Girişimcilik meslek değil bir yaşam biçimi

Sağlık ve teknoloji alanında önemli girişimlere ev sahipliği yapan DEPARK’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve DEÜ Rektörü Prof. Dr. Hotar, küresel sağlık ve teknoloji vadisi olmaya odaklandıklarını, girişimcilere de rol model olmak istediklerini paylaştı.

Haberin Devamı

 Girişimcilik meslek değil bir yaşam biçimi

DOKUZ Eylül Üniversitesi (DEÜ) bünyesinde Türkiye’nin sağlık temalı ilk teknoparkı olarak kurulan ve girişimciliğin İzmir’deki merkez üslerinden birine dönüşen DEÜ Teknopark (DEPARK), hem fiziki yatırımlarla büyüyor hem de girişimcilik ile inovasyon kültürünü de gençler ve firmalara kazandırmaya devam ediyor. Bölgede faaliyet gösteren 128 şirketle yıllık 288 milyon TL AR-GE geliri elde eden ve yaklaşık 240 milyon TL’lik ihracat yapan DEPARK, bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında küresel sağlık ve teknoloji vadisi olacak çalışmalarını sürdürüyor. Bu noktada girişimlere, fiziki yatırımlara ve işbirliklerine önem verdiklerini paylaşan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü ve DEPARK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nükhet Hotar, Hürriyet Ege’ye özel açıklamalarda bulundu. Biz sorduk, Prof. Dr. Hotar, yanıtladı...

Haberin Devamı

* Ekonominin gelişiminde DEPARK’ı nasıl konumlandırıyorsunuz?
DEPARK yönetimi olarak, bir tarafta kurumumuzu ve hedeflerimizi büyütürken diğer tarafta girişimciliğin yaşam biçimi olduğunu insanlara ve firmalara aşılamaya çalışıyoruz. Bu düşünceyle ekosistemimizde atılmış her adımı da üniversitemiz, kentimiz ve ülkemiz adına katma değer olarak düşünüyoruz. Ekonomimizin gelişmesine katkı sağlayacak; sosyal ve iktisadi hayatımızı güçlendirecek başlangıçları DEPARK’ta hayata geçirmeyi arzuluyoruz. Sonuçta Türkiye’deki 99 teknoloji geliştirme bölgesinden birisi olan DEPARK’ın inovasyon kültürünün yaygınlaşmasında ve üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesinde önemli bir misyonu da bulunuyor. Bunu da sürekli dile getiriyoruz.

* Peki, hangi alanlarda çalışmalar yürütülüyor?
Araştırma üniversitesi olarak DEPARK’ta, ülkemiz ve kentimiz için kritik öneme sahip sektörlerde faaliyet gösteren firmalara ev sahipliği yapıyoruz. Gerek Balçova’daki 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesindeki Zeytin Binası ve Nar Kompleksi’nde gerekse Buca’daki Tınaztepe Yerleşkesi’nde bulunan Alfa ve Beta binalarında firmalarımız; başta tıp, biyoteknoloji, medikal ve sağlık alanlarında olmak üzere mühendislik uygulamalarını içeren yazılım ve enerji gibi sektörlerde başarılı sonuçlar elde ediyor. Dolayısıyla biz de buradaki AR-GE projelerini ve fikrin ticarileştiği süreçleri destekliyoruz.

Haberin Devamı

Girişimcilik meslek değil bir yaşam biçimi

* Bölgeye ilgi ne yönde? Oluşan talebi karşılamak adına neler yapıyorsunuz?
Üniversitemiz; girişimcilik ekosisteminin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücüne, akademik altyapıya ve bilimsel enstrümanlara sahip bir yükseköğretim kurumu. Dolayısıyla üniversitemizin sunduğu imkanlar DEPARK’a olan ilgiyi daha da artırıyor. Biz, girişimcilerin ve firmaların projelerini teşvik ederken onlara kendilerini geliştirecek fırsatları da sunuyoruz. Gördüğümüz ilgi ise kapasitemizi artıracak yeni fiziki yatırımları planlamamıza neden oluyor. Geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle DEPARK’ın Buca Tınaztepe Yerleşkesi’ndeki mevcut alanının yaklaşık yüzde 60 oranda büyütülerek 27 bin 631 metrekareye yükselmesini sağladık. Bu durum, talebi karşılamaya yönelik çabalarımızın ciddiyetini ortaya koyuyor. Üstelik bu sayede ‘Alfa’ ve ‘Beta’ binalarının yanına; mimarı projesini de tamamladığımız Gama Ar-Ge ve İnovasyon Merkezi’ni kurmak için de adım atmış olduk. Dolayısıyla iş dünyamızın talep ve beklentilerini de karşılamak için çalışıyoruz. Bunun yanı sıra; 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesi’nde yer alan Zeytin binamızın bulunduğu TGB2 alanımıza ek olarak Bioİzmir Uluslararası Sağlık Teknolojileri Geliştirici ve Hızlandırıcı Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de kullanacağı şekilde ek yeni bir TGB3 alanı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Değerlendirme Kurulu Kararı’yla TGB alanı olarak kazandırıldı ve yaklaşık 10 bin metrekarelik kapalı TGB alanı oluşturuldu. Yakında bu kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasını bekliyoruz.

Haberin Devamı

* DEPARK’ta bir anlamda ‘sağlık vadisi’ mi oluşturmayı hedefliyorsunuz?
Elbette... Araştırma üniversitesi olarak, sağlık alanında ciddi imkan ve kabiliyete sahibiz. Bu noktada DEPARK’ın Sağlık Vadisi’nin ve kümelenmenin merkezi olmasını hedefliyoruz. Dolayısıyla Balçova’daki 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesi’ne ve kurumumuzun diğer kampüslerine yeni yatırımlar yapıyoruz. Birkaç örnek vermemiz gerekirse rektörlüğümüz döneminde, Diş Hekimliği Fakültesi ile buraya bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kurduk. Yine fakültemizde Fantom Laboratuvarı’nı devreye aldık; Hemşirelik Fakültesi’nde Simülasyon Laboratuvarı oluşturduk. Toplum sağlığı açısından son derece önemli misyonu olan kentimizin ilk Veteriner Fakültesi’ni açtık. Yaklaşık 15 milyon TL yatırımla Oksijen Üretim Merkezi’ni kazandırdık; Uyku Bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi’ni hizmete aldık. Tıbbi Estetik ve Kozmetoloji Ünitesi’ni yeniledik; Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni açtık. Yine daha fazla hastaya hizmet sunmak amacıyla Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz Gündüz Tedavi Merkezini yeniledik. Hastanemiz bünyesinde; Türkiye’nin ilk Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı’nı kurduk. Ve tabi ki, İzmir’in ve Batı Anadolu’nun tek meslek hastalıkları hastanesi olacak Aliağa’daki Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi’nin temelini atarak inşaatını tamamladık. Yıl sonuna kadar da hastanemizi açmayı hedefliyoruz.

Haberin Devamı

Girişimcilik meslek değil bir yaşam biçimi


TEKNOLOJİ VE İSTİHDAM
SAĞLAYICI YATIRIMA DESTEK
* Milli teknoloji hamlesini destekleyen bir yönetim anlayışıyla hareket ediyorsunuz. Bunun kazanımları nelerdir?

Devlet kurumu olarak, ülkemizin milli teknolojiye dayalı kalkınma politikalarını önemsiyoruz. Buna katkı sunmak için de inovatif fikirleri ve girişimleri benimsiyor; teknoloji tabanlı ve istihdam sağlayıcı çalışmaları destekliyoruz. Şu anda DEPARK’taki firmalarımızda, hem bin 504 kişi istihdam ediliyor hem de 205 proje yürütülüyor. Üniversitemiz öğretim üyesi Doç. Dr. Serhat Tozburun’un kurucusu olduğu kuluçka firmalarımızdan Healysense, 6 milyon 900 bin TL’lik değerleme üzerinden yatırım aldı. Bir başka kuluçka firmamız Swatchloop ise 1.33 milyon dolarlık değerleme üzerinden yatırım aldı. Bunlar mevcut potansiyeli göstermesi açısından önemli. Bunların yanı sıra; 42 akademisyen firmamız ve 36 firma patent başvurumuz da bulunuyor. Bölgemizde elde ettiğimiz sonuçlar ise devletimizin takdirini kazanmak. Öyle ki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ‘Gelişmekte Olan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ kategorisinde üçüncülük ödülünü de alabiliyoruz. Bunu da motivasyon açısından değerli buluyoruz.

Haberin Devamı


DİJİTAL OYUN
PAZARIYLA
İŞBİRLİĞİ
* DEPARK’taki başarınızın üniversitenizin bu alandaki hareket alanını genişleteceğini düşünüyor musunuz?

Biz, yerelden küresele giden bir gelişme stratejisi benimsiyoruz. Bu yüzden zaman kavramına çok önem veriyoruz. Bölgemize yapılan firma başvurularını ve projeleri hızla sonuçlandırıyoruz. Çünkü amacımız ülke ekonomisine ve istihdama en hızlı şekilde katkı sağlamak. Şu anda sağlık alanında bölgemizde yer almak isteyen 10 firma başvurusunu yapmış durumda ve biz de bu işletmelere nasıl yardımcı olabileceğimizi değerlendiriyoruz. Uluslararası yatırımcıları ve girişimcileri DEPARK’a ve İzmir’e çekecek planlarımız bulunuyor. Bu önemli çünkü Dokuz Eylül Teknoloji Transfer Ofisi’ne ve BAMBU Hızlandırma ve Kuluçka Merkezi’ne sahip üniversitemizde, bölgesel ve küresel hareket alanımızı genişletmeyi arzuluyoruz. BAMBU’daki faaliyetlerimiz hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse; üniversitemiz mezunu Mert Can Kurum tarafından kurulan ve yüzde 20 hissesi 10 milyon dolara satılan Ruby Games ile Masomo ve DiGi Games gibi markalarla dijital oyun pazarına ilişkin işbirliklerimizi de sürdürüyoruz. Küresel oyun pazarı dikkate alındığında bu işbirliklerinin uzun vadede üniversitemize ve kentimize önemli kazanımlar sağlayacağına inanıyoruz.


