Ayağımızı yere iyi basalım iyi olsun

Vallahi sizin mahallede işler iyi gidiyor olabilir. Bizim mahallede öyle değil.

Haberin Devamı

Zaten turizm, deniz taşımacılığı, perakende gibi sektörler inim inim inlerken karsızlık pek çok iş koluna sıçramışken ekonomi iyidir, iyi düşünelim iyi olsun demek neyi kurtarır ki?

Bakın, İzmir’in en prestijli alışveriş sokaklarından birinde aylardır boşalan dükkanlar artık dikkat çekici boyutlara vardı. Bugün itibariyle kabaca on dört dükkan kiracı bekler vaziyette. Oysa eskiden boşaldığının gecesinde yeni kiracı dekorasyona başlardı buralarda.

Ayağımızı yere iyi basalım iyi olsun


Tabii ki insanların alışveriş alışkanlıkları değişiyor diyebilirsiniz. Ya da bir sokak hep popüler kalmayabilir, olabilir. Zaten İzmir yıllardır sıkıntılı diyenler de çıkabilir. Ben yine de bu boş dükkanların önemli bir ekonomik gösterge olduğunu ve ciddi uyarı sinyali verdiğini düşünüyorum.

Önümüz taşlı. Bunu besleyen dış finansal gelişmeler var. Para havuzu hala dolu ama musluk eskisi kadar açık değil. Buna ilaveten içeride de son bir kaç yıldır süregelen gerginlik, terör ve kötü yönetim artık ekonomik iklimi de tehdit eder hale geldi.

Siz iyimserliğinizi sürdürün yine. İş hayatında iyimser olmak önemlidir. Biz de şeytanın avukatlığını yapmaya devam edelim ki ayağınız takılmasın, sendelemeyin, sendelerseniz bile düşmeyin. İnşallah da yanılan biz olalım...

--------

MASAL BU YA

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken delişmen deniz Ege’nin doğu kıyısında İzmirliler diye mutlu mesut bir halk yaşarmış.

Bu güzel liman kenti çok çok zengin olmasa da keyifli ve huzurlu bilinirmiş. Halk tarımla hayvancılıkla ticaretle uğraşır rahat rahat yaşar gidermiş. Kızlarının güzelliği dillere destanken erkekleri için çok iyi konuşulmazmış.

Gel zaman git zaman buraların methini duyanlar gelip gelip yerleşmeye başlamış... Evler çoğalmış, sokaklar kalabalıklaşmış.

En kötüsü güzelim Körfez kirlenmeye başlamış. ”Yapmayın etmeyin beyler, Körfez’i kirletmeyin bunun sonu yok” diyenlerin sesleri duyulmamış bile.

Aradan yıllar geçtikten her taraf apartmanlaştıktan Körfez de leşe döndükten sonra yöneticiler mecburen Körfez’i temizlemeye girişmiş. Dünyanın masrafına girilmiş, ne yazık ki tam başarı sağlanamamış.

Bu arada ahali eskisine göre daha mutsuz, kaygılı ve kızgın bir ruh haline bürünmüş. Memleketteki gidişe her fırsatta itiraz etmişler ama bu çabalar maalesef bir işe yaramamış..

Kentin değerleri tek tek ellerinden alınmış.. Tariş gitmiş, Tekel gitmiş, bazı özel sanayi şirketleri işletilememiş satılmış... Adeta bir kara büyü kentin üzerine çökmüş.

Zaman içinde aslında ahalinin itirazlarında ne kadar haklı, kaygılarının ne kadar yerinde olduğu ortaya çıkmış ama ne kıymet!

Yıl olmuş 2016... Bu kez de kentin ihtiyar heyeti elde kalan önemli değerlerden Kültürpark’la ilgili yeni projelerden söz etmeye başlamış. Herkes dikkat kesilmiş.

Kültürpark’ın ağaçları ayrı güzelmiş kuşları ayrı...

Ahalinin bir bölümü yeteri kadar yeşil alanımız yok, burası yeşil kalsın diye ayağa kalkmış. ”Yapmayın etmeyin, yeşili çoğaltın” nidaları ”bakın yine bilmeden itiraz ediyorlar” tekerlemesiyle karşılanmış.

Daha ileri görüşlü olduğu rivayet edilen heyet Fuar alanının içine mutlaka bir kongre merkezi sıkıştırılmalı diyormuş. Bunlar her şeyin iyisini bilirler itiraz edenleri de çok sevmezlermiş...

Aslında bu mücadele dünyanın ve memleketin pek çok yerinde kah göz önünde kah kapı arkasında yıllardır sürer gidermiş.

Bakalım bu kez güzelim Kültürpark’ta kimler erecek muradına, kimler çıkacak kerevetine? 

Yazarın Tüm Yazıları