Flamingo cennetine yol mu yapılır?

Güven Eken, 20-13’te Atlas Dergisi’ne Gediz Deltası’yla ilgili yazdığı yazıda deltaları “karayla denizin birbirine kenetlendiği, yaşamın her an yeniden tazelendiği üretim yerleri”, yani “doğanın ana rahmi” diye tanımlıyor.

Haberin Devamı

Gediz Deltası’nda uyum içinde yaşayan farklı yaşam birliklerini sayıyor:
“Denizbörülcelerinin arasında cılıbıtlar, tuzcul çayırlarda kocagözler, ılgın çalılarında saksağanlar, sazlıklarda ördekler, kındıralarda düdükçünler ve makide ötleğenler.”

Flamingo cennetine yol mu yapılır

Gediz Deltası’nın dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olarak kabul görmesinde en büyük etkenin deniz ve kara arasında uzanan, kuşların evi çamur adacıkları olduğundan söz ediyor Eken:“Körfez vapurundan ekmek attığınız martılardan, İnciraltı İskelesi’ne tünemiş karabataklara kadar neredeyse tüm kuşlar, akşam olunca deltadaki adalarda buluşuyor.
Günbatımında binlerce kuşun sözleşmiş gibi Gediz Deltası’ndaki adalara doğru uçuşu, belki de doğada görebileceğimiz en muazzam şölenlerden biri.”
Kuşlar yumurtalarını bu adalara bırakıyor, yavrularını bu adalarda yetiştiriyor.
Ege Denizi’ndeki binlerce deniz ve kıyı kuşu bu adalar sayesinde nesillerini sürdürebiliyor.
Deltanın güneybatı kıyılarında uzanan tuzlaların arasındaki adacıklar ise pek çok kuşla beraber binlerce flamingonun da yuva kurduğu yer.
Burası, Türkiye ve Avrupa’daki flamingolar için önemli üreme alanlarından. Tüm Avrupa’daki flamingoların yüzde 30’u burada yaşıyor. Burası her yıl 15 bin flamingoya ve 30-40 bin sukuşuna yaşama alanı sağlıyor.
1. derece SİT alanı olan bölge, ülkemizdeki pek çok cennet köşe ve ekosistem gibi bugün büyük bir tehditle karşı karşıya.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün altı şeritli yol ve tren yolunu içeren İzmir Körfezi Geçiş Projesi tam da burada.
Bu proje gerçekleşirse koruma altındaki binlerce hektarlık sulak alan, birinci derece doğal SİT alanı ve burada yaşayan binlerce sukuşu yok sayılacak.
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, Ramsar Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi... Bu proje, aklınıza gelecek tüm ulusal mevzuata ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı.
Projenin ÇED raporuna çok sayıda kişi ve kurum itiraz etti ama itirazları da, önerileri de dikkate alınmadı.
Bu proje kirlilik yaratacak. Bu proje yerel ekonomiyi yok sayıyor. Bu projenin kentin erişim-ulaşım talepleriyle ve kent içi ulaşımla hiçbir ilgisi yok. Bu proje bölgedeki her şeye zarar verecek.
Gediz Deltası hepimizindir. Duyun flamingoların sesini.

 

Yazarın Tüm Yazıları