Dilber dansı izlemek boşanma nedeni

Reyting rekoru kıran “İnci Taneleri”ndeki Dilber dansından  sonra pavyonlara yüzde 100 zam gelmiş, “Evin Barkın Yok mu” şarkısı ve dizide şarkıyı söyleyen Sincanlı Erkal popülerliğin zirvesini görmüş, pavyonlar kapatılsın mı tartışması gündeme oturmuş...

Haberin Devamı

Dilber dansı almış başını gitmişken konuya bir de hukuki yorum geldi.
Avukat arkadaşım
Yıltay Günay bombayı patlattı:
“Yasalara göre pavyona gitmek güven sarsıcı davranış olup boşanma sebebidir.”
Aman dikkat!

Kısırlaştırmak gerek!

Şimdi bunu biz HAÇİKO Derneği olarak yapsak nasıl olur acaba, linç yer miyiz?
Adamlar korkmamış, yapmışlar.
Belki biz de yaparız bilemedim, hatta yapalım.
Ben bayağı bir sevdim fikri çünkü.
Yaklaşan Sevgililer Günü’ne yalnız girmeye hazırlanıp, eski sevgilisi ya da eşine ateş püskürenlere bir şans vermekten bahsediyorum.
New Jersey hayvan barınağı şöyle bir ilan çıktı: Kısırlaşma masraflarını karşılayacağınız bir hayvana eski eş/sevgilinizin adını verebiliyorsunuz. Böylece hem kısırlaştırma programına katkınız oluyor hem de eski eş/sevgilinize inceden bir ayar vermiş oluyorsunuz.
Var mısınız?
Eğer evet derseniz, 0 549 640 20 10’dan HAÇİKO’yu arayabilirsiniz.

Haberin Devamı

Gece kuşlarına tavsiyeler

Sizi bilmem ama ben tam bir gece kuşuyum. Kendimi bildim bileli gece erken yatmaktan ve sabah erken kalkmaktan nefret ettim.
Geceleri çalışıp gündüz geç kalkabileceğim işleri hep kendim seçtim.
Aynı üniversite yıllarımda sabah değil, öğleden sonra derslerini seçmiş olmam gibi.
Yıllar sonra gece kuşu olmamın aslında genetik olduğunu öğrendim.
Babamın genleri muhtemelen, çünkü o da gece uykusunu hiç sevmez.
Standford Üniversitesi Psikiyatri Profesörü Rafael Pelayo, “Hepimizin sabah insanı veya akşam insanı olmaya yönelik genetik eğilimleri vardır. Ama eğilimlerimiz kaderimiz değildir” diyor.
Tabii ki her şey gibi bu eğilimi de değiştirebiliriz.
Gece kuşu olmanın dezavantajları arasında kalp rahatsızlıkları ve tip 2 diyabete daha yatkın olmak en başta geliyor.
Üstüne bir de depresyona yatkınlık var.
Bunlar gece yaşayanların kötü beslenmesi, hareketsizliği ve psikolojik olarak iyi hissetmemizi sağlayan gün ışığına daha az maruz kalmaları ile orantılı tabii.
Ama gelin görün ki o rutini değiştirmek hiç de kolay değil.
Yine de denenebilir.
İşte size birkaç öneri...
◊ Alarmı erteleme huyundan vazgeçin.
Ve 3-2-1 yöntemini kullanın. 3-2-1 diye hızlıca sayarak hiç beklemeden yataktan kalkın yani.
◊ Ben kedilerle uyuduğum için onların her anını gözlemleyebiliyorum. Uyanırken geriniyorlar. Bu bizim için de yerinde bir yöntem. Tüm vücudunuzu harekete geçirmek için yataktan yuvarlanarak kalkın ve gerinin.
◊ Hemen e-mail ya da WhatsApp’a bakmayın, yani uyanmanın tadını çıkarın.
◊ Su için.
Susuzluk güne iyi bir başlangıç getirmez.
◊ Gün içinde yapılacakların listesini çıkarın ve önem sırasına koyun.
◊ ‘3 Kural Yöntemi’ni uygulayın. Gün sonunda başarmış olmayı istediğiniz üç şeyi belirleyin. Ve ilk olarak en fazla önemsediğiniz şeyle güne başlayın.
◊ 5 dakikalığına da olsa egzersizi atlamayın.
◊ Güne başlarken, sporda ya da yoldayken podcast dinliyorsanız komik ve eğlenceli olanını tercih edin.
Birkaç gün bu şekilde gündüz yaşamayı deneyin. Çok da mutlu etmiyorsa size tavsiyem zorlamamanız.
Ben çoktan pes ettim, gece yaşamaya, gündüz ise uyumaya bayılmaya devam ediyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları