngıllı, dombili bir Tarzan” olarak karşımıza çıksa tabii ki eleştirmek hakkımız.
Ama özel hayatında aldığı/verdiği kilodan bize ne?
Ennn, en fazla “Sevgilisi düşünsün” deyip geçmek lazım.
Ama öyle olmuyor işte. İnsanların kafasında bir kere güzelliğiniz ya da yakışıklılığınız ile yer edince, izleyici dönüp dolaşıp sizin o halinizi tüketmek istiyor.
Zaten büyük çoğunluk da sizin muhteşem yeteneğinize, dramaturji derslerinde okutulacak eşsiz oyunculuğunuza ya da akademik performansınıza değil; verdiğiniz iki güzel kare için filminize bilet alıyor.
Bir ıslak bakış için diziniz başladığında zaplamadan izliyor; reytinginizi artırıyor.
Yani bu, seyirciyle “star” arasında üstü kapalı bir “al gülüm, ver gülüm” hali.
Kabul, biraz acımasız.
Ama kadındı/erkekti çok da fark etmiyor.
Bilinmedik bir şey de değil, bütün dünyada böyle.
Neymiş o zaman? Islak bakışlara devam!

Haberin Devamı

Hazır eve hoca gelmişken Demet Akalın’a da Türkçe dersi verse

Demet Akalın kızı Hıra için “sigortalı, maaşlı” özel öğretmen tuttuğunu açıkladı, ortalık birbirine girdi.Demet Akalın kızı Hıra için “sigortalı, maaşlı” özel öğretmen tuttuğunu açıkladı, ortalık birbirine girdi.Sebep, uzaktan eğitim.Şaşıracak ne var ki bunda? Pandemi olsun, olmasın... İmkânı olanların çocuğuna özel hoca tuttuğuna, özel kursa yolladığına ilk kez mi şahit oluyoruz?Matematik hocası tutan da var, piyano hocası tutan da, yabancı dil öğretmeni ayarlayan da.Mühim olan, ülkemizdeki bütün çocuklara özel hoca olmadan aynı yetenekleri kazandırıp kazandıramadığımız. Demet Akalın da şaşırmış ki şöyle yazmış: “Zannedersin çocuğu lordlar okuluna yazdırdım. Açılınca okula gidecek, dert yapmayın.”Ama çok eğlenceli tweet’ler de vardı bu furyada, alıntı yapmadan edemedim. İşte birkaçı:◊ @genelmudur: Ülke olarak Demet Akalın’ın mağduriyetlerini gideremiyoruz bir türlü, yazıklar olsun bize!◊ @aysee: Herkesin derdi farklı bu hayatta. Kiminin ekmeği bayat, kiminin pırlantası ufak. ◊ @mukinaber: Hocam hazır eve kadar gelmişken, biraz da Demet Akalın’a Türkçe dersi verin...

Haberin Devamı

Bana bir masal anlat baba...

Oyuncu Uraz Kaygılaroğlu kızını uyutmadan önce anlattığı “Uyuyan Güzel” masalının sonunu değiştirmiş.
Finaldeki “Prensle evlenmişler” kısmını atmış; “Yemeğe falan gitmişler. Prens iyi davranıyor mu diye Uyuyan Güzel beklemek istemiş” diye revize etmiş.
Kaygılaroğlu bunu sosyal medyada yazınca TT (gündem) oldu.
Geldiğimiz nokta budur işte.
Masallarda bile şiddetten korkar hale geldik.

 

Yazarın Tüm Yazıları