Eyyyyyyy tarhana... Bir kasesi 85 lira!

Döneri konuşuldu, tamam dedik...Lahmacun yüksek fiyatlara satıldı, eyvallah dedik...

Haberin Devamı

Şezlong için öyle ücretler istendi ki, peki öyle olsun dedik.
Ama bu sefer hassas noktamızı yakaladılar.
Kırmızı çizgilerimizi aştılar.
Bodrum’da bir restoranda tarhana çorbası 70 TL, başka bir restoranda ise 85 TL’ydi.
Evet evet bir tas çorba...
Vay be tarhana...
◊ Hiç aklıma gelmezdi senin döner fiyatıyla yarışacağını.
◊ Lahmacunu sollayacağını, hiç düşünmezdim.
◊ Yaz sezonuna adını altın harflerle yazdıracağın ancak fıkralara konu olabilirdi.
Bir tarhana düşün, 4 yarım ekmek tantuniden daha pahalı dese biri, ‘hadi oradan’ derdim.
Büyük konuşmamak gerek bu hayatta.
Hele ki söz konusu pandemi sonrasının Bodrum’sa, hiç büyük konuşmamak gerek.

İnsan eşine güvenemeyecek mi

5 sene evli kaldı Serdar Ortaç ile Chloe Loughnan.
Öyle musmutlu geçen 5 sene değildi üstelik. Zorlu senelerdi.
Hastalıklar, maddi sıkıntılar, ihanet söylentileri vesaire...
Ama iki isim boşandıktan sonra arkadaş olduklarını da sık sık dile getirmişti.
Şimdi Chloe sahneye çıktı ve eski eşini sırtından bıçaklıyor.
Peki ne oldu da değişti işler?
“Serdar’ın bana borcu var” dedi ve evine haciz koydurdu Chloe. Serdar Ortaç da çıkıp “Hayır! Asla kabul etmiyorum. Ödemeyeceğim” demedi.
“600 bin lira ödeyeceğim ona. Bende parası kalmaz” cevabını verdi.
İşte yine huzurlarımızda Serdar Ortaç naifliği.

Eyyyyyyy tarhana... Bir kasesi 85 lira

İyi ama...
Chloe aylardır tatilde.
Hatta bildiğimize göre varlıklı bir erkek arkadaşı var.
Yani yaşadığı hayata bakınca paraya falan ihtiyacı yok. Hadi diyelim o para hakkı Chloe’nin.
Eski eşinin evine haciz koyduracak kadar mı zor durumda?
Ya bu ayıptır!
Yaşanmışlık denen bir şey var, günahtır!
Ne ara böyle düşman oluyor bu isimler birbirine hiç anlamıyorum.
Nedir bu yabancı yengelerden çektiğimiz.
Önce Emina Jahovic, sonra Chloe...

Haberin Devamı

Bunun adı ‘eski kafa’ magazincilik

İddia o ki, Kaan Yıldırım, Hadise ile ilgili çıkan haberlerden sonra Ebru Gündeş’i aramış.
Demiş ki, “Ebru Hanım, Ebru Hanım... Bu olaylar doğru mu? Eğer doğruysa ben Hadise’den ayrılayım...”
Yahu yapmayın!
Yahu etmeyin!
Hadi kısa bir süreliğine Kaan’ın yerine koyun kendinizi.
Siz olsanız arar mısınız? Hani o halk arasındaki tabirle “alır mısınız gururunuzu ayaklar altına?”
Böyle bir iddiayı ortaya atmak tamamen eski kafa magazinciliğin sonucudur.
Kaan Yıldırım’ı biraz tanıyan biliyordur ki, böyle bir durumda ayrılmak için icazet almaz Kaan.
Ebru Gündeş’i tanıyan az çok bilir ki, kendisine böyle bir telefon gelirse konuşmaz...
E olaylara hakim olanlar da zaten biliyor ki, iki ismin ilişkisi çok uzun zaman önce bitmişti.
Sadece sosyal medya takibi devam ediyordu.
Yani Hadise ve Kaan’a yeni ayrılmışlar muamelesi yapmak ne kadar mantıksızsa, Kaan’ın Ebru Gündeş’i arayıp böyle bir ‘icazet’ aldığını düşünmek de o kadar mantıksızdır.
Eyyyyyyy tarhana... Bir kasesi 85 lira

Sezon asıl şimdi başladı

Haberin Devamı

Daha önce bahsetmiştim, Bodrum’da yerli üretime destek veren bazı işletmeler var.
Onlardan biri Kaya Demirer’in ‘Malva’ adlı restoranı.
TURYİD (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) başkanı Demirer, geçen hafta itibarıyla Bodrum’da sezonu başlattı.
Demirer’in Malva’sının menüsü çok ilginç...
Tüm menü ‘coğrafi işaretli’ ürünlerden oluşuyor.
Yani yediğiniz her şey Ege bölgesi sınırları içinden sofranıza geliyor.
Restorandaki domatesin bile müdavimleri var, düşünün...
Mesela menüdeki tatlıların birinde hem Urfa’nın isotu hem de İzmit’in pişmaniyesini kullanıyorlar.
Ekmek kadayıflı dondurmalarını nar köpüğü ile süslüyorlar.
Hilton’un LXR adını verdiği lüks oteller zincirinin Türkiye’deki tek otelinde yaşanıyor tüm bu deneyimler.
Kaya Demirer, Frankie ve Malva’yı, ‘LXR’ ile birleştirince ortaya farklı işler çıkmış.
Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye böyle iş insanları ile girerse kolay kolay çıkamazlar ülkemizden.
Hatta şube üstüne şube açarlar.

Haberin Devamı

En iyi senin anlaman lazım Esin

Kibariye’ye ikidir çağrıda bulunmamı Habertürk’ten Esin Övet dünkü yazısında eleştirip, ‘Kime ne Orkun’ diye bir yazı yazmış.
“Kibariye mutlu yahu kime ne” yazmış ama aslında ‘sana ne be Orkun’ demek istemiş.
Devamında da, “Daha önce defalarca Ali Bey’in Kibariye’yi aldattığı iddia edildi, Kibariye’nin keyfi yerinde, saygı göstermemiz gerekmez mi” demiş.
Esin...
◊ Saygı göstermemiz GEREKMEZ...
◊ ‘Mutlular bize ne’ demek YAKIŞMAZ...
◊ Zaten benzer olayları çok yaşadılar, boş ver demek OLMAZ...
Sen de kadınsın.
En iyi senin anlaman lazım.
Bence...
Aldatılan bir kadına, ilişkiye devam diye teşvik etmek yerine, ilişkiyi bitir, kendi ayakların- üzerinde dur demek lazım...

Yazarın Tüm Yazıları