Göçmen kızı

Topraklarından uzaklara savrulmuş olmak yetmiyormuş gibi, gittikleri yerlerde erken evlilik, eğitimden uzaklaşma sorunu yaşayan kız çocuklarının durumu içler açısı. Suriyeli göçmen kızların hem sosyal uyumu hem de kendilerine dayatılan anlayıştan kurtarılmaları için başlatılan çabalar sürüyor.

Haberin Devamı

TBMM Göç Komisyonu’na verilen bilgiler, Türkiye’ye gelen Suriyeli kız çocuklarının özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde kendilerinden oldukça büyük erkeklerle evlendirildiğini ortaya koydu. Bunu önlemek için başlatılan projeler anlatılırken, yaşanan sorunlar da ortaya çıktı. MEB bürokratları çaresizliklerini şöyle dile getirdi:

“Bu coğrafyalarda bilirsiniz, kız çocuklarının okullaşması konusunda sorun yaşanıyor. Ancak kız imam hatip liselerinin faydası oluyor. Şu anda mülteci çocuklarından imam hatip okullarında eğitim gören 100 bin öğrenci var. Bunların önemli bir kısmını kız çocuklar oluşturuyor. Kız çocuklarının eğitime dahil edilmesi ve erken yaştaki evliliğin önüne geçilmesi ancak böyle sağlanıyor. Aileler başka türlü izin vermiyor. Bu çocukların sosyal uyumlarını sağlayabilmek için birçok faaliyet gerçekleştiriliyor illerde. 26 ilde, çocukların eğitim sistemine entegre olurken yaşayabilecekleri sıkıntılar, bunları giderme noktasında çalışmalarımız var. 390 bin öğrenciye 733 bin 198 rehberlik faaliyeti yapıldı.”

Haberin Devamı

Göçmen kızı

Bunlar yaşanan zorlukların sadece bir kısmı. Özetle, göçmen kızların ne evlenme yaşını ne de gidecekleri okulu seçme hakları var.

ALKIŞLANACAK KARAR

Küresel ısınma ve iklim krizinin sonucu olarak, “gıda krizi, beslenme sorunu, tarımsal üretimin düşmesi” sorunuyla karşı karşıya kalacağımız sürekli anlatılıyor. Bunlar bilinirken, yapılmak üzere olan ciddi bir yanlış Danıştay’dan döndü. Türkiye’nin gıda güvenliği açısından kritik önemde olan Trakya Bölgesi’ndeki tarım arazileri elbirliğiyle kurtarıldı.

Göçmen kızı

Aysel Alp’in aktardığına göre, Trakya’ya plansızca birbiri ardına yapılmak istenen organize sanayi bölgelerine Danıştay’ın ardından, Edirne İdare Mahkemesi de geçit vermedi. Danıştay, pandemide gıda güvenliğinin öneminin daha da iyi anlaşıldığı, tarım toprağına sanayi kurulamayacağına dikkat çekti.

Haberin Devamı

Bilirkişi raporunda, OSB yapılması düşünülen alanın etrafında yerleşim yerleri, sulama göletleri, tarım alanları, orman alanları, mera alanları bulunduğu, bu bölgeye Karma Organize Sanayi bölgesi yapılması durumunda çok ciddi zararlar yaşanacağı vurgulandı. Gerekçelerde ayrıca, “OSB yapılacak alanın çevresi tarım toprağı ve yerleşim alanı. Trakya’da 15 OSB var, onların henüz dolmadığı görülüyor” denildi.

Dava açan çiftçilerin avukatı da Danıştay gibi, Edirne İdare Mahkemesi kararının da sadece Trakya için değil, tüm ülkenin tarım topraklarının, orman ve meralarının, halkın gıda güvenliği başta olmak üzere sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının korunması gerektiği noktasında emsal oluşturduğuna dikkat çekti. Çiftçiler, topraklarını korudu. Davada bilirkişiden mahkeme heyetine herkes tek vücut oldu. Karar, bölgede bayram havası yarattı.

Yazarın Tüm Yazıları