Biz büyüdük ve kirlendi mi dünya?

Eskiden rakip iki dükkan arasında turşu suyu limonlu mu yoksa sirkeli mi olur tartışmalarını izlerdik.

Haberin Devamı


O da filmlerde.
Şimdi gerçek hayatta, üstelik yıllarca aynı yastığa baş koyan eşler birbirlerinin dükkanlarını batırmaya, işlerini engellemeye çalışıyor.
Gerçekten biz büyüdük ve kirlendi galiba dünya.
Midyeci Ahmet’ten bahsediyorum. Dün Hürriyet’te haberi vardı.
Midyeci Ahmet Çiçek eşi Deniz Çelebi’den boşanınca Beşiktaş’taki o meşhur merkez şubeyi eşine bıraktı ve hemen karşısına yeni bir Midyeci Ahmet şubesi açtı.
Ve iş birdenbire kadın erkek savaşına döndü.
Deniz Çelebi...
* Ahmet bana iş yaptırmak istemiyor.
* Parasıyla beni ezmeye çalışıyor diyor.
Midyeci Ahmet...
* Eşim ve ailesi tarafından oyuna getirildim.
* Elimden her şeyi almak, markamı yok etmek istiyorlar diyor.
Böyle durumlarda açıklama yapmak işe yaramaz... Günün sonunda herkes ‘eşinin dükkanının karşısına açtığın yeni şubeye’ bakar ve...
* Bir erkeğe yakışır mı bu?
* Kadına psikolojik şiddet mi uyguluyorsun?
* Onu bezdirip işsiz mi bırakmak istiyorsun diye sorar.

Haberin Devamı

Midyeci savaşları (sıfır şaka)

Beşiktaş’taki o cadde uzun süre çok hareketli anlara tanıklık edecek. Resmen ‘midyeci savaşları’ olacak orada.
Çünkü müşteriler bir tercih yapmak zorunda kalacak.
Midye yemeye gidenler erkek tarafını mı, yoksa kadın tarafını mı tutacak...
Hatta arkadaş grupları ikiye ayrılıp yarısı bir dükkana diğer yarısı öbür dükkana falan gidecek...
Ve o cadedde bu durumdan yararlanmak isteyen başka midyeciler de açılacak.
Yazıyorum buraya...

Ben bu dili bilmiyorum Farah

Bergen filminin elde ettiği kazançla ilgili haberler karşısında kıyameti koparan yapım şirketi ve Farah Zeynep Abdullah için bir yazı yazmıştım salı günü.
O yazıya Twitter’dan bir yanıt vermiş oyuncu.
Bir ‘şeftali’ emojisi koymuş ve “aynen, aynen” yazarak aklınca dalga geçmeye çalışmış.
Hem şoför mahalli olsun hem cam kenarı tayfasından Farah...
* Konuşulayım istiyor ama eleştiriye dayanamıyor.
* Gündem olayım istiyor ama olumsuz tek bir söze katlanamıyor.
* Yüksek sesle konuşunca haklı olacağını sanıyor.
Evet, iyi bir oyuncu olabilirsin, zaten aksini söylersem taş olurum ama ben senin kullandığın dili bilmiyorum Farah.
Sen...
* Hakaret seversin.
* Senin gibi düşünmeyene anında küfrü basarsın.
* Terbiye dersin, edep dersin tam aksini yaparsın.
* 2-3 emoji ile millete laf yetiştirip bir zafer kazandığını sanırsın.
* En yakınındakilere bile büyük bir dertsin.
* Kabasın.
Özetle şimdilik bir garipsin.
Ama umarım zamanla düzelirsin.

Haberin Devamı

4 ayda yüzde 100 zam aldılar

* Müşteri beğenmeyerek...
* Müşteriye rahatsızlık vererek...
* Arabalarına binenleri hırpalayarak...
* Konforsuz bir hizmet sunarak...
İstediğini elde eden, adım adım zafere giden bir taksici grubu var.
Mesela kısa mesafe ücretleri aralık ayı sonunda 14 lira 50 kuruştu.
Dün alınan kararla 28 lira oldu.
Yani kısa sürede yüzde 100’lük bir zam aldılar.
Taksiciler odası başkanı Eyüp Aksu ne diyordu...
“Zam olursa taksi sorunu biter.”
Zam oldu Eyüp Bey...
Üstelik fazlasıyla oldu.
O yüzden artık işiniz daha zor.
Söz verdiğiniz gibi bu taksi sorununu ortadan kaldırmanız gerekiyor.
Taksicilerin artık sudan sebeplerle müşteri almama kaprisini bitirmesi şart.

Haberin Devamı

Davul sesi mi kaldı?

Sibel Alaş davul sesinden rahatsızlığını söyleyip “Her gece bu sesle uyanmak zorunda mıyım?” demiş.
Ramazanın bir haftasını geride bıraktık ama ben henüz davul sesi falan duymadım. Artık İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde sahura davulla kalkılmıyor.
Her caddeyi, her sokağı gezmiyor davulcular.
Zaten siteler içine gömülen yaşamlarda o sesi duymak da pek olası değil.
Sibel Alaş’ın isyanı o yüzden modası geçmiş bir isyan gibi geldi bana.
Ayrıca bırakın da senede bir ay geleneklerimizi yaşayalım.
Davul sesi de olsun, top sesi de...
Rahatsız olan için çözüm basit: Kulak tıkacı...

Yazarın Tüm Yazıları