İnsanoğlunun gezegenler arası süper canlıya evrimi

Prof. Newton Howard, ya bütün kabuslarımızı gerçek kılacak ya da hayallerimizi, arası yok!

Haberin Devamı

Yapay zeka mı insan beyni mi tartışmalarına son veren, dünyanın en gizli beyin yükseltme araştırmalarını yürüten Dr. Howard, gelecekte insanoğlunun kaderini gerçekten değiştirebilecek mi?

 

İnsanoğlunun gezegenler arası süper canlıya evrimi
 

Prof. Howard’la, Silikon Vadisinde yürüttüğümüz, kişiselleştirilmiş sağlık yapay zeka çalışmamız hakkındaki görüşlerini almak amacıyla tanışmıştım. Kendisinin çalışmaları hakkında yaptığım uzun röportajın da, pazartesi günü Hürriyet Teknoloji’de, sadece ilk bölümünün (okumak için tıklayın) yayınlanmasına rağmen, beraberinde ciddi tartışmaları başlattı. Anlaşılan o ki, kimse insan beyninin bir makineye dönüşmesi ve yapay zekaya galip gelebileceğini bu kadar kısa sürede beklemiyordu.

 

Haberin Devamı

Kendisini, kısaca tekrar tanıtayım: Dr. Howard bugün yaşayan en büyük beyin bilgisayar ara yüzü ve yapay zeka uzmanı. Hatta bugün, beynimizi makinelerle beraber daha güçlü hale getirecek teorilerin çoğunun da ya kurucusu ya da fikir babası. Yapay zeka ve makine öğrenmeleri konusunda, MIT ve Oxford Üniversitelerindeki laboratuvarların kurucusu ve hala aktif olarak da başkanlığını yapıyor. Oxford ve Sorbonne’dan çift doktorası var. MIT’deki Sentetik Zeka Laboratuvarı, Beyin Makine Projesi ile Beyin Bilimleri Kuruluşu dahil bu alandaki birçok saygın laboratuvarın da kurucusu. 100’e yakın patenti, bunun kaç katı da dünyaya açıklanmamış gizli çalışmaları var.

 

Dünyada ilk defa çalışmalarıyla ilgili bu kadar detaylı açıklamalarda bulunan Prof. Newton Howard’la yaptığımız röportajın ikinci bölümü tüylerinizi daha da diken diken edecek:

 

Özcan Çıkmaz: Dr. Howard, sokaklarda birçok evsiz insan var. Şehirlerimizde de yükselen bir terör tehdidi. Bu fakir insanlara, para karşılığında beyinlerine çiplerinizden yerleştirilerek onları yürüyen ve bu esnada da gördüğü duyduğu her şeyi kaydeden canlı istihbarat cihazlarına dönüştürebilir miyiz? Onların topladığı bu veriler de, İngiltere de kullanılan yüz tanıma ve ses tarama teknolojilerine benzer yazılımlar kullanılarak, tehditler önceden tespit edilebilir mi?

 

Haberin Devamı

Newton Howard: Bu gözetleme ve tarama faaliyeti için bizim implantlarımızı kullanmak çok daha pahalı bir yöntem. Bunu insanlar olmadan da yapabilirsiniz. Bugün güvenlik kameralarının geldiği nokta o kadar ileri bir seviye ki, ekstra bir seviye olarak insan beynine implant yerleştirmeye gerek bırakmıyor. Bunun birçok teknik sorunlarından bahsetmeye de gerek yok çünkü beynin görsel korteksini, bu seviyede kullanabilecek şekilde, daha anlamış değiliz.

 

ÖÇ: Anlamadığım bir konuda Facebook Building8 Laboratuvarlarının yaptığı çalışma. Bu çalışmayla 3 yıl içinde sadece düşünce gücüyle dakikada 100 kelime hızında yazabileceğiz. Sizin teknolojinizle ise buna ek olarak çok hızlı da okuyabileceğiz. Peki örneğin bütün bir gazeteyi bir iki dakikada okuyup bitirdik, tamam ama okuduğumuz her şeyi aynı hızda anlayabilecek miyiz? Yani sizin cihazınız benim beynime ne okuduğumu nasıl anlatacak?

