25 Aralık not alınsın

25 Aralık Pazar günü Yenikapı Büyük Hayvan Hakları Mitingi’nde tarihe bir not düşüldü.

Haberin Devamı

25 Aralık not alınsın

Belki de yeni bir dönemin başlangıcı olacak bir not.

Barınakların kapılarının hayvanseverlere bir daha asla kapanmamak üzere açılacağı bir not.

İçeride, kapalı kapılar ardında gerçekleşen usulsüzlüklerin, işkencelerin, cinayetlerin, zulmün önüne geçileceği bir not.

Lüks değil, ihtiyaç olan mamadaki yüzde 18’lik KDV’nin düşürüleceği bir not.

(Bunun sözünü geçen ocak ayında bizzat yaptığımız ziyarette Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan’dan bizzat almıştık, umutla bekleyişimiz sürüyor.)

Biz yıllardır Türkiye’nin dört bir yanındaki barınaklarda hayvanlara yapılan zulme dikkat çekiyor, tabir yerindeyse bas bas bağırıyorduk.

Haberin Devamı

Çünkü insanlar görmüyordu, gezmiyordu, bilmiyordu.

Geçen ayın ortalarında Konya’da kafasına kürekle vurulan o masum köpeğin videosu geldiğinde, görmeyenler görmeye başladı.

Ana haber bültenleri barınaklarda yaşananlardan bahsetmeye başladı.

14 Ocak’tan itibaren barınaklarda ömür boyu hücre hapsine alınan pittbull’lar, son zamanlarda hiçbir gerekçe gösterilmeden kanunsuz şekilde toplanan sokak hayvanlarının kapalı kapılar ardında yaşadıklarına karşı ortak haykırıştı 25 Aralık mitingi.

Dernekler, partiler, kişiler üstü bir toplanmaydı.

Tek bir taşkınlık, kavga, dövüş, usulsüzlük olmadı.

Sevgi dili konuşan, sevginin gücüne inanan, karşılıksız sevmeyi başarabilmiş olan biz hayvanseverler sessiz canlıların sesi olduk o meydanda.

Ajda Pekkan’dan büyük destek

Hayatta iki tür insan olduğuna inanmışımdır hep. Biri her şeyi başkası yapsın diye bekler, diğeri ise el uzatır, kendinden başkasına da iyilik yapabilmek için çaba harcar.

İşte o ikinciler sahiplendi 25 Aralık mitingini.

“Hakikat kendiliğinden belli olsaydı hitabete gerek kalmazdı” derler, katılıyorum, anlatmak zorundaydık.

Sibel Can’ın da aralarında bulunduğu ünlüler mitinge sosyal medyadan destek verdi.

Seren Serengil, Aynur Aydın, Şeyda Aydın, Seyhan Soylu, Leyla Somer, Kamuran Topul, Camoka, Burak Arslan ve Yıltay Günay alandaydı. 

Haberin Devamı

Ve Ajda Pekkan, bekleneni yaptı, tedavi süreci devam ederken, evinden çektiği video ile mitinge destek verdi.

“Bugün buraya bir şeylerin değişmesi için geldik” dedi.

“Toplumun hayvanlara bakış açısını değiştireceğimize inanıyorum” dedi.

Kısırlaştır, aşılat ve yaşat” dedi. 

“Tek bir isteğim var, birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, burada anlaşalım lütfen” cümlesinin altını çizdi.

Birlikte yaşamayı öğrenmek, işte anahtar cümle bu bence.

Biz hayvanseverlerin artık çok daha önemli bir misyonu var.

Tedavi ya da kısırlaştırma için barınağa alınan (6’ncı madde gereği başka nedenle toplama yapılamaz) canların peşini bırakmamalıyız.

Sadece bir olay olduğunda ya da bir ifşa videosu, fotoğrafı ortaya çıktığında değil, her daim, 365 gün, 7/24 barınaklarda denetimde olmalıyız.

Haberin Devamı

Rehabilitasyon merkezleri devlet dairesi değil.

Akşam 17.00’de paydos edilemez, sabaha kadar nöbetçi veteriner hekim olmak zorunda.

Geceleri özel kliniklerin çoğu kapalı, bir trafik kazası ya da acil vaka olduğunda barınağa getirilen canlar sabaha kadar taşların üzerinde, kafeslerde acı içinde müdahale edilmesini bekleyemez.

“Barınakları iyileştirin” diye talimat veren Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz; bu zulümdür, işkencedir, ölüme, acıya davetiye çıkarmaktır.

Çoğu rehabilitasyon merkezinde yeterli ekipman olmadığını da buradan yinelemek istiyorum. Kan tahlili yapma imkânı bile olmayan, röntgen cihazı olmadığı için görüntüleme bile yapamayan bir hekimin çaresizliğini düşünebiliyor musunuz?

Haberin Devamı

Hangi partinin belediyesi olduğu hiç fark etmez, ülke genelinde, çoğu kendilerine yük olarak gördükleri bu masumlardan kurtulmaya çalışan barınaklar düzelene, belli standartları sağlanana, barınak personeli öldürmeye değil yaşatmaya çaba harcayana dek mücadelemiz devam edecek.

Konuşamıyor olabilirler ama ruh, can taşıyan her canlı gibi onlar da acıyı hissediyorlar.

O yüzden acı çektiklerinde, hapsedildiklerinde, yalnız bırakıldıklarında ağlıyorlar, o yüzden acı çığlıklar atıyorlar.

Ve belki de acıdan daha çok sevgiyi hissediyor ve özlüyorlar.

Kafeslerin arkasından bize kuyruk sallamaları, yanlarına gidince sevgimizi hissedip sarılmaları bundan.

Ajda Pekkan’ın da dediği gibi; “birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, bu konuda anlaşalım”.

Haberin Devamı

Unutulmayan bir film repliği
“Ne hissettiğini anlıyorum Hatchi, dostum, Parker asla geri gelmeyecek ama Haçiko beklemek istiyorsa, beklemeli.” (Haçiko: Bir Köpeğin Öyküsü)

 

 

Yazarın Tüm Yazıları