E Antalya’da korona yok muydu?

Antalya otellerinin bazıları kural tanımazlıkta büyük atağa kalktı. Sanki kapılarından girince Covid yokmuşçasına, her gün yüzlerce insan hayatını kaybetmiyormuşçasına, mutasyon falan umurlarında değilmişçesine partiler yapılıyor otellerde.

Haberin Devamı

Hafta sonu can acıtan görüntüler Manavgat’taki bir otelden geldi. Biz, eski rahat günlerimizi çok özledik derken, birileri çoktan o günlere dönmüş.

Şaşırdık mı?

Ben şaşırmadım.

Çünkü Antalya’ya mayıs ayı itibarıyla Ukraynalı turist akını olacağını duymuştum. Rus turistler gelmeyince tüm umudunu Ukraynalı turistlere bağlayan işletmeler şu aralar onlar ne isterse yapıyor.

Müzik istiyorlar, “hay hay” cevabını alıyorlar...

“Ses kısık açın” diyorlar, “hemen efendim” cevabını alıyorlar...

“DJ’li parti istiyoruz” diyorlar, istekleri akşamına gerçekleşiyor.

E tabii ‘tam kapanmayı’ ‘tam tatil’ algılayan Türkler de fırsattan istifade karışıyor kalabalığın arasına.

Yani o yüzden Manavgat’taki görüntülere çok da şaşırmayın. Maalesef devamı gelecek bu görüntülerin.

Haberin Devamı

Biz burada sinirden kuduracağız ama onlar istedikleri gibi eğlenmeye devam edecekler.

Ne güzel hayat be...

Sevgili otel yetkilileri

Böyle görüntülere izin vermeyin.

“Biz yabancıyız istediğimizi yaparız” diyenlere, “yok efendim öyle bir dünya” deyin...

Haberin Devamı

Türk ise bu kural tanımazlığı yapanlar “sizi otelimizde artık misafir edemeyeceğiz” demekten çekinmeyin.

Bakın her gün bir lokanta, bir kafe, bir restoran iflas ediyor.

Mekanların kapıları kapalı, ne zaman açılacakları ise belirsiz.

Siz bu görüntülere izin verdikçe ‘esnaf arkadaşlarınızın kalan azıcık umutları da kırılıyor’

O yüzden izin vermeyin.

15 gün para kazanacağım diye koca bir sezonu yakmayın.

Yine esecek ‘Şimal’ rüzgarı

Daha ortalıkta Covid yoktu.

Pandemi nedir bilmezdik.

Karantina falan filmlerde görürdük anca.

İşte o günlerde tanıştım ‘Şimal’ ile...

Canlı müzik sevdiğim için Şimal nerede çıksa peşinden gidip dinlerdim.

O Şimal ki, ‘Hey Gidi Karadeniz’ türküsünü bir söylerdi, ‘rüzgarı’ sahneden kafamıza vururdu. Öyle bir ses yani.

Haberin Devamı

Şimal şimdilerde ‘meme kanseri’ ile boğuşuyor. Biraz geç fark ettiği için ‘boğuşuyor’ diyorum. Ama kazanacak savaşı, az bir yolu kaldı.

Çünkü çok pozitif, morali en üst seviyede, sevenleri her gün yanında.

Kazandıktan sonra da bu hastalık nasıl yenilir herkese anlatacak eminim.

Bilenler bilir, ‘Ferman’ diye bir şarkısı vardır Şimal’in.

İşin özeti o ‘ferman’ artık Şimal’in elinde. Kuralları kendisi koyuyor hastalığa ‘aman vermiyor...’

 

Hayat eve mi Vitalica’ya mı sığar?

Biz hayatı eve sığdıracaktık ama olayı çok yanlış anladık.

Artık çok geç, çünkü herkes anladığı şekliyle ya da imkanı dahilinde bu süreci atlatmaya çalışıyor.

Mesela bir tarafta evde dört duvarı seyredenler, yatak odası ile salon arasında mekik dokuyanlar var...

Haberin Devamı

Diğer tarafta ise Bodrum’un enfes bir koyunda kampa girenler...

Yeni nesil kamplar pandemi döneminin modası oldu. Mesela, Bodrum’da Le Meridien Otel’in içinde yer alan sağlıklı yaşam merkezi Vitalica Wellness bunun örneklerinden.

E Antalya’da korona yok muydu

Kimi görsem, orada kampta.

Kiminle konuşsam, orada detoksta.

Hangi hesabı ‘stalk’lasam, Vitalica’da yoga seansında.

Berrak Tüzünataç, Ece Sükan, Alican Yücesoy gibi isimler ‘tam kapanma’dan hemen önce kendini sağlıklı yaşam merkezine atan isimlerden sadece birkaçı.

Peki ne yapıyor bu ünlüler orada?

Sıkı bir beslenme programı var, onun dışına çıkamıyorlar.

Gün geliyor sadece kraker ve sıvılarla besleniyorlar.

Sık sık bağışıklık güçlendirici ‘ozon terapisi’ alıyorlar.

Haberin Devamı

Ve yaşam merkezinin direktörü Dr. Koshlendra Pratap ile yoga dersine katılıyorlar.

Yani deyeceğim o ki, Bodrum’da hayatı, “deniz-yoga-ozon-glutatyon”a sığdırmak çok kolay...

 

Yazarın Tüm Yazıları