 

Haberin Devamı

NH: Beyne yazmak bu konudaki en zor konulardan biri. Dünyada sadece bir kaç kişi bu sorunun nasıl çözülebileceğini biliyor. Şirketimiz “ni2o” beyne okunan, görülen bir şeyin nasıl kaydedileceğine dair patente sahip olan bir kaç kuruluştan biri. Bizim sistemimiz hem beyne yazabiliyor hem de beyindeki kayıtlı verileri okuyabiliyor (hard disk gibi). Diğer araştırmaların cihazları, beyinde kayıtlı bir veriyi okuyabiliyor ve etkinleştirebiliyor ancak hiç birisi tekrardan beyne komutları ya da değişiklikleri yazacak yetenekte değil.

 

ÖÇ: Sizin teknolojiniz ekim ayına (2018) kadar hazır olacak ve o tarihten sonra da beynimize hem yazma hem de beyinden okuma gerçek olacak?

 

Haberin Devamı

NH: Evet, aynen.

 

ÖÇ: Bu inanılmaz bir şey.

 

NH: Biz 18 yıldan beri bunun üzerinde çalışıyoruz.

 

ÖÇ: Buradan müsaadenizle anı düzeltmeye sıçramak istiyorum. Sizin teknolojinizle anılarımızı istediğimiz şekilde düzenleyebilecek miyiz?

 

NH: Evet, bu tamamen mümkün. Başlangıç testlerimizi bitirir bitirmez, istediğiniz anınızı düzeltebilecek ya da travmaya sebep olan belirli bir bölgesini tamamen silebilir, ya da travmatik, kaygıya sebep olan veya buna benzer bölümleri daha mutlu anılarla değiştirebilir ya da kişinin bu kaygıların üstesinden gelebilmesini sağlayabileceğiz.

 

ÖÇ: Yani istemediğimiz bir anımızı başka bir tanesiyle yer değiştirerek, eskisinden sonsuza kadar kurtulabiliyoruz?

 

Haberin Devamı

NH: Bir anıyı başka bir tanesiyle yer değiştirmek çok daha zor çünkü zamana bağlı olan ve bulunamayacak birçok elementi içeriyor ancak beynin bu eski anılarla baş etmesini sağlayacak ya da o anıları kabullenerek daha az acı verici olmasını sağlayacak  bir yöntem geliştirmek çok daha kolay.

 

ÖÇ: Prof. Newton, ürününüz $1200 olacak diyorsunuz ve ürününüzün nihai hali için daha büyük harcamalar yapacaksınız. Bugün akıllı bir telefon fiyatına, bir insanın tüm hayatını değiştireceksiniz. Bu fiyatla ciddi bir gelir elde edeceğinizi zannetmiyorum, tam olarak gelir modeliniz nedir? Beynimize reklam mı alacaksınız ya da bizimle ilgili verileri başka kuruluşlara mı satacaksınız?

 

NH: Bu çalışmanın ekonomik getirisini tartışmak benim uzmanlık alanımın dışında. Şirketimdeki üst düzey teknik ve finans ekibi bu modeller üzerinde çalışıyor. Bizim gelir modelimiz biraz farklı, hastanın ve insanların etkileşimi gerekiyor, fakat bu hiç bir şekilde beyne reklam alma ya da kişisel bilgileri pazarlama ile ilgili değil.

 

ÖÇ: Bu çok büyük bir kaygı çünkü. Hatırlarsınız 80’lerde ünlü bir kola firması, sinema filmi karelerinin arasına bizim gözle yakalayamayacağımız mesajlar yerleştirerek, sadece bilinçaltımız tarafından algılanan reklamlar yerleştirmişlerdi. Siz de bilinçaltımıza böyle mesajlar yerleştirecek misiniz?

 

NH: Beyin bilgisayar ara yüzü teknolojisinde bu bahsettiğiniz bilinçaltı mesajların yerleştirilmesi imkânsız. Çünkü burada aslında fiziksel bir ara yüz var. Yani sizin aktivitelerinizle cihaz arasında fiziksel bir ara yüz var. Hayali teknikler ya da görüntüleri beyne geçiremezsiniz çünkü burada her şey nöron aktiveleriyle başlıyor.

