Ve Hadise gitti

Yani eğer bir kazanan arıyorsak, o isim Ebru Gündeş oldu.
Acun Ilıcalı, “Hadise yerine jüri koltuğunda Oğuzhan Koç yer alacak” dedi. Ama açıklamayı yaparken Hadise’yi asla incitmedi.
“Müzik bilgisi şahane. ‘O Ses Türkiye Rap’ jürisinde ona ihtiyacımız var, orada devam edecek” dedi.
Murat Boz, Ebru Gündeş ve büyük olasılıkla Beyazıt Öztürk diğer jüri üyeleri olacak.
Aslında Ebru Gündeş jürilik teklifini kabul ettiği andan itibaren belliydi Hadise’nin o koltukta olmayacağı...
Bu saatten sonra...
- Hadise ile Ebru Gündeş’in arası düzelmez...
- Yan yana gelmez iki isim...
- Bırakın aynı stüdyoyu, aynı binada bile bulunmazlar.

O Ses Türkiye bitti mi?
Acun Ilıcalı, “Hadise O Ses Türkiye’de olmayacak” açıklamasını yaptıktan sonra şu eleştirileri okudum:
- O Ses benim için bitti...
- Hadise’siz bir jüri mi, puhahaha...
- Tek kadınla o iş olmaz...
- Oğuzhan Koç jüri üyesi olacak yetenekte mi...
- “Yediniz Hadise’yi!...
“Kaç kadın-kaç erkek” muhabbetini böyle şeylerde yapmasak mı?
Kaldı ki Ebru Gündeş gibi güçlü bir ismin olduğu yarışma izlenmeyecek mi?
Ayrıca Oğuzhan Koç yeteneksiz mi Allah aşkına?
Yani bırakınız bunları...
O sağda solda bağırıp “Artık yarışma benim için bitmiştir” diyenlerin televizyon karşısından kalkmayacaklarına öyle eminim ki...

Bir eylül klasiği Apple etkinliği
Apple’ın yeni ürün lansmanlarının hepsini izlerim, hiç sekmez. Benim için bir Eurovision, bir olimpiyat, bir milli maç gibi kaçırılmaması gereken etkinlikler arasındadır.
Salı akşamı oturup izledim, artık iPhone 13’ler giriyor hayatımıza.
Normalde Apple Türkiye ürünler tanıtıldıktan dakikalar sonra detaylı bir basın bülteni gönderir, a’dan z’ye yeni ürünlerle ilgili tüm bilgileri almamızı sağlarlardı. Bu sefer gelen bir bilgi olmadı.
Aslında iyi de oldu.
Hiç etkilenmeden izlenimlerimi yazma fırsatı doğdu bana.
Apple Watch 7:
Favori yeni ürünüm, Watch’un yeni modeli oldu. Hep istediğim daha büyük, daha ince ve azıcık kavisli bir ekrandı. Sonunda oldu. Hızlı şarj ve spora teşvik yeteneğini de unutmayalım.
iPhone 13:
Tasarım olarak bir önceki modelden farkı yok ama göz alıcı renk seçenekleri eklenmiş.
Sürekli telefonu elimizden düşürdüğümüz için ‘kır kırabiliyorsan’ diyen bir dayanıklılık da söz konusu. ‘Sinematik mod’ özelliği artık klipleri, kısa filmleri, hatta belki dizi ve filmleri bile telefonlarla çektirtecek. O hep beklediğimiz net görüntüyü fluya dönüştürme özelliği çok iyi çalışıyor.
iPhone 13 Pro:
Benim gibi küçük telefon kullanamayanların gözü aydın. Üç kamerası, sinematik modu daha verimli kullanmayı sağlayacak. Ayrıca o büyüklüğe rağmen pil ömrü de uzamış.
Şu güneş altında ekranı görememe sorunu da artık yavaş yavaş bitiyor gibi.

Sokağın coşkusu,
sanatın hazzı, doğanın huzuru
Özellikle pandemi döneminde online alışverişe talep arttı. Her şey normale dönmeye başladığından gördük ki, ‘offline’ mağazacılık yani fiziksel deneyim aslında bizim içimize işlemiş. Online falan tamam ama biz yerinde görmek istiyoruz.
Bunun farkında olan Boyner ekibi muazzam bir işe imza atmış.


‘Boyner Cadde’ adıyla açılan Erenköy’deki yeni mağazaları sektöre nefes getirmiş.
Bağdat Caddesi’nde yürürken elinde telefon fotoğraf çeken bir kalabalık çekti dikkatimi.
Kim var, ne oluyor derken Boyner’in dört cephesi graffitilerle süslenen mağazasını gördüm.
Bir sanat eseri gibi ilgi gören mağazaya attım kendimi. Beş katlı mağazanın her tarafı sanat. Çöpe atılan malzemeleri eşit veya daha büyük bir değere dönüştürdüğünüzde bunun adına ‘ileri dönüşüm’ deniyor.
Mağaza ileri dönüşüm konusu üzerinde çok durmuş. Minyatür eskizler, tablolar, çiçekler ve devasa dijital ekranlar, ‘ileri dönüşüm’ yapılan pet şişeler, kullanılmayan koltuklar, pantolonlar...
İster istemez kendinizi “Black Mirror” dizisinin geleceği anlatan sahnelerinden birinde hissediyorsunuz.
- Mağazaya girince bisiklete atlayıp pedal çevirerek elektrik üretebiliyor, üstelik bu elektrikle telefonunuzu şarj edebiliyorsunuz.
- Kışlık bir ürün alacaksanız, beğendiklerinizi -20 dereceye kadar soğuyan odalarda deniyorsunuz.
- Canınız sıkıldıysa ‘retro oyun’ bölümünde oyun oynayabiliyorsunuz.
Ekip düşünmüş, taşınmış...
- “Online mağazacılık çok tuttu, işi gücü bırakıp buna ağrılık verelim” dememiş.
- Offline mağaza deneyimine keyif katmış...
- Mağazanın bir laboratuvar gibi hizmet vermesi sağlanmış...
- Geleceğin mağazası terimi hayata geçirilmiş...
Gidin, gezin, görün.

Dur daha erken
Ebru Yaşar, “Çok fazla ödülüm var, ödüllerim için ev aldım” demiş. Bir ‘Ebru Yaşar Evi’ hazırlatıyormuş kendine.
Peki neler olacak evde...
- Ebru Yaşar’ın ödülleri, sahne kıyafetleri, plaketleri...
Meseleye farklı açıdan bakmak istiyorum.
Evet Ebru Yaşar, yılların sanatçısı.
Çok ödül almış olabilir...
Ama Ebru Yaşar’ın aldığı ödüller evine sığmıyorsa...
Sezen Aksu ne yapsın?
Ajda Pekkan ne yapsın?
Tarkan nereye sığdırsın ödüllerini?
Haluk Bilginer, Halit Ergenç falan ne yapsın?
Bir de şu dönemde kiralık ev piyasası malum zaten, ev falan bulunmuyorken ödüllere ayrı bir ev tutmak...
Ne bileyim, bence hiç gerek yok.