HEDEF ROL
MODEL OLMAK
* Son dönemde ağırlık verdiğiniz kümelenme modeli ve kurumsallaşma anlayışından da bahsedebilir misiniz?

Hem üniversite hem de DEPARK ailesi olarak sağlıkta kümelenme modeline önem veriyoruz. Bu yaklaşımımız, yatırımlarımızı ve stratejik planlarımızı da şekillendiriyor. DEÜ ve DEPARK olarak, ulusal sağlık endüstrisini hızlandırmak ve geleceğe hazırlamak amacıyla Dokuz Eylül Ulusal Sağlık Endüstrileri Derneği’ni kurduk. Ticaret Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) ile HİSER destekleri kapsamındaki yeni projeler ile bu alanda örnek olmaya çalışıyoruz. Kurumumuz bünyesinde hem dijital oyun ve yapay zeka hem de sağlık endüstrilerine yönelik projeler bulunuyor. Örneğin Dokuz Eylül Ulusal Sağlık Endüstrilerinin İhracat ve Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projesi, 2 milyon 950 bin dolar bütçeyle kabul edildi. Yine DEÜ ile paydaş olduğumuz İzmir Ent4Int projesi de devam ediyor. Üniversitemiz hastanesinde ve sağlık yerleşkemizdeki yapılarımızla da sağlıkta kümelenme hedefimizi pekiştirecek bilimsel çalışmalar yürütüyoruz. Dolayısıyla DEPARK olarak, küresel sağlık ve teknoloji vadisi olmaya odaklandık ve girişimcilere de rol model olmak istiyoruz.


BİLİM DÜNYASINA KAZANDIRDIK
* Son olarak DEPARK dışında hayata geçirdiğiniz çalışmalarınız hakkında da bilgi verebilir misiniz?

Yaptığımız yatırımlar sadece sağlık alanında kalmadı. Bu bahsettiklerimin dışında Rektörlüğümüz döneminde; Yabancı Diller Yüksek Okulu 50 milyon TL’lik yatırımla yeni binasına kavuştu; yaklaşık 30 milyon TL yatırım bedeli bulunan ‘Merkezi Araştırma Laboratuvarı’ açıldı; bilişim altyapısı ve veri güvenliğine yönelik uygulamalar, 6.4 milyon TL’lik yatırımla yenilendi. Güzel Sanatlar Fakültesi ve Devlet Konservatuvarı’nın imar planları onaylandı. Tınaztepe Yerleşkesi’ndeki spor kompleksi ile Yarı Olimpik Yüzme Havuzu hizmete girdi. Efes Meslek Yüksekokulu bünyesinde, kentin en kapsamlı gıda laboratuvarı olan Efes Gıda Laboratuvarı açıldı. Bu ve benzeri birçok projeyi ve hizmeti bilim dünyamıza kazandırdık.


İLK GÜNDEN
İTİBAREN
BÖLGEDEYİZ
* Ülkeyi sarsan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından birçok hizmeti bölgeye ulaştırdınız. Buradaki faaliyetlerinizi anlatabilir misiniz?

Depremin olduğu gün, bölgeye ulaşan ilk üniversite sağlık ekibi biz olduk. Felaketin yaşandığı günün akşamında sağlık hizmeti vermeye başladık. Hemen akabinde ise arama-kurtarma faaliyetlerine katıldık; yardım kampanyaları düzenledik. Öğrencilerimiz için afet iletişim hattı kurduk, Seferihisar’daki sosyal tesislerimizi bölgedeki vatandaşlarımıza açtık. Saha çalışmaları ile teknik ve sosyal konularda deprem raporları hazırladık. Yine; özellikle bölgede halk sağlığı çalışmalarımıza su arıtma üniteleri kurarak ve dermatologlarımızın ve farklı branşlardan hocalarımızın gerçekleştirdikleri sağlık taramaları ile destek oluyoruz, kişiye özel PDR desteği veriyoruz, özel gereksinimli beslenme ihtiyacı olan vatandaşlarımızın özellikle diyabet hastalarımız, bebekler ve yaşlılar için ihtiyaç duyulan menülerin üretilebildiği donanımlı mutfaklar kuruyoruz, sanat atölyeleri açtık, uzaktan eğitim sınıfları ile LGS ve üniversite sınavına hazırlanan gençlerimiz için eğitim üniteleri oluşturduk. Bina hasar çalışmaları ile bölgede çevre koruma çalışmaları içinde su kaynaklarının güncel durumunun belirlenmesi ve enkaz atıklarının doğru depolanması için yer belirleme çalışmalarını alanında uzman ve akredite hocalarımız tarafından yapılmıştır. Yine mesai arkadaşlarımızın emeklerine atfettiğimiz bir ormanı da oluşturduk. Elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik ve devletimizin yanında durduk.

Yazarın Tüm Yazıları