 

ÖÇ: Simdi daha iyi anlamak adına soruyorum: Örneğin internette sörf yaparken, yanlarda hep reklamlar oluyor ve çoğu zaman görmeden geçebiliyoruz. Ancak sizin teknolojinizi kullandığımızda, beynimiz gördüğü her şeyi yakalayacak ve kaydedecek. Bu durumda, web sitelerinin yan taraflarına, reklamlar dışında sadece beynimizin yakalayacağı mesajları da kolaylıkla yerleştirebilirsiniz, öyle değil mi?

 

NH: Doğru, o mesajlara daha çok yoğunlaşacak ve düşüneceksiniz çünkü beyin ve algılama kapasiteniz çok üst düzeyde olacak. Ancak şunu gözden kaçırmamak lazım, algılama kapasiteniz çok yüksek olduğu için, sizin kişiliğinize, yaşam tarzınıza, entelektüel yapınıza uymayan mesajları, beyniniz düşünce hızında yakalayarak, tamamen yok sayacak ve silecek.

 

ÖÇ: Şimdi burada şu konuya tekrar değinmek istiyorum: Her okuduğumuzu, gördüğümüzü, yaşadığımızı sizin teknolojiniz sayesinde tüm detaylarıyla beynimize kaydedeceğiz fakat yaşantımızın doğal sürecinde her şeyi hatırlamıyoruz. Beyin birçok şeyi unutuyor ancak sizin teknolojinizle hiç bir şeyi unutmayacağız. Geçmişimizdeki tüm detayları hatırlayabileceğiz.

 

NH: Evet, biz de bunu umuyoruz. İnsanoğluna bu tür bir yetkinlik kazandırmak istiyoruz ancak bunu daha test etmeye başlamadık.

  

ÖÇ: İnsanın tarihsel gelişiminde, eğer her şeyi hatırlamak yararımıza olsaydı, bu durumda bu yeteneğimizin gelişmiş olması gerekirdi ancak öyle olmadı. Siz, bunun gelişimimizin eksik bir parçası olduğunu düşünüyor ve düzeltmek mi istiyorsunuz yoksa bünyemizin gerçekten unutmaya ihtiyacı var mı?

 

NH: Şimdi, insanlar bu soruna şuradan geliyor: ya biz eskiden mükemmeldik ve daha sonra geriye doğru evrilmeye başladık ya da biz mükemmel değildik ve mükemmele doğru evrilmeye devam ediyoruz. Ben kişisel olarak ilk insanın şimdikine göre daha çok yeteneğe ve kapasiteye sahip olduğunu ve zamanla geriye doğru evrildigine inanıyorum. Bizim yapmaya çalıştığımız ise, insana zaman içinde kaybettiği bu yeteneklerini geri kazandırmak, ve insanın daha sağlıklı evrimleşeceği bir yöne doğru geliştirmek.

 

ÖÇ: Bugün neredeyse herkeste cep telefonu var ve ihtiyacımız olan uygulamaları Appstore ya da Google Play’den indirebiliyoruz. Peki gelecekte ihtiyacımız olan uygulamaları beynimize indirebileceğimiz bir ortam olacak mı, Brain Store gibi bir şey?

 

NH: Evet olacak ancak bu 10 ile 20 yıl arasındaki bir sürede gerçekleşecek.

 

ÖÇ: Mesele ben hiç bir müzik aletini çalamam. Beynime indireceğim bir piyano çalma uygulamasıyla, piyano çalmaya başlayabilecek miyim?

 

NH: Evet, aynen.  

 

ÖÇ: Yani diyorsunuz ki, 10 ile 20 yıl içinde bu tür ihtiyaçlar artık bir sorun olmayacak. Belki de 7-8 sene boyunca çok çalışarak iyi bir piyanist olabileceğimiz durumu, uygulamayı beynimize indirir indirmez bu yetiyi kazanmış olacağız. Peki bir Mozart gibi çalabilecek miyiz?

