Kaan Yıldırım

Hadise’yle ilişkisini noktalayan Kaan Yıldırım, öğrencilerle bir araya gelip soruları yanıtladı.

Haberin Devamı


Öğrencilerden biri “Hadise ile popülerliğiniz arttı. Ne hissediyorsunuz?” diye sorunca, o güler yüzlü, o sempatik, o anlayışlı Kaan Yıldırım gitti bambaşka bir Kaan geldi.
Soruya cevap vermeden sahneyi terk etti genç oyuncu.
Şimdi sorular şu:
◊ Ne yani yaşadığı ilişkiden utanıyor mu...
◊ Yoksa Hadise ile popülerliğinin arttığına inanmıyor mu...
Ya da...
◊ Halen özlüyor ve Hadise adını duyunca kendini kötü mü hissediyor...
Eğer Yıldırım, soruyu sakin cevaplasaydı bunları hiç düşünmeyecektik.
Evet, Kaan’ı az çok tanıyorduk ama Hadise ile popülerliği ‘bir tık’ daha arttı.
Bunu kendisinin de kabullenmesi lazım.
Ne güzel değil mi?
İlişki yaşarken sosyal medyadan boy boy fotoğraf paylaş...
Aşk cümleleriyle dolu ‘story’ler at...
Dışarıda yüzünde gülücüklerle dolaş...
Ama ayrılınca hayatındaki kadını öven en ufak bir söze tahammül edeme...

Haberin Devamı

Türkiye’nin seri katilleri

Dijital platformların bize kattığı alışkanlıklardan biri de belgeseller.
Hele ki o belgesel bir kişiye odaklanıyor, onun hayatını irdeliyorsa, gerçek olayları, cinayetleri konu alıyorsa büyük heyecanla takip ediyoruz.
En çok izlenen yapımlar arasında da seri katillerle ilgili belgeseller var.
Peki Türkiye’de seri katil var mı?
Var.
Üstelik bunların dördünün hikayeleri beyin yakan türden...
Dün gece yarısı Exxen’de bir belgesel yayına girdi.
Adı “Türkiye’deki Seri Katiller”.
Belgeseli seyretme fırsatı buldum.
◊ “Kolici katil” diye bilinen Orhan Aksoy...
◊ “Çivici katil” diye bir dönem hepimizin dilinde olan Süleyman Aktaş...
◊ “Çumra canavarı” Abdullah Aksoy...
Ve...
◊ Kendisini ‘avcı’, öldürdüklerini ise ‘av’ olarak tanımlayan Hamdi Kayapınar’ın ibretlik hikayelerine odaklanıyor belgesel.
Hepsinin çocuklukları problemli, hepsinin arkadaşlıkları sorunlu, hepsinin ruhsal problemleri var.
Belgesel bu problemleri anlatırken uzmanların görüşlerine de yer veriyor.
“Türkiye’deki Seri Katiller”, Türk yapımı belgeseller arasından kısa süre içinde sıyrılacak bir yapım olmuş.

Müzik ‘Boaz’dan geçiyor

Pandemi başladıktan sonra canlı müzik sektörü büyük yara almıştı. Ama eylül ayı itibarıyla piyasa tekrar hareketlendi. Artık mekanlar canlı müzik yapmaya başladı.
Mesela o balıkçılarıyla, yemek sonrası sohbet edebileceğimiz mahalle kafeleriyle ünlü Kuruçeşme...
Sahil hattında açılan ‘Boaz’ adındaki mekan artık müzik piyasasında söz sahibi.
Hatta son dönemin popüler kültürüne ayak uydurmuşlar ve en üst katı bir deniz ürünleri restoranı yapmışlar.
Yemekten sonra bir kat aşağı inenleri ‘house müzik’ mekanı karşılıyor. Üstelik müşterilerin seçilerek alındığı bir kulüp.
“Ben elektronik müzik sevmem, deniz ürünü de istemem” derseniz adresiniz mekanın giriş katı.
Orada da ‘Boaz Live’ hayata geçmiş.
Yemekle başlayan akşam, ilerleyen saatlerde yerini “kaliteli” canlı müziğe bırakıyor.
Sahnedeki isimler, müşterileri özlenen eski günlere doğru yolculuğa çıkarıyor.
Müzik dinlemek için illa yemek yeme zorunluluğu da yok. İsteyen müzik başlayınca mekana gelip bir köşeye kurulabiliyor.
Bana göre Boaz, “param var mekan açayım”cılarla dolu şu ortamda parlıyor.

Yazarın Tüm Yazıları