Anlatılacak her hikâye anlatıldı mı?

En sık karşılaştığım sorulardan biri bu:“Hangi diziyi izliyorsun? İzleyecek bir şey bulamıyorum, ne izliyorsan bana da söyle.” Aslında çoğu zaman ben de bir şey bulamıyorum.

Haberin Devamı

Ya da şöyle oluyor:
Bir diziye başlıyorum ve yarım bırakıyorum. Sonra bir başkasına atlıyorum, onu da yarım bırakıyorum. Bazen anlamsız bir şekilde koca sezonu bitirmiş oluyorum.
“Neden izledim bunu?” diye hayıflanıyorum.
Aslında iş şuna döndü:
Aylaklık vakitlerinde boş boş etrafı seyredip çekirdek çitlemek gibi, “şu an yapacak bir şey yok, bari kafamı boşaltmak için oturup bir dizi izleyeyim” diyoruz ve o an neye takılırsak geçip gidiyor saatler...
Dizi bağımlılığının kötü yanı şu:
Artık anlatılacak her hikâye anlatılmış gibi gelmeye başlıyor.
Her senaryo birbirinin ‘matruşka’sı. Peki bir şey izlemeden durulabilir mi?
Denedim, olmuyor.
Diziler sarmayınca ‘reels’lere bakmaya başlıyorum, o daha dipsiz ve anlamsız bir kuyu.
Eski efsane dizilere tutunduğum da oldu.
“Lost” gibi.
Onun bulmaca hali de bir noktada sıktı.
Sonuç? Dijital detoks gibi bir süre dizi detoksu yapmak.
Hiçbir şey izlememek.
Geldiğim nokta bu.

Haberin Devamı

Z kuşağı sarısı

Z Kuşağı’nın yeni cool rengi sarı mı?
The Guardian’daki bir haber bunu sorguluyordu.
Son yıllarda instagram’daki yeni nesil cilt bakımı ürünlerinin ambalajlarından tutun da, tasarımcıların podyumdaki kıyafetlerine kadar sarının sessiz sedasız yeni neslin rengi olmaya başladığı belirtiliyordu yazıda.
Ama kuşkucu bir tavırla: Z kuşağının resmi rengi olduğu asla söylenemez, çünkü bu kuşak en bireyci tavra sahip nesil. “Dolayısıyla” deniliyor, her tutumları “kafalarına göre...”
İşin psikolojik alt metni de var.
Sarının pandemiden sonra bu nesil için “yeniden doğuşu” simgelediği filan...
Doğrusu Z kuşağı cart sarıyı istediği kadar kullanabilir.
Benim favorim hâlâ pembenin tonları.

Orient Express denize iniyor

Pandemi başlangıcında “lüks artık bitti” deniliyordu, son üç yıldır tam tersi oldu.
Lüks pazar hiç olmadığı kadar yükselişte.
Hatta geçmişin lüks efsaneleri bile yeniden diriliyor.
Misal: Bir dönemin efsanesi Orient Express dört bir koldan geri dönüyor.
2024’te Roma’da Orient Express La Minerva, Venedik’te ise Orient Express Palazzo Dona Giovannelli otelleri açılıyor.
Daha sonra tasarımı yeniden yapılan Orient Express treni raylara geri dönüyor.
Ama asıl heyecan verici haber, Orient Express Silenseas.
Dünyanın en büyük yelkenli gemisi olarak tanıtılan OE Silenseas; iki büyük Fransız şirketin, otel grubu Accor ile gemi şirketi Chantiers de l’Atlantique’in iddialı bir girişimi.
Tıpkı trende olduğu gibi fazlasıyla lüks iç mekânlara sahip olacak OE Silenseas 2026’da yelken açacak.
“Çevre dostu” olduğunun altı çizilen ve her yolculuğu “rüzgârın rehberliğinde” gerçekleşeceği söylenen bu lüks yelkenlide büyük bir kabare yer alacak ve gösteriler sergilenecek.

Haberin Devamı

Anlatılacak her hikâye anlatıldı mı

Yazarın Tüm Yazıları