Biz insan mıyız?

Her sabah uyandığımızda bir hayat tasarlıyoruz.

Haberin Devamı

Hayata dair algımız, başkalarına karşı hissettiklerimiz, davranış biçimlerimiz, hayata olan olumlu veya olumsuz bakışımız; hatta kıyafetlerimiz, saçımız, ifademiz, jest ve mimiklerimiz...
Tüm bunlar toplanıyor, bir “kimlik” oluşturuyor bize dair. Kim olduğumuzu söylüyor. Kendimizi tasarlıyoruz aslında her sabah uyandığımızda.
Bir bebeği ele alalım.
Bu küçük insanın hayatı algılayışını yöneten pek az duygu ve davranış var. Ağlayarak şikayetini, neşelenerek memnuniyetini anlatabiliyor sadece.
Büyüdükçe, geliştikçe, gördükçe davranış ve duyguları çeşitleniyor.
Deneyimlerinden ders çıkarıyor ve yetişkinlik dönemlerinde de davranışlarını belirleyecek olan kalıplar yaratıyor kendine.
Başına gelen güzel olaylar, hayatta yol alırken sürekli başvuracağı düşünce haritasına insan olmanın değerini, travmatik olanlar ise “sen aslında değersizsin”i kazıyor.
Daha sonra insan hayatında bu iki uçta savrularak geçiriyor. Kendini dağların tepesinden en derin çukurlara atıyor, sonra o kuyulardan çıkmaya çalışıyor... Çıkıyor, bir daha atıyor, bir daha dağlara tırmanıyor... İşte onun adına da “hayat” diyoruz...
Deneyimlerle şekillenen kalıpları başka yerlerde de kullanıyor insan, kendini tanımlayabileceği somut ve soyut kavramlara bağlanıyor.
Sonra o kalıplardan kurtulup özgürleşmeye, zihninin iplerini bırakmaya çalışıyor.
Kısacası, benlik, düşünce yaratıyor, düşünce ise bir insan tasarlıyor. Yani sizi.
Düşüncenin tasarladığı insan ise kendi dünyasını, çevresini, zamanı, yaşadığı mekanları, objeleri, fikirleri, hayat tarzını, sanat yapıtlarını, koca binaları, köprüleri, şehirleri tasarlıyor.
3. İstanbul Tasarım Bienali, “Biz insan mıyız?” sorusu üzerinden, tasarım kelimesini sanat ve mimarlık arasında sıkıştığı yerden kurtarıyor, tasarım ve insanı birbirini tanımlayan iki kavram olarak ele alıyor ve esasında bizi hayatın köklerine götürüyor.
Bienal, “Bugünden 200 bin yıl öncesine kadar olan zamanın arkeolojisi” bir başka deyişle.
Tasarım-insan ilişkisini teknolojiden, bilimden, tıptan, iletişimden örnekler vererek ve işler üzerinden soru sordurarak düşünmemizi sağlıyor.
İnsan ve tasarım kavramlarını farklı disiplinlerden pek çok sanatçının işleri üzerinden görmeye çalıştığımızda, “Biz insan mıyız?” sorusuna ulaşıyoruz esasında.
Sahi, eğer insanı diğer canlılardan ayıran aklıysa, kendi kendini hunharca yok etmeye çalışan bir canlıya “insan” demek mümkün mü?

Haberin Devamı

Bienalden kısa kısa...

Haberin Devamı

Tasarım bienalinin yayıldığı 5 mekan var. Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Studio-x İstanbul, Depo, Alt Sanat Mekan ve İstanbul Arkeoloji Müzesi.
Girişler ücretsiz, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, ENKA Vakfı, Petkim ve VitrA eş sponsorluğunda düzenleniyor.
Bunun yanı sıra Hürriyet’in de medya sponsorları arasında bulunduğu 100’den fazla sponsoru var. Rehberli tur sponsoru Zorlu Holding.
Özel proje sponsorlarından Mastercard’ın bienal kapanış saatlerinden sonra gerçekleşen “Paha biçilemez İstanbul ile geceyi tasarla” isimli özel bir gece turu var, 3. İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova ile bienali gezme imkanı tanıyor.
Galata Rum Okulu’nda Galina Balashova’nın Sovyet Uzay programı için 60’larda ürettiği tasarımları, yine 60’ların gelecek tasarımcılarından vizyoner filozof, mimar, mühendis ve mucit Buckminster Fuller’ın World Game’ini görme fırsatınız var, kaçırmayın.
Stuart Grey’in Uzay Çöpü, 1927’de Alman bilim adamı Franz Tschachker tarafından tasarlanan Cam Adam, Galata Rum Okulu’nun çatı katında bugün “cep telefonu canlısı” olarak tanımlayabileceğimiz tür insan “Homo Cellular” ve hayatı, en çarpıcı işler arasında.
Vatandaşına en çok “AVM gezme” imkanı sağlayan bir ülkede insanın aklında farklı bir ışık yakmak için canla başla çabalayan insanların işleri öyle değerli ki...
İKSV’ye, tüm sponsorlara ve bienali’nin gerçekleşmesini sağlayan herkese teşekkür ediyoruz... Bienal 20 Kasım’a kadar sürüyor.
Tasarım bienali, zihni besleyen, duyguları tetikleyen bir “besin” gibi. O yüzden bienal mekanlarına defalarca gittim, her seferinde başka bir şey keşfettim.
Sizde de aynı duyguları uyandıracağına eminim!

Yazarın Tüm Yazıları