Nereye baksam bir ‘buz banyosu’

Algoritmanın şu sıra bana verdiği bir mesaj var galiba.

Haberin Devamı

Sürekli karşıma buz banyosu yapan insanların olduğu videoları çıkarıyor.
Şarkıdaki gibi; dışarısı buz gibi lapa lapa kar var ama karşılaştığım videolardaki bu insanlar buz dolu küvetlerin içine giriyor ve hiçbir şey yokmuş gibi öylece içinde duruyor.
Buz banyosu yapmak aslında yeni bir durum değil.
Özellikle atletlerin müsabaka sonrası vücutlarını toparlamak için buz banyosu yaptığı biliniyor.
Ama anlaşılan o ki, sosyal medya sayesinde hızla yayılan bir trend ya da malum deyişiyle soğuk bir ‘challenge’ artık buz banyosu.
Amerikalı Joe Rogan’ın buz banyosu videolarının etkisi var deniliyor.
Ya da “Buz Adam” lakaplı Hollandalı Wim Hof etkisi.
Wim Hof kimdir diye baktım.
Meğer sadece buz banyosu değil, soğukla yaşamanın kitabını yazan eski bir atletmiş.
Hatta “Wim Hof metodu” bile varmış.
Çünkü Wim Hof zamanında Kilimanjaro Dağı’na şortla tırmanmış, Kuzey Kutup dairesi üzerinde çıplak ayakla yarım maraton koşmuş ve buz küpleriyle kaplı küvetin içinde 112 dakikadan fazla kalarak rekor kırmış!
Wim Hof kendi “soğuk” yöntemini isteyen herkese öğretiyor.
Soğuk sırasında nefesi, kalp atış hızını ve kan dolaşımını nasıl kontrol edeceğinizi filan...
Bay Hof bunu profesyonel bir işe dönüştürmüş yani.
İnsanları soğuk seyahatlere de çıkarıyor.
Mesela 6 günlük bir Alp Dağları seyahati.
Ama seyahatin büyük bir kısmında karlı dağların ortasında, üzerinizde sadece iç çamaşırınız varken yürüyor, koşuyor, zıplıyorsunuz.
Bir tür soğuğa maruz kalma seyahatleri! Videolarını izledim, hayli çılgın ve eğlenceliydi.
Wim Hof’un bir lafı da var, “Ölümden korkmuyorum, tam olarak yaşamamış olmaktan korkuyorum” diye.
Gayet etkileyici.
İyi de bu soğuk terapi ne işe yarıyor?
Tamam, atletler için etkili bir iyileşme yöntemi olabilir.
Peki sıradan insan için?
Buz banyosunun kanın akma şeklini değiştirdiği yazılıp çiziliyor.
Çünkü damarlar soğuktan dolayı daralıyormuş. Buzdan sonra vücut tekrar ısındığında ise açılıyormuş. İşte o sırada atıkları vücudunuzdan atmak daha kolaymış.
Ayrıca kaslara oksijen ve besin sağlanıyormuş, vesaire.
Günün sonunda aslında nihai amaç şu: Hep genç ve diri kalmak.
Bir bakıma, ölümsüzlük hissiyatı.
Buz banyolarına gösterilen ilginin esas nedeni bu.

Haberin Devamı

Dünya yüzlüme nazar değmesin

Haberin Devamı

Kıvanç Tatlıtuğ’un oğluyla çekilmiş bir fotoğrafı düştü önüme.
Oğlunun yüzüne bir dünya resmi kondurulmuş.
Amaç, yüzü görünmesin, bu fotoğrafı görecek milyonlarca takipçinin nazarı değmesin.
İyi de madem öyle çocukla fotoğraf hiç konulmasa daha iyi değil mi?
İleride çocuk büyüyüp kendini Google’layınca, “Neden çocukluk fotoğraflarımda dünya yüzlüyüm” demesin?

Nereye baksam bir ‘buz banyosu’

Yazarın Tüm Yazıları