 

NH: Daha önceden sahip olmadığınız bütün yetenek ve kapasitelere bu teknoloji sayesinde tamamen sahip olabileceksiniz. Teknolojik olarak bizim bunu geliştirmemiz belki 10 ile 20 yıl alacak ancak bunun üstüne toplumun bu yeni durumu sindirmesi, halkın direnç göstermesi, kanuni baskıları da eklediğinizde belki biraz daha uzun zaman alabilir. Bu nedenle toplum tarafından nasıl bir dirençle karşılaşacağımızı bilmediğimiz için net bir şey söyleyemiyorum. Mesela seni çok şaşırtacak bir şey paylaşayım: video telekonferans 1950’lerden beri var. Video telekonferans 1990’larda yeni bir teknoloji diye duyulmaya başlandığı günleri çok net hatırlıyorum. Ancak bilimsel bir literatür taraması yaptığınızda, göreceksiniz ki bu teknoloji aslında 50’lerden beri var. Yani bu şu anlama geliyor; bu teknolojinin hayatımıza, ortaya çıkısından 40 yıl sonra girmesi ya halkın ya da kanunların direnci nedeniyle gecikti. Piyasaya çıkması bu kadar zor oldu.

 

ÖÇ: Peki bilişsel yeteneklerimizin bir sınırı var mı? Beynime istediğim kadar uygulama indirip yeteneklerimi artırabilecek miyim yoksa bu konuda bir sınır olacak mı?

 

NH: Ben, şahsen insan beyninin eğer bir limiti varsa bunu şu anda bilmediğimize inanıyorum. Bunu sınırlamaya çalışan her türlü yaklaşım da kişisel yaklaşımdır.

 

ÖÇ: Teknolojiniz hayatımızda birçok şeyi kökten değiştirecek. Yani sadece bilgisayar kodu yazmak, bir üniversiteden mezun olmak bile neredeyse 20 yıl alıyor. Ve siz şu anda diyorsunuz ki, beynimize uygulamayı indireceğiz ve tak olacak. Eğer herkes bu teknolojiye ulaşabilecek ve her şeyi indirebilecekse, herkes eşit olacak.  Peki bu durumda ne olacak?

 

NH: Uzayın sonsuz derinliklerini keşfetmeye başlayacağız.

 

ÖÇ: Bu yaklaşımınızla, Elon Musk’la aynı safta olduğunuzu söyleyebilir miyiz, çünkü o da bizi Mars’a götürüyor?

 

NH: Ben, uzayla bütünleşmemizi, onun sonsuz ve geniş amacıyla bütünleşmeyi, düşünce dünyamızın en temel parçası olduğuna inanıyorum. İnsan doğasının çok temel bir parçası ancak bizler bunu tam olarak kavrayamıyoruz. Bunun üzerinde düşünmek için zaman harcayamıyoruz; çocuklarımızın önüne yemek koyabilmek için günde 12-16 saat arasında çalışmak zorunda bırakıldığımızda, bunun üzerinde düşünmek için nasıl zaman harcayabiliriz ki? İnsanlar, evcil hayvan sahibi bile olamıyor çünkü onu besleyecek maddi güçleri yok. Bu nedenle de en temel insan ihtiyaçlarının karşılanması bile, zamana ihtiyaç duyuyor. Bizim teknolojimizle, zamanımızı nasıl harcayacağımız yeniden belirlenecek. Zamanımızı daha büyük, daha iyi, varoluşumuzla ve evrende ortak yaşantımızla daha paralel alanlarda harcamaya başlayacağız. Yani bu konu, bir Mars’a gitmek, Ay’a yerleşmek ya da buna benzer bir konu kadar basit değil, bunlardan daha büyük ve daha anlamlı. İşte bugün bizim bu konuları düşünecek hiç zamanımız yok. Bunları gerçekleştirebilecek zihinsel yeteneğimiz de yok. Daha da ötesi bu tür faaliyetlere ayıracak maddi kaynağımız da yok. Bunlara sahip olduğumuz gün, kim kiminle ha savaştı ha savaşacak, kim neyi niye yapmış gibi bütün streslerimizden de arınmış olacağız. Bu tür kaygıları yaşantımızdan çıkarttığımız zaman, hayatımızdan geriye kalan, evreni anlamaya yönelik daha büyük ve anlamlı bir parçaya dönüşecek.

  

ÖÇ: Yani diyorsunuz ki insan, gezegenler arası bir canlı olacak.

 

NH: Evet.

 

ÖÇ: Başka bir konuda, herkes sizin tarif ettiğiniz gibi iyi insan değil. Ya bu teknolojiyi terörist organizasyonlar da kullanmaya başlarsa? Bu onların da zihinsel yeteneklerini geliştirecek. Bundan nasıl korunacağız?

 

NH: Onları bugün bir iPhone  almaktan alıkoyabiliyor muyuz? Hayır. Peki bir bilgisayar almalarını engelleyebiliyoruz mu? Onları bir şeye ulaşmaktan ya da onu almaktan hiç şekilde alıkoyamazsınız. Bu sadece doğru amaç için bir yetkilendirme. Onlar bunu, sadece kötü bir amaç için kullanmak istiyor. Burada sorulması gereken asıl soru, bu teröristler ta en başta nasıl ortaya çıktı, sorusu! Yoksa onların ortaya çıkmasının, bizlerin varlığını nasıl tehdit edeceğine dair oturup üzülmek olmamalı.

 

ÖÇ: Herkes süper zeki olacaksa, bir sonraki başkanımız kim olacak? Herkes süper zeki olacağı için, başkanı seçmek de kolay olmayacaktır.

 

NH: Başkan, aramızda insani değerleri en üstün insan olacak, en zeki insan değil.

 

ÖÇ: Peki bizler daha ahlaki değerlere mi sahip olacağız?

 

NH: Ben neyin ahlaki neyin ahlaki olmadığını sorgulamak için daha çok zamana sahip olacağımızı düşünüyorum. Çünkü bugün, etik değerler konusuna yeterince eğilmiyoruz. Etik değerler konusunda çok düşünmüyoruz çünkü para etmiyor. Ve günümüzde bize para kazandırmayan şeyler, üzerinde en az düşünülen konular oluyor.

 

Aşağıdaki bölüm ise pazartesi gününden itibaren bana gelen diğer sorulara, Prof. Howard’ın verdiği cevaplar:

 

ÖÇ: Prof. Howard, okuyucularımızın merak ettiği bir diğer konu da, projenizin bir DARPA (A.B.D. Gelişmiş Savunma Araştırma Projeleri Kuruluşu) projesi olup olmadığıyla ilgili.

 

NH: Hayır, kesinlikle bir DARPA projesi değil ancak DARPA projemizi duyduğunda, fonlamak isteyen ilk kuruluşlardan biriydi ancak kabul etmedik. Bunun en önemli nedenlerinden biri de, cihazımız askeri bir teknoloji olarak üretilirse, eninde sonunda askeri amaçlar için kullanılacağından duyduğumuz kaygıydı.

 

ÖÇ: Okuyucularımız aynı zamanda, daha üstün yetenekli olmak için beyinlerine uygulama indirmeyi de inandırıcı bulmuyorlar.

 

NH: Beyne uygulama indirmenin de ötesinde, diğer bilim kurgu gibi gelen yetenekleri de kazandıracağız. Hatta şöyle bir şey hayal edin, çok öğrenmek istediğiniz bir dil var, uygulamayı indirir indirmez, o dili çok akıcı bir şekilde konuşmaya başlayabileceksiniz.

 

ÖÇ: Sorulan diğer bir konu da, insan evrimine yeni bir sayfa açacak çalışmanızın neden gizli yürütüldüğü konusunda!

 

NH: Geliştirdiğimiz bilimi korumak için çünkü korunamadığı durumlar çok sık görülüyor. Ayrıca yaptığımız hiçbir şeyi hafife almak istemiyoruz. Araştırmaların doğru şekilde ve etik değerlere bağlı olarak yürütülmesi gerekiyor ve bu da çok zaman alan bir durum.

 

ÖÇ: Prof. Howard kafamızdaki bütün soruları çok samimiyetle cevapladığınız için teşekkür ederiz. Umarız teknolojiniz, hep iyi insanlar tarafından kullanılır ve bizleri daha üstün, ahlaklı ve evrenle bütünleşik bir canlıya dönüştürür.

 

 

cikmazozcan@gmail.com

https://www.facebook.com/ozcan.cikmaz.7

https://twitter.com/ozcan_cikmaz

https://www.instagram.com/ozcancikmaz/

Yazarın Tüm Yazıları