İçimizdeki antikapitalistler ve batık gezegenimiz

Önce Bill Gates, sonra Ali Koç “sisteme” dair endişelerini dile getirdi.  Zaman zaman başka iş insanlarından da benzer sesler çıkıyor.

Haberin Devamı

Kapitalizmin göbeğinde çalışan iş insanlarının sistemle ilgili uyarıları değerli…  Temel güdüleri sistemi ehlileştirip sürdürülebilir kılmak bile olsa…

 

Bambaşka bir alternatif yoksa ehlisi vahşisinden iyidir diye düşünüyorum.

 

Şimdi aynaya bir bakalım. 2008 krizi birlikte tüm dünyada para muslukları sonuna kadar açıldı. Buna rağmen tatmin edici bir ekonomik büyümeye ulaşılamadı. Bu arada borçluluk dünyanın ürettiğinin üç katına yaklaştı...

 

Kısacası tablo “bu gezegen batık” diyor.    

 

Üretim teknolojik gelişmeyle birlikte birbiriyle konuşan robotlara, üç boyutlu yazıcılara, çok daha verimli çalışan akıllı makinelere doğru evrilirken...  Finans kapital hem nicelik hem de de nitelik olarak farklı düzeylere gelmişken…

 

Haberin Devamı

Reel ücretler artmasa da beyaz eşyanın, kahverengi eşyanın fiyatı düşerken...  Parasal genişleme yapay bir refah hissi yaratırken…

 

Ama gelir dağılımı, işsizlik, genç işsizlik, güvenlik, çevre, sağlık hizmetleri her yerde sorun olmaya devam ederken sistem tartışılmayacak da ne olacak?

 

Bir tarafıyla mucizeler yaratan diğer yanıyla her türlü dokuyu tahrip eden bu sistemin yeniden şekillendirilmesi şart.

 

Ancak bakıyoruz, ahaliden bu yönde bir talep yok. Ya da varsa bile “olsa iyi olur” kıvamında bir talep bu…   

 

Örneğin 2008 krizinden bu yana Merkez Bankaları tarafından yapılan fonlama bana göre tarihin en büyük servet transferidir.  Buna karşı geniş kitlelerin “siz kimin parasını kime veriyorsunuz?” itirazları pek cılız kaldı.

 

2012 yılındaki kıpırtılar dışında bu dünyada kayda değer bir sosyal hareketlilik görülmedi.  

 

Haberin Devamı

Her gün 30 bin çocuğun açlık ve kötü beslenme nedeniyle öldüğü bir gezegen bu.  

 

Anlaşılan sistemin yüzdürülmesi geniş kitlelerden de kabul gördü, görüyor. Hepimiz aynı gemideyiz deniyor.  Sistemin vaat ettiklerinin peşinde hipnotize olan kitle giderek genişliyor…   

 

Zaten sistem bu konuda pek maharetlidir. Ali Koç’tan daha kapitalist emekçiler yetiştirtirmeyi de bilir!  Yumuşatıcıdır, dönüştürücüdür. En sıkı retçiyi bankada fon yöneticisi yapar.

 

O zaman da kritik soru şu:  Devrimi kim yapacak? Tek yol ehilileştirmek mi yoksa?

 

*****

 

Derin Paradoks

 

Maçlardan önce çok saygı duruşunda bulundum bu ülkede.  O bir dakika pek azında çıt çıkmadan tamamlandı.

 

Haberin Devamı

Sessizlikten birileri mutlaka rahatsız oldu.  Ya çıktı bağırdı, ya slogan attı, ya da ıslıkladı. Tekbir getirmekse son zamanların refleksi…

 

Bu ülkede pek çok kutlama gördüm.  Çok sık olmasa da havaya sıkanlara da rastladım.

 

Ancak videoda gördüğüm kadarıyla İdil’de özel harekâtçıların karargâhta adeta havayı yaylım ateşine tutarak ve tekbir getirerek yaptıkları operasyon kutlaması farklıydı.

 

Benim için bunlar “bu ülkede görmeyi arzu etmediğimiz sahneler”... Hatta adını koyamadağım sosyal davranış bozukluklarıdır diyebilirim. 

 

Herkes için öyle değil ama. Bu sahnelere “ne var ki?” diyor kimileri.  Kimileri de bu sahneleri alkışlıyor.  Olayı emperyalizme kafa tutmak noktasına vardıranlar bile var.

 

Haberin Devamı

Bu ülke ne zaman bu hale geldi falan diyecek değilim. Bu ülke hep böyleydi bence, şimdi dışa vuruyor, hatta kusuyor.

 

Esas soru bu ülke bu halden ne zaman çıkar sorusu.  Orada da hayati bir soru gizli?  Bu ülkenin bu halden çıkmaya niyeti var mı?

 

Bir taraftan küresel kapitalizmin yirmi oyuncusundan biri olmakla övüneceksin, bir yandan da diğer on dokuzu kızdıracak işler yapacaksın. Ne derin bir paradoks!

 

Bu yazdıklarımı okuduktan sonra sevgili Devrim Açıkalın’ın bir katkısı oldu ve dedi ki:

 

Durkheim’ın analizlerine dönüyoruz.  Tüm dünyada anomi (dayanışmanın yok olması) yaşanıyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları