Pastoral yaşamlar

Bin yıldan beri böyle...

On altı devletin yıkılış öykülerinden habersiz yaşıyoruz...

Ve yaşadığı ihanetlerinden...

Niye kaybettiğimizin nedenlerini de bilmiyoruz...

Hatırlamıyoruz bile...

*

“Kazandıklarınız kaybettiklerinizi geri getirmiyorsa zarardasınız” diyerek nasihat edilir ama kazandıklarımızın kaybettiklerimizden daha önemsiz olmadığının farkına varamıyoruz...

Bin yıldan beri iktidar koltuklarındakilerine karşı hiç vazgeçilmeyen bir muhalefet etme alışkanlığımız var...

Terk etmedik bu sevdayı...

Ve bırakamadık...

*

Son bir haftadan beri ABD’de başkan adayı Joe Biden’ın açıklamaları tartışılıyor...

İktidara muhalefet yapılır ama başka bir ülkenin siyasi ve güç odakları ve aktörleri hakaret ettiğinde hep birlikte karşısında durulacağını da unutmuş gibi davranıyoruz...

İktidar muhalifleri bu ülkenin devlet başkanına, milletine ve demokrasisine hakaret eden Biden’ın çirkin sözleri karşısında itiraz etmeli ve gereğini yapmalıydı...

Lakin, sessizlik durağında bekleniyor oluşu da oldukça üzücü...

Biden’ın söylediklerini değil de zamanlamasını gündeme taşıyanların ısrarla ‘yedi ay önce’ vurgusunu yapmaları da daha çok üzücü...

Yani, yedi ay önce söylemiş olması söylediklerini hafifletiyor mu?

Zamanaşımına mı uğradı...

*

Biden’a bir şey diyemeyenler...

Fransa, Mısır, BAE, İsrail ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki varlığına bir şey diyemiyor...

Libya, Suriye ve Irak’taki varlıklarına sessiz kalıyor...

Ve sürekli “Türkiye’nin ne işi var?” sorusunu gündeme taşıyor...

Yedi düvel etrafımızı sarmış ve hepsinin farklı bir hesabının var olduğunu görüyoruz...

*

40 yıl PKK’yı besleyen, büyüten, silahlandıranlara da bir şey diyemeyenler...

PYD/YPG adıyla Suriye’deki varlıklarına da itiraz etmiyor...

ABD ve Rusya’nın bu terör örgütleriyle petrol anlaşmaları yapmalarına da seslerini çıkarmıyor...

Darbelerle, finansal oyunlarla bu ülkeyi karıştırmak, barışını bozmak ve dünyada yalnızlaştırmak isteyenlerin tek derdi iktidarı alaşağı etmek...

Bu yüzden de sığındıkları tek şey var olası bir seçim...

*

Bir kez daha anlıyoruz ki bu ülkenin üzerine bedava sadece yağmur ve kar yağıyor...

Ve rüzgâr esiyor.

Orhan Veli’yi hatırlıyoruz...

Demiş ki:

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;

Yağmur çamur bedava.

Sanki içinde yaşadığımız günleri özetliyor...

*

Pastoral hayatların dışında geçerli tek şeyin güç ve para olduğu bir çağın zirvesinde yaşadığımızı unutuyoruz...

Pastoral yaşamların kıyılarında dolaşıyoruz.

Bin yıldan beri hep aynı oyunu sahneye koyanların seyircisi olmaktan da bıkıp usanmadık...

Bilmeliyiz ki bedava yaşıyoruz ama bedelini ağır ödüyoruz ve kolay ölüyoruz...

Ne diyor Orhan Veli:

Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava.