Tarkan’ın yeni şarkısı Cuppa tutar mı

Klasik Tarkan şarkısı gibi değil.

Haberin Devamı

Çünkü Tarkan o hep alıştığımız, içli içli ya da iç gıcıklayan tonundan okumamış şarkıyı.
Vokali daha düz daha geri planda.
Çünkü şarkının yapısı öyle.
Üstelik Cuppa’nın “Hey tayfa, kalk kalk hadi durma” diye başlaması da biraz Sinan Akçıl şarkıları formatında olmuş, kabul edelim.
Kısacası şaşırmamız normal.
Çünkü Tarkan bildik çizgisinin dışında bir şarkı yayınladı.
Bu yüzden olsa gerek dün yayınlanmasına rağmen Cuppa, dinleyenleri ikiye böldü bile.
Kimisi diyor ki, “Farklı, tutar bu.”
Kimisi de diyor ki, “Çok fena, Tarkan’a uymamış.”

ÇAKKIDI GİBİ OLABİLİR
Cuppa eğer sevilmezse cup diye düşer ve yerlerde sürünür, ama eğer sevilirse yeni bir Çakkıdı olabilir.
Tarkan’ın Çakkıdı’sı!
Zaten o şarkı gibi bunun da söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait.
Çakkıdı’nın sözleri gibi Cuppa’nın da bir doz eleştirel havası var:
“Doğduk biz bu düzene, ötekini üzen üzene” derken mesela...

YENİ NESLE OYNAMIŞ
Her şeyden öte Tarkan yeni nesli yakalamak istemiş bu şarkıyla.
Onlara oynamış.
Cuppa’nın kaderini onlar belirleyecek yani.

 

Haberin Devamı

Fiyat önemli tamam da, peki ya ruh?

İki haftadır Bodrum ve Çeşme mekanlarının fiyatlarını tartışıyoruz.
Önceki yazlarda olduğu gibi yine, “Yunan Adaları daha makul” deyip duruyoruz.
Her iki tarafı adamakıllı gezmemişler dahi tartışıp duruyor.
Tamam fiyatlar önemli, ama kaçırılan bir nokta daha var: Ruh.
Yani bazı şeylerin eskiden olduğu gibi kalması, kalabilmesi...
Gidilen yerin kimliği...
Bizde buna genelde “salaşlık” deniliyor.
Çünkü eski şeyleri sevmiyoruz.
En küçük misal: Tahta sandalye yerine çirkin plastik sandalye koymak bize yenilik gibi geliyor!
Bu yüzden giderek ruh, yani kimlik denilen şey kaybolmaya başlıyor.
Üstelik bunun farkına varmayıp üç beş lüks marka açılınca da turizm kurtulur, Bodrum St. Tropez/Ibiza filan gibi olur,
yabancılar akın akın gelmeye başlar sanıyoruz.


FİYATLAR PAHALI ÇÜNKÜ...

Bir başka polemik konusu da deniz ürünlerinin fiyatlarıyla ilgili.
Hep deniliyor ya, “Yunan Adaları’nın kalamarı, ahtapotu, ıstakozu çok leziz, üstelik ucuz.
Bizde neden öyle değil?” diye...
Doğru, orada hem ucuz hem lezzetli.
Bizde ise çok leziz değil, ucuz da...
Çünkü deniz ürünü denen şeyin yerlisi o kadar az ki!
Geçenlerde Bodrum’un ünlü mekanlarından birinin işletmecisi söylüyordu:
“Deniz ürünlerinin çoğu yurtdışından geliyor, o yüzden pahalı...
Mesela biz daha taze olsun diye bahar aylarında Yunanistan’dan ahtapot getirtiyor ve bekletiyoruz.
Ağustosa gelince bazen o stoğumuz bile tükenebiliyor.
O yüzden sana tavsiyem, ağustosta levrek yeme mesela... Taze değildir!
Bir de Yunan Adaları’ndaki deniz ürünleri kadar bizdekilerin taze olmasını kimse beklemesin, çünkü maalesef sistem böyle.” Kısacası:
Fiyatların böyle oluşunun acı bir sebebi var.
Ve bu düzelmedikçe hep böyle olmaya devam edecek.

 

Haberin Devamı

Şimdi de Buddha Bar geliyor

Bodrum’a Blue Marlin ve Nikki Beach’ten sonra önümüzdeki yaz bir yabancı marka daha geliyor:
Buddha Bar.
Torba’da açılacak Buddha Bar otel, plaj ve restoran-bar olarak hizmet verecekmiş.
Buddha Bar’ın gelişiyle birlikte Bodrum’daki yabancı marka rekabeti bir hayli kızışmış olacak